9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1064
Okunma

BAHAR GELİNCE KAVUŞTUM BEN KUZUMA...PIR PIR LEYİİİ…OLEY OLEEYİİİİİİ
Sınıf Rehber Öğretmenleri öğretmenler kurulunda belirlenen sınıflarında ilk iş olarak sınıf başkanı, oturma planı ve dahi eğitsel kollara öğrenci seçimi yaparlar.
Eğitsel Kollara öğrenci seçimi de şu şekilde yapılır:
Önce kurulda belirlenen eğitsel kolları tahtaya yazarsınız. Daha sonra da bu kollarda ne gibi faaliyetler yapılacağını anlatırsınız çocuklara.
SAĞLIK-TEMİZLİK VE GÖRGÜ KOLU:
-Hocaaaamm..Bu kolda ne yapceeezz?
-Sormasaydın şaşardım Hayat…Yahu ne yapacaksınız işte…Her şeyden önce bakacaksınız arkadaşlarınız sağ mı? Aranızdan ayrılan filan varsa derhal bana bildireceksiniz...Ben de idareye bildireceğim ve arkadaşınızın helvası, mevlidi, defni filan gibi işlerle uğraşacağız. Tabii ki öğretmenler ve diğer personelin sağlığı da sizden sorulur. Özellikle öğretim yılı sonlarında, bahar mevsiminde hastalananlar artar..Onların sağ ve sıhhatli bir şekilde okula devamı da sizden sorulur. Sonra temizlik konusu var tabii ki..Soracaksınız arkadaşlarınıza temizler mi diye…İçlerinde cünüp olan varsa hamama gönderilmelerini sağlayacaksınız, hamam paraları yoksa tedarik edeceksiniz. Her gün bit kontrolü yapacaksınız. Sınıfımızın çöplerini almak, sıra ve masaları silmek, öğretmen masasına bir vazo ve o vazoya her gün bir çiçek koymak da sizin işiniz…Son olarak bir de görgü konusu var. ‘’ Lan, uyuz, ooolum ‘’ ve benzeri kelimeleri kullanmakta zorluk çeken arkadaşlarınıza yardımcı olacaksınız. Bir arjadaşınız başka bir arkadaşından farz edelim bir kalem isterken ‘’ Arkadaşım rica etsem kalemini bana verir misin ?‘’ Derse derhal arkadaşınızı uyaracak ve mutlaka ‘’ La, hele şu kalemini versene.‘’ Demelerini sağlayacaksınız. İşiniz çok yani.
KİTAPLIK VE KÜTÜPHANE KOLU:
Efendim..İsim vermeden anlatayım…Görev yaptığım okullardan birinde resmi görevi kütüphanecilik olan bir vatandaş ve de okulun koskoca bir kütüphane salonu, dolapları filan vardı. Var olmasına vardı da koskoca kütüphanede toplasan elli kitap yoktu. Raflarda olan kitap sayısı işte bu kadardı. Öğrenciler kitap almak ya da okumak için kütüphaneye gidiyorlar ama görevliden hangi kitap istenirse istensin ‘’ Maalesef o kitap bizim kütüphanemizde yok ‘’ deniyordu.
Neyse.O okula gittiğimin ertesi sene bu kütüphane görevlisi İldeki merkez kütüphaneye atandı( Tabii ki üstün başarıları (!) nedeniyle)…Dolayısıyla da okul kütüphanesinin artık bir görevlisi Kalmadı. İşte o sene kütüphane kolu kurduk okula. Rehber öğretmen olarak da ben seçildim. İlk iş olarak kütüphanede kilitli olan dolapları açtım. Bir de ne görsem iyi...Toplamda iki bin beş yüz – üç bin civarında kitap var. [Rakamla: 2500-3000] ( Ansiklopedileri , dergileri saymıyorum. ) Öncelikle dolapların kapaklarını söküp kırdım…Tüm kapaklar sobalara gitti. Sonra kitapları tasnif ettim konularına göre.Bir öğretmen arkadaş ve bazı öğrencilerle bir atölye kurup yıpranmış kitapları ciltledik. Daha sonra da her sınıftan o kol için seçilen öğrencileri kütüphane nöbetçisi yaparak okulda tüm öğrencilerin kitap okumasını sağladım. Takip ettim kim kitap okuyor, kim okumuyor diye ve okumayanı okuması için teşvik ettim. Kütüphane okulun en çok uğranan yeri oldu.
Bunları niçin mi yazıyorum: Bazı vatandaşlar tamamen kurgu ve gülmece olarak yazdığım bazı hususları ciddiye alıp ‘’ Senin yetiştirdiğin öğrenci de ancak senin gibi olur.’’ Diyebilme gafletini gösteriyorlar da ondan…Neyse…Hiç kimsenin su-i zannı yüzünden üslubumu değiştirme gibi bir niyetim yok. Ben neysem oyum.
-Hocaaaammm..Kütüphanecilik kolu olarak ne yapceeez?
-Valla çocuklar kütüphane önünde nöbet tutacak ve zinhar oraya hiç kimsenin girmemesini sağlayacaksınız. Hatta öğretmenler bile girmemeli.
Şaka bir yana...Kütüphaneye en az girenler de maalesef öğretmenlerdi. Bu da işin acı yanı.
SİVİL SAVUNMA KOLU:
-Hocaaammmm.
-Anladık Hayat anladık…’’ Bu Kolda ne yapceez?’’
-He Hocam...Bu kolda ne yapceeez?
-Okulumuzu sivil bir şekilde her türlü iç ve dış mihrakların saldırısına karşı savunacağız.
-Hocaaammm…Mihrek ne demek?
-Mihrak Hayat…Mihrakkkk…Of yaaaa…Amma da meraklısın..Ne bileyim işte..Bak sözlüğüne.
