13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1601
Okunma

Değerli okuyucular bazen yitip giden örf – adet, saygı-sevgi çemberinin parça parça kırıldığını görüyorum. Teknolojinin hayatımıza girmesi ile kaybolan saygı anlayışı yerini bir kültür yozlaşmasına bırakıyor.
Çocuklarımıza teknolojinin yeni nimetlerinden olan iphone, ipad ya da akıllı cep telefonu alıyoruz, sekiz yüz TL asgari ücrete çalışsak da… İki, üç abartmayım hatta beş milyonluk telefonları alıyoruz. Adam gençtir, herkes kullanıyor, benim çocuğum arkadaşlarına karşı kendini kötü hissediyor gibi duygular başrolü oynuyor.
Maddi kaybı bir kenara koymadan TV reklamlarındaki bilmem elma paketi, yumurta paketi, her yöne tarifesi derken otuz dakikaya bin mesaj, yüz dakikaya beş bin mesaj cazibesi sömürüden başka bir şey değil.
Gelelim tabiatı eşyanın nasıl ve ne yönde kullanıldığına; Telefon bir haberleşme aracı olmasına rağmen, facebook, müzik, oyun gibi müşteriyi cazip kılan özelliklerle donatıldığında vazgeçilmez oluyor.
Birincisi, maddi kayıp; ikincisi, çocuk elinden düşürmediği telefonu, yemek yerken mesaj yazarak ağzına lokmayı götürüyor, yutana kadar sofrada mesaja bakıyor, yazıyor. Düşün sofraya saygıyı…
Bir diğer husus ki çok önemli; kulaklık takıp müzik dinleyerek giderken, yolda araba sesini duymuyor ve yaralanmalı veya ölümlü kazalar oluyor.
Esas saygının öldüğü yer burası, babası ya da annesi çocuğuna söylüyor, çocuk kulağında kulaklık tın bile demiyor. Çünkü duymuyor babasının o an bir yumuş buyurduğunu ya da evde bir paylaşım içinde olduğunu… Görevlerini hiç aklına getirmiyor fakat mesajı ihmal etmiyor.
Örnek; Anne ya da babadan birisi bir bardak su istese çocuk yok, nerede? Diğer oda da saatlerce mesajlaşıyor.
Anne-babının hizmeti, onlara saygı, bir aile ortamının ahengi, bu durum karşısında erozyona uğruyor belki de kavga-gürültü sonu…
İşi gücü koyup saniyede üç beş mesaj yollayan sevgiliden olacak aileyi düşünüyorum da ne kadar uzun süreli olur bilemiyorum. O kadar mesajla sevgili değişen bir gençlik var ki… Bu yozlaşan gençlik bizim gençlik… Elinde telefon, kulağında kulaklık, ağzında sigara…
Ama anne babalara da, öyle büyük bir görev düşüyor ki işte tam da onlar bu işin gidişatını değiştirecek insanlar… Topluma, aileye vatana değerli, üretken, bilinçli bireyler yetiştirme anne ve babının asli görevidir.
Telefon haberleşme aracı olarak olmalı. En tabii ve doğal bir hak ama telefonu haberleşmek için kullanmak başka bir şey, gizli kapaklı ahlaksızlık için kullanmak başka bir şey, dersi bırakıp oyun oynamak başka bir şey.
Verilen onca paranın üç ay sonra bir üst modeli çıkınca değersiz olmasının yanında, maddi kayıp, ahlaki yozlaşma ve bizden götürdüğü değerler teknolojiyi yanlış yerde kullandığımıza şahit oluyoruz.
Üretmediğimiz teknolojinin ekonomik kaybı yanında, manevi kaybımız gittikçe çok daha büyük oluyor. Bu durum karşısında saygınlık yiterken teknolojinin bu denli yanlış kullanılmasına duygularımız ağlıyor.
Bekir Akbulut
SAYGILARIMLA