Hayvanlar alemi deyince ne geliyor aklınıza? İlk gelen hayvanlar muhtemelen vahşi doğa dediğimiz biraz daha ulaşılmaz hayvallardan oluşuyordur muhtemelen. Kediler, köpekler, kuşlar, ve karıncalar da hayvan, bunun bilincindeyiz.

Karıncaları ele alalım, nasıldırlar, hepsi birbirine benzerler ve çok sayıdadırlar değil mi. Çalışkandırlar, uyum içerisindedirler. Zayıf ve hareketlidirler. Memleketimde evimizin bahçesinde çok karınca yuvası vardı, ve ben onların çalışmalarını izlemeyi çok severdim, ve o kadar izlememe rağmen kenarı çekilmiş yan gelip ağustos böcekliği yapan bir karınca görmedim. Birbirine yardım etmeyen bir karınca da görmedim, ama gördüğüm şey tamamen birbirlerinin kopyaları olmalarıydı, kişiliksiz, çıkarsız, seçimsiz...

Şimdi de kendimizi sorgulayalım bakalım, hiç birimiz, insanlar olarak, hiç bir şekilde aynı değiliz. Hatta aynı kelimesini hak etmekten başka her kalıba sokulabiliyoruz belki ama altı küsür milyar insanın hiç biri bir diğeriyle aynı değil.Farklı kişilikler, farklı kazançlar ve bu kazançların sonucu farklı hayatlar...

Esas lafı uzatmak istemiyorum ya, elim durmuyor işte, kusura bakmayın.

Demek istiyorum ki:

Insanlar da görünüşte birbirlerine benziyorlar ama çok değişik, ilginçler:

Kimisi bir kaç lokmayla bir günü geçirebiliyor, ya yoksulluktan, ya takvadan;

Kimisi bıkıncaya kadar yatıyor, ya tembellikten ya hastalıktan;

Kimisi gün başına ancak bir kaç saat uyuyabiliyor, ya sabahlara kadar eğlenmekten, ya da bankın vücuduna verdiği rahatsızlıktan.

Kimisi bir oturuşta dağları tüketiyor, kimisi açlığın tehdidi ve ölümün korkusuyla bir lokm ekmek için el açıyor;

Kimisi kızına okulu için yarın vereceği otobüs bileti parasını düşünüyor, kimisi kızının doğumgününde ona hangi arabayı alacağını şaşırıyor;

Kimisi bayatladı artık diye koskoca ekmeği (gözünü kırpmadan) çöpe atıyor, kimisi de onu ölmemek için o çöpten alıyor,

Kimisi yatağını beğenmiyor, kimisi dışarıda tir tir titriyor;

Kimisi annesinin elinden yediği tokat yüzünden onu sokağa atıyor, kimisi o eli yerde gökte arıyor da bulamıyor.

Ve bunların hepsi, yani biz aynı türün bireyleriyiz ve görünüşte hepimiz de insanız...

Bu nasıl dünya, bu nasıl adalet demek geçiyor içimden, ama filmin sonunu bekliyorum. Ve bir de bakıyorum ki tüm bu "kimi"leri bir "yer"de toplanmış. Hatta bazıları birbirinin üzerinde, farkında değiller ama aynı "yer"deler. Zengini de fakiri de, suçlusu da suçsuzu da...

E, doğru bi yerde, koskoca Karun da, bizim sefil Sefa da aynı "yer"de değiller mi, üstelik şimdi yaşayanların ayaklarını bastıkları yerin altında...

Tunç AY 040408