-Sen deyiveeesen?
-Mihrak , tahrik kökünden türemiş bir kelimedir…Yani tahrik edici unsurlardan koruyacağız okulumuzu.
-Tahrik edici unsur ne demek hocaaammm?
-Ebe…Eee ben nerden bileyim yahu...Onu da sen bul.
SPOR KOLU
-Hocaaammmm.
-Emine…Allah aşkına ‘’Bu kolda ne yapceez?’’Diye sorma sen de Hayat gibi.
-Yok hocam onu sormeycem…Deyceğim o ki ne tür spooolaa yapıverceeez bu kolda?
-Yahu kızım ne yapacaksınız işte…Bir sürü top var..Onlarla oynayacaksınız.
-Hocaaaammmm. Top ne demek?
-İlahi Tacettin...Sınıfta kala kala saçın, sakalın ağardı daha top ne onu bilmiyorsun ha?
-Yok hocam top ne biliyom da soruyu yaanış sordum. Mecazi manada toplarla mı oyneycez yoksa gerçek manada toplarla mı oyneyceez onu deyverecektim.
-Şişşştt..Akıllı ol.
-Hocaaammm..Mecazi manada top ne demek?
-Yani efemine demek.
-Yani benle kimse oynemeycek mi?
-Benim tepemin tasını attırma ...Senle ne alakası var. Hasbinallah yahuuuu.
-Aaagedeşler bene Efe Emine deyveriyorlar da.
-Kızım Efe Emine değil...Efemine…Burada efe ve mine ayrı ayrı kelimeler değil bitişik...Bitişince manası değişik oluyor...Ben şimdi izah edemem..Sözlüğüne bak.
MÜZİK KOLU
-Hocaaammm.
-Ne var Eray...İnşallah sen de ‘’ Hocam müzik ne demek? ‘’ Diye sormazsın.
-Yok hocam o kadarını biliyoruz çok şükür. Müzük , üzerine notaların yazıldığı dört aralık ve birbirine paralel beş çizgiye denir.
-Eraycığım ona Porte denir..Tamam mı yavrum…Hem müzük değil müziktir o kelimenin doğrusu.
-Hıh…Sen daha portreyi bilmiyorsun be hocam...Portre resimdir bir kere.
-Portre değil..Porteeeeee…Neyse sen ne diyecektin?
-Hocam beni Müzük koluna al.
-Başka sıkıntın? Yok yok ben okuluma böyle bir kötülük yapamam.
-Niye ki hocam bu okulda benden daha güzel müzük yapan var mı? Ud, kanun, kemençe, yaylı kambur bile çalıyorum
-Doğru deeyo hocam...Eli uzundur biraz...Ne bulsa çalar evel Allah.
-Hasaaannn...Hasaaannn… Ayıp değil mi arkadaşın hakkında öyle demek...Tamam müzik katilidir , nota yiyicidir .Tamburu kambur yapar filan ama eli uzunluğunu görmedim hiç. Tamam neyse…Müzik koluna aldım Eray’ı…Bana ne ya Nuray Hanım düşünsün.
KÜLTÜR VE EDEBİYAT KOLU
-Hocaaammm..Ölümü öp bu kola beni yaz.
-Niye ki Hamza? Neden seni bu kola alayım?
-Hocam ben çok güzel şiirler yazıyom…İsterseniz okuyem bi dene..Daha yeni yazdım.
-İyi madem..Oku bakalım.
-Benim adım Hamza Avar.
Şiirlerim uçak savar
Koyun, keçi, sığır, davar.
Şiir yazdım n’olmuş, ne var?
-Harika…Seni aldım Kültür ve Edebiyat Koluna.
FOTOĞRAFÇILIK KOLU
-Hocam bennn..
-Seni mi alayım bu kola Hasan? Ama neden? Var mı fotoğraf makinen filan
-Fotoğraf makinem yok emme cep telefonumla çekerim…Sene bol bol balık fotoğrafı çekerim.
-Hocaaammm..O fotoğraf makinesiz, cep telefonsuz da çekiyor fotoğraf.
-Nasıl Yani Tacettin? Anlayamadım...Fotoğraf makinesiz nasıl fotoğraf çekiyor ki?
-Recep İvedik gibi yani...Çok güzel resimleri var valla…
-Anlaşıldı Hasanı da Fotoğrafçılık koluna aldık.
UZAY VE HAVACILIK KOLU
-Çocuklar bu kolu kim ister?
-Hocaaammm O kola Tacettin’i alın bence?
-Neden Sare? Tacettin’i niçin bu kola alayım?
-Hocam...Dersten tüymek için üçüncü kat penceresinden bahçeye uçabilen başka kaç kişi bulabilirsiniz ki?
-Valla haklısın kızım...Tacettin...Seni Uzay ve Havacılık Koluna aldım.
Ve nihayet son kol:
HAYVANLARI SEVME VE YEŞİLİ KORUMA KOLU
-Küçük kurbağa, küçük kurbağa kulağın nerede/ Kulağım yok, kulağım yok , yüzerim derede/ Gu vak vak vak vak , Gu vak vak vak vakkkkk…
-Sareee...Sareeee Koskoca kız oldun hâla mı çocuk şarkısı?
-Mini mini bir kuş donmuştu/ pencereme konmuştuuuu
-Seheeerrr sen de mi? Ne oluyor yahu size?
-Ya hocam anlasana…
-Neyi anlayayım?
-Kuuuşşş sesleeeriiii ovaaalaraaa yayılııır…İnsaaan bunaaa..Hayran oluuurrr bayılır…
-Bi halt anladıysam Arap olayım...Seherle Sare resmen kayışı kopardı.
-Bahar geliiince..Kavuