10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1449
Okunma

’’ Bir yerde haksızlık görürseniz onu elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin, buna da gücünüz yetmiyorsa kalben buğz edin=Kızgınlık duyun.’’
Hz. Muhammed ( Sallallahu Aleyhi ve sellem=Allah’ın selamı onun üzerine olsun)
Çocuklarda neyse de koca eşşek kadar adamlarda, kadınlarda görünce resmen sinirsel katsayılarım tavan yapıyor.
Dün bir tv nin iftar programında çocuk el kadırıp söz isteyerek soruyor’’ Hocam bir sorum olacaktı?’’
Çocuğun sorusuna ve verilen cevaba geçmeden önce hemen bir hususun altını çizelim. Sahnede soruları cevaplayan hocanın zeka seviyesinden hiçbir Allah’ın kulu emin değil herhalde..Mikrofonu eline her alan ’’ Hocam size bir sorum vardı’’ ile başlıyor..Yahu zaten hoca demiyor mu ’’ Buyurun sorunuzu alayım.’’ Diye. ’ ’Hocam bir sorum vardı’’ ile başlamadığınız takdirde hoca yapılacak olan konuşmanın soru olduğunu anlayamayacak kadar geri zekalı olmalı ki( Haşa ) Millet uyarıyor: ’’ Hoca bak şimdi ağzımdan çıkacaklar bir soru cümlesidir..Sakın yanılıp da düz cümle filan sanmayasın...Oyarım.’’
Evet çocukta kalmıştık..Soruyor çocuk:
-Hocam bir sorum olacaktı. Anne babaya kötü davranmak günah mıdır?
Ben olsam ’’Haydaaa.. Tut pipisinden vur duvara.’’ Derdim..Ulan namussuz velet madem kötü davranmak diyorsun, adı üstünde kötü davranmak, sevap olacak hali yok ya...Lakin hoca o en sevimli haliyle kızmadan, ’’Ya sabır ’’ Demeden cevap veriyor.
Hoca ona cevabı verdikten sonra bir bayan söz alıyor.
-Hocam..Benim on altı yaşındaki evladıma bir araba çarparak onu öldürdü..Çarpan ve kaçanlar bu güne kadar bulunamadı..Ben şimdi oğluma çarpan bu insanlara hakkımı helal etmiyorum. Acaba günah mı işliyorum?
Evlat acısı zordur...Dolayısıyla kadına acımamak, üzülmemek mümkün değil...Lakin bu soruyu irdelemek lazım ( Bu irdelemek kelimesine bayılıyorum...Böyle kullanma fırsatı doğunca zevkten dört köşe oluyorum..Sapıklık biliyorum ama n’aapıyım?)
Hoca kadına ’’ Bacım, çok günah işliyorsun..Derhal çocuğunun katillerine tüm haklarını helal et’’ Dese kadın ’’ Haklısın hocam helal-i hoş olsun’’ Mu diyecek? Kesinlikle hayır. Peki o halde niçin sordu bu soruyu? İşte onun cevabını kadının otururkenki halinden anlıyoruz...Sırıtarak etrafa gülücükler atıyor, ’’Nasıl da çıktım Tv ye ama’’ Havalarında..Oysa az önce 16 yaşındaki evladının öldüğünü anlatırken hıçkırıklar neredeyse boğazında düğümlenecekti.
İnsanlar genelde merak ettikleri, öğrenmek istedikleri şeyleri sorar sanıyorsunuz değil mi? Ne gezer..Tam tersine insanlar zaten çok çok iyi bildikleri şeyleri sorarlar ilahiyatçılara. Amaç bir şeyler öğrenmek değil kendi sapıklıklarına fetva alabilmektir.
Sorar mesela:
-Hocam...Ben akşamleyin kafayı çeksem bi güzel..Sahurda da oruca niyetlensem olur mu?
Ben olsam en kibar cevap olarak ’’ O içkinin şişesi münasip bir yerine girerse tutabilirsin..Mahsuru yok.’’ diye veririm fetvayı da bizim hocalar sabır küpü..Hatta içlerinde böyle bir soruyu ciddiye alıp, soranı adam yerine koyup saatlerce cevap veren, karşılıklı konuşan var.
Küçük çocuklar iyi kötü sordukları sorunun cevabını dinlerler.( Uzun bir cevap vermemeniz kaydıyla) Büyükler ise soruyu sorar sonra yanıdaki yöresindekilerle muhabbete başlarlar..Kendisine soru sorulan hoca sanki başçavuşun beygiridir. O kadar ki hoca ’’ Ya siz ne sormuştunuz?’’ Dese kesinlikle hatırlamayacaktır sorusunu.
