Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz

BÜYÜMEK ACISI

Yorum

BÜYÜMEK ACISI

8

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1726

Okunma

Okuduğunuz yazı 14.12.2013 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BÜYÜMEK ACISI

BÜYÜMEK ACISI

Zekeriya!

Bu bir rüya.

Bir ağacın altında. Cebrail’e inanmadığı günlerde. Elisa’ya bakıp belini sıvazlıyor ve ağlıyor. Birtecik tohum için. Bir de lal olmuş iyi mi? Sessizce beklemek o günden yadigar işte.

Beri tarafta İbrahim. Ah güzel adamcık. Bebek cennetinin babası. Hanımcığına dedi ki, şunla şu birer ana murat etmiş. Hacer Ana baktı bize. Ayşe çınar gibi geniş gövdeli bir ana istedi. Köyün birinde olsun, ekmek koksun. Beşiğe sarsın da tarlaya götürsün onu. Kuşlar geçerken yukarıdan karnı acıksın. Kar yağsın, babası karlı çizmeleriyle okula götürsün onu. Biz küçüğüz tabi o zaman. Kar soğuktur bilmiyoruz. Soğuğu bilmiyoruz.

Hacer yalvardı Rabbisine.

"Rabciğim, en güzelim! Şu sabiye mısır ekmeği kokulu bir ana ver."

Sonra bana baktı. Ben Ayşe gibi değilim. Adım Barış. Sarı saçlı anne istiyorum. Bir sürü yollardan yürüyüp eve gelsin. Dili çok konuşmaktan yorgun olsun. Bir bana kalsın dinginliği. Susalım oturalım öyle. Babamız da olmasın. Bir şişe süt, bir lamba tavanda. Hep açık. Hep dolu. Daha küçüğüz tabi o zaman. Açlığı da bilmiyoruz.

"Rabciğim, pek cömertim! Şu sabiye sarı saçlı bir ana ver."



Büyürken bir çıtırtı çıkar bedenden. Kemikten mi desem, etten mi? Yoksa ikisinden de mi? Büyümek çok acıtır. Lime lime. Herkesler uyurken siz çıtır çıtır artarsınız. Kolay değil vallahi. Sonra alır birisi kucağına. Hoppala da hoppala. Acıyor atmayın öyle. Daha yapışmadı dün gece eklenen etler.



Karıncalı görüntüler. Koşanlar, duranlar. Çizgiler ve tuhaf hışırtılar. Az önce karanlıktı. Karnımda keskin bir acı vardı. Şimdi yoklar. Düz bir çizgi çiziyorduk da çelmesine takıldık birinin, oynattık doğruyu. Yanlış böyle doğdu.



İşte yine buradayız.

Ben İbrahim’in, Ayşe Hacer’in kucağında. Çok uykumuz gelmiş. Gökyüzü saten bir çarşaf gibi dökülmüş üstümüze. Benim sarı annem yok. Mısır kokulusu da yok Ayşe’nin. Artık acımıyoruz da. Çıtırtı susmuş. Çok büyüdük. Açlığı da biliyoruz, soğuğu da. Sanki hepimiz işlenmemiş koca bir pamuk yumuğunda şeffaf tellere dolanmışız. Rahatız, mutluyuz. Fakat bir şey olmuş belli. Tuhaf bir sıkıntı içimizde. Hani tırnak etiniz aralanır da, aklınıza geldikçe acır ya orası.

Zekeriya konuşuyor artık. Elisa’nın yamacında Yahya. Ta uzaklardan sedef renkli bir katman geliyor üstümüze doğru. Hacer gülümsüyor. Çocukları geliyor dünya denen yerden. Toplayıp önüne katmış onları mavi entarili bir adam.

Çıtırtısı kesilmiş çocuklar bunlar. Ağızlarında yarım kalan süt tadı. Onlar da yerleşiyorlar Hacer’in kucağına. Bilseniz ne geniş yerdir bu kucak.

Çocuklardan birisi azcık daha büyük bizden. Konuşmayı biliyor. Biraz sevmeyeceğim tutacak, fakat olmuyor. Burada sevmemek haram. İçimde hala o tuhaf sıkıntı.

"Bilseniz siz ne şanslısınız" diyor İbrahim gülümseyerek. Sonra hepimize birer tas dağıtıyor. "Haydin, şu kapıda bekleyin analarınızı" diyor. Büyük çocuk gözlerini kocaman açmış. "Gülmeyin, sevinmeyin" diye fısıldıyor. "Öldük lan biz!"

