3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1191
Okunma
sözlerim incitmesin seni. çünkü pısırıklık edasıyla olamam yanında. zaten çerçeve genişledikçe bu halde yanı başında çok bulunur. bize yakışmaz sair tıpkı sana yakışmadığı gibi.
kısaca şair bizimkisi farklı bir sözün yetim söylemleridir.
söz sanatlarıyla doldurma gayretinden uzaktır.
yani yalındır.
hemde engebeli yaşamlarımıza inat yalın sözlerle özetlediğimiz yaşantımız gibi.
kısaca yakışmadı be şair
belkide yeni yeni kendini buldum sanırsın.
geçmişin günahlarını hakim olan kibirle saklama gayretine düşersin.
yeni kapıları böylesi bir duygu ile aralarsın.
açık sandığın gözlerin kendi çerçeven den öteye geçemeyeçeği gerçeği ise bugünkü görüş alanından uzaktır şair.
şimdi şair hikayemize geçelim geç olmadan. anlamanı beklemeden geçelim hikayemize.
uzun zaman önce beraber geçirdiğimiz ve sokakların rutinliğinden yakındığımız bir yaz gecesiyle başlayalım hikayemize.
gece lambaların aydınlattığı sokaklarda ceplerimizin delikliğinden olsa bir bara gidememiştik. ve soluğu sahil kenarında almıştık. sahil kenarında bir çok bardan yayılan melodi eşliğinde okuduğumuz şiirler...
denize karşı denize armağan ettiğimiz şiirlerle geçirdiğimiz yoksul bir yaz akşamıydı. geleceğe senin gibi sıcak bakamıyordum o dönemler. belki de gecenin ilerleyen saatlerinde denizden esen rüzgara karşı üstümü örtecek bir şeyler bulamam dan dolayıydı. sen bu rezil hayattan bir gün çıkacağını söylerdin. ve işte o zaman bugünlerin acısını çıkaracağını...
gazetelerde dergilerde çıkan bir kaç entele hep kızardın. kendilerince şiiri, hayatı kendi entellikleriyle cevaplamaları ise seni çileden çıkarırdı.
"ama şair, hayat bu" deyip geçiştirmek kalırdı bana. belkide yoksulluğum-dandı sözlerimin yoksulluğu. ancak yoksul olan sözlerimiz yine hayat doluydu.kısaca şair yalan dolan bilmezdik. daha öğrenmemiştik ve hiçbir zaman öğrenemeyeceğimize dair ilk defa o gece söz vermiştik.
sonra uzun zaman geçti. geçen bu uzun zamandan bir gece polis yaka paça gözaltına aldı beni. bilmediğim ve halen bilemediğim bir nedenden 2 yıl hapis yattım. yani anlayacağın uzun zamana artı iki yıl daha eklenmişti. neyse ki bu iki yılın sonunda suçsuz olduğum anlaşıldı. yani geçte olsa adalet yerini bulmuştu. zaten yaşadığımız bu ülkede geç bile olsa adaletin yerini bulması büyük başarı kabul görülüyordu.
ve dışarıdaki ilk günüm. ceplerin halen delik olmasından dolayı oturduğum kahvede çay içememiştim. dalmıştım anlayacağın. sonra gözüme masanın üzerindeki gazete çarptı. bir fotoğraf. bu sendin. büyük bir heyecanla açıp okumaya başladım.
ve
ilk satırlarda entel söylemlerinle muhatap kalmanın şokunu atamadım üstümden.
o yaz gecesini düşündüm ve söylediklerini.
sende yapmıştın aynısını.
yani kendilerince şiiri, hayatı entellikle cevaplamaya çalışmıştın. biraz kızmış olmalıyım. kafamı kaldırıp gökyüzüne çevirdim. tekrar o geceyi düşündüm ve son olarak dilimden "yakıştı mı be şair?" sözü dökülüverdi.
(DEMİR) ATEŞ