Yine de cahilce de olsa, sırf televizyonda görünmek için de olsa, hatta laf olsun torba dolsun amaçlı bile olsa soru sorana can kurban yine de..Soran bir şey öğrenmiyorsa da oturup dinleyenler arasında tek tük bir şeyler anlayanlar oluyor..
Sanal alemde ise işler çok daha farklıdır.Sanal alemde beyefendi/ hanımefendi soru sormaz..Direkt yorum yapar...Çünkü onlar her bi haltı bilmektedirler zaten çünkü o haltları yalayıp yutmuşlardır.
İslamiyetle ilgili olsun ya da olmasın’’ Bu islamidir’’ denilen her husus onu fazlasıyla rahatsız eder. Mesela İslami kesim tavuk, islami kesim koyun, sığır...İslami evlilik, İslami yaşantı,İslami kıyafet...Bir deyimin başında ’’ İslami ’’ varsa fena halde gıcık kaparlar. Gerçekten islami olsa da olmasa da..O bakımdan ara sıra - yanlış sebeple olsa da- doğru şeyler için de kızdıkları olur: İslami Evlilik siteleri, İslami Fingirdeşme gibi...
Bu tipler, Mesela Sabahın köründe avaz avaz, canhıraş bir şekilde bağıran (!) birine fena halde gıcıktır..Çünkü kendisinin yatma saati daha yeni başlamaktadır. Her ne kadar size dünyanın en tatlı nağmesi olarak gelse de o ’’ Esselat-ü Hayrün minen nevm= Namaz uykudan hayırlıdır’’, Onun nazarında Arabın yalellisidir.
Minicik çocukların bunca aydır okullarda canı çıkmıştır.Dolayısıyla artık güzel bir tatili hakketmişlerdir..O halde ne işleri vardır yaz kur’an kurslarında..Zaten bu kurslarda çocukların beyinleri yıkanıp durmaktadır.Hatta ağzı salyalı hocalar ( Ki tüm hocaların ağzı salyalıdır) çocuklara taciz, tecavüz ederler. Böyle bir tehlikeden kurtulmak için yorgun çocuklar kur’an kursu yerine yine dersanelerin yolunu tutar. Eee kolay mı önlerinde koskoca bir ya da bir kaç sene ve koskoca bir SBS vardır. Çocuklar sadece ve sadece kur’an kursuna giderse SBS de başarılı olamazlar.(!)
Kısa profilini çizdiğimiz bu insanların en ortak noktaları ise hiç birinin gerçek müslümanlara, dindarlara ve dinin özüne karşı olmamalarıdır(!)Ayrıca bir ilahiyatçı bile onların bilgileri yanında boynunda elif cüzü taşıyan mahalle çocuğu gibidir. Çok çok bilgilidirler(!) Her biri çocukken mahallerinde kur’an okumaya giden varoşların çocuklarına uzaktan el sallamışlardır..Az şey mi?
Aslında çok çok dindardırlar ama Kur’anddaki ’’ İbadet de gizli, kabahat de. ’’ Ayeti gereğince onlar ibadetlerini hep gizlerler(!)Ama kabahatlerini açık açık ortaya dökmekte bir sakınca görmezler. Ayrıca Kur’anda böyle bir ayetin olmaması da önemli değildir. Onlara ayetten bol ne var piyasada...
Velhasılı kelam çok dindardır bu zevat.’’ Nereden biliyorsun?’’ Diyecek olursanız...Her birinin dedesi müftü, hacı ya da hocadır. Anne anneleri, baba anneleri beş vakit namazında niyazında mütedeyyin insanlardır. Çocukluklarından kalma hatıralarında hayal meyal camiye günah çıkarmaya gittiklerini bile hatırlarlar (!)
Bu yazının en başında bahsettiğim kişiler çocuk ya da cahil insanlardır. Dolayısıyla onların sordukları soruların o kadar da zararı yoktur..En kötü ihtimal: Boşuna gevezelik yapmış olursunuz onlara cevap vermekle.O kadar.Ama bu hepsi müftü, hoca, hacıanne torunu olanlar(!) İşte bunlar - Gözünüzü değil de sazan gibi ağzınızı açtığınız an gelir ağzınızın içine uçarlar. Çünkü yazdıkları, söyledikleri şeyler içinde doğrular oldukça fazladır. Asıl maksatları hep satır aralarına sıkıştırırlar.
Bakarsınız konuşuyorlar..Konu Ezanın Türkçeye çevrilmesi,
-Ezan mutlaka türkçe okunmalı.
-O zaman sabahın köründe kalkıp abdest mi alacaksın sabah namazı için?
-!!!!!!!!!!!!!
-O halde sana ne kardeşim. Bırak hangi dilde okunursa okunsun
-Namazda dualar Türkçe okunsun.
-Namazın içinde dua okunmaz, Her ne kadar dua yerine geçenleri olsa da onlara ayet ya da sure diyoruz. Dua, namazdan sonra okunur..Genellikle de Türkçe okunur..Mesela ben elbette ki Türkçe yaparım duamı.
-Sure ve ayetler de Türkçe okunmalı..
-Okuuu..Okudun da dilini kesen mi oldu? Evinde nasıl istiyorsan öyle oku..Allah kabul eder mi etmez mi orasını O bilir.
-Yok camilerde de Türkçe okunmalı...Herkes ne okunduğunu anlamalı.
-Bak bu dediğin de oldu bu ülkede..Hem de 1932-1950 yılları arasında tam on sekiz sene..’’ Namaz Türkçe olmalı’’ Diyenlerin camileri doldurduklarını mı sanıyorsun o yıllarda? Bu gün senin dediğini yapmış olsak sabah ezanlarına ’’ Eşeğin anırtısı ’’ Diyenler, koşa koşa camiye mi gelecek? Mesela sen ’’ Tanrı uludur, Tanrı uludur.’’Sesini duyar duymaz camiye mi koşacaksın? ’’ Hamd olsun Alemlerin Rabbine, Rahman ve rahim olan, din günün sahibi o dur’’u dinlemek ve hayatına tatbik etmek için kar-kış demeden beş vakit camileri mi dolduracaksın yoldaşlarınla?
-!!!!!!!!!!!!!!!
-Hayır di mi? O halde sana ne müslümanın ezanı, namazı, kur’anı?
-İşte müslümanlar zaten bu yüzden geri kalıyorlar..Baksana dünyada ileri gitmiş tek müslüman ülke var mı?
-Demin söyledim..Bir kez daha söyleyeyim: Sana ne?...Müslüman ülkeler dünyanın en gelişmiş ülkeleri olsa zil takıp göbek mi atacaksın? ’’ Müslüman ülkeler geri kalmış’’ Diye tespitler yapıyorsun ve doğru diyorsun tamam..Peki ileri gitmeleri için bir önerin var mı? Yok..Neden? Çünkü derdin müslüman ülkelerin geri kalmışlığına çözüm bulmak ya da en azından üzülmek değil.
-Ama sen de neredeyse beni hiç konuşturmayacaksın...Bu nasıl bir bağnazlıktır, bu nasıl bir faşist kafadır, bu nasıl bir yobazlıktır?
-Bizde böyle...Usulutle ve suhuletle efendi efendi anlattık anlamadınız...Can Yücel’in dediği gibi ’’G.te, g.t diyeceksin...Ulan mesela N.Ç olayı..H.T..Olayı..Bu olaylarda 12-13 Yaşlarındaki zavallı kız çocuklarına en az onbeş kişi tecavüzde bulundu. Bunlar içinde resmi görevi subay, polis, öğretmen hatta kaymakam olan vardı. Hiç birinin tek bir karikatürü yapılmadı. Hiç biri için lanet okumadınız.Tek lanetlediğiniz resmi görevi imamlık olmayan ama çevrede hoca diye tanınan namussuzlar oldu...Niye? Elinize güzel bir fırsat geçti saldırmak için.’’
-Bir iki laf da biz edelim Müsadenizle.
-Müsade[] etmiyorum
Aslında bu insanların ne kadar dinli ya da dinsiz, donlu ya da donsuz oldukları hiç kimsenin umrunda değildir. Ama anlatamazsınız bir türlü.’’ Kendilerini fasülye gibi nimetten sanırlar.’’Demeyeceğim elbette..Kurban olsunlar fasülyeye...
Evet gerçekten de kendisiyle hiç ilgisi olmayan konulara karışmadıkları müddetçe, mercimek kadar beyinleriyle insanları iğfal etmeye kalkmadıkları sürece, hepsinden önemlisi ev sahibini bastıran yavuz hırsız kurnazlığı yapmaya çalışmadıkmadıkları müddetçe bu zevatın dinli ya da dinsiz, donlu ya da donsuz olduğu beni hiiiç mi hiç enterese etmiyor ama o mercimek kadar beyinleriyle bana bir rota çizmeye kalkarlarsa o zaman elime sopayı alır mahallede - her geçen insana saldıran- köpeklere ne ne yapıyorsam aynısını yaparım. En azıdan hırlayıp durmalarına Müsade etmem. Bu böyle biline.
[] Kelimenin doğru yazılışı Müsaadedir.
Not:
1-Ben bu güne kadar bana yapılan en sert eleştiriyi, hatta küfürü bile silmedim, sildirmedim, silmem de...
2-Pamuk Prenses masalları çok gerilerde kaldı. Millet artık cadıların sunduğu zehirli elmaları yemiyor.