Hayır, inanmıyoruz. Ama herşey aynı. Evler var. İnsanlar, bakkal amcalar, dedeler falan.



"İbrahim Baba, benim tasım neden boş. Aha bak, Ayşeninki de boş."

Kapıya bakıyor İbrahim. Pek güzel kuşlar geçiyor üstümüzden. Gölgeleri bıyıklarına düşüyor İbrahim’in. Konuşası da var susası da. Ama ne güzel adamcık, ne güzel!

"Yavrucuğum. Şüphesiz Allah acımayana acımayacak! Sizin su sunacağınız kimseleriniz yok! "

....






Açlıktan ölen Barış bebeğe, soğuğa terk edilen Ayşe bebeğe ithafen.

AYNUR ENGİNDENİZ

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Büyümek acısı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Büyümek acısı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BÜYÜMEK ACISI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ironi
ironi, @ersinbasegmez
12.3.2014 12:33:38
ne söz var söylenecek

ne de güç var yazacak

terbiyeli cümleleri

Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
6.3.2014 04:25:54
Hepinize tek tek teşekkür ederim sevgili arkadaşlar. Daha geniş zamanlarda yeniden görüşmek dileğiyle. Saygılar ve sevgiler hepinize.
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
16.12.2013 00:07:29
"Gülmeyin, sevinmeyin" diye fısıldıyor. "Öldük lan biz!"

Benim açımdan öykünün yön değiştirdiği nokta burası. Farkedilmediğinde ölüm ölüm müdür? Yoksa farketmediğimizden değil de, bilmediğimizden mi?

Hayır, inanmıyoruz. Ama herşey aynı. Evler var. İnsanlar, bakkal amcalar, dedeler falan.

Farketmediğimizden...

Sanki hepimiz işlenmemiş koca bir pamuk yumuğunda şeffaf tellere dolanmışız. Rahatız, mutluyuz.

Onlar mutluysa biz okuyucu olarak neye üzülüyoruz?

Fakat bir şey olmuş belli. Tuhaf bir sıkıntı içimizde.

Bu sıkıntı anlatıcı Barış'ın içinde mi, yoksa bizde mi?

Kocaman bir 'Hoşgeldiniz'. Saygılarımla.



Şükran AY
Şükran AY, @sukranay
15.12.2013 12:53:31


Dili, anlatımı, olay örgüsü ve hepsinden önemlisi uslûbuyla farkını farkettiren değerli yazarlarımızdan yine sosyal içerikli nitelikli bir eser daha okudum.Var olsun değerli gönül emekleriniz.

Teşekkür ederim paylaşım için.

Selam ve sevgiyle.





küsss
küsss, @kusss
15.12.2013 12:33:57
birisi olmayınca bir boşluk oluyorsa orada, yani yeri doldurulamıyorsa işte budur.. ve kesinlikle- bana göre- bu aklı başında ve bangır bangır mesaj vermeden yazdığın nesirlerinle yeri doldurulamayan bir kalemsin. bunun en güzel örneklerinden biriydi bu yazı da.. hiç boş bir şey yazdığını görmedim şu zamana kadar...

sevgilerimle sevgili yazarımıza...
RefikaDoğan
RefikaDoğan, @refikadogan
15.12.2013 05:41:01
Ne anlamlı, ne acı, ne gerçekçi bir şamardır vurgulanan söylemleriyle gözünün ışığı söndürülmüş çocuklar...

Sevgili Aynur can;
harbi özlemişim sizi okumayı, okuduklarım içindeki dünyayı, o dünyadaki yansımamızı, velhasıl...

Bambaşka bir renk, başka bir tat var kaleminizde. Hayat var, geçim derdiyle gerçeğin kendisi var, gülen ve ağlayan gerçeğin, güne gebe ya da karanlığa tutsak gerçeğin...

Lütfen, bu farklı ve özgün kalem durmasın, duraklamasın, susmasın...
Bu kalemin yazacağı daha çok şey var.

Güne düşen emek dolu çalışmanızı kutlarken;
güne düşüren saygıdeğer Seçki Kurulu' na teşekkürlerim...
mori kız
mori kız, @mori-kiz
15.12.2013 01:55:31
Özlemişim okumayı
Sevgilerimle sevgili Aynur...
zeki çelik
zeki çelik, @zekicelik
15.12.2013 01:24:43


En uzun rüyalar bir iki dakika arasındaymış. Bazı rüyalarda bir dünya böyledir işte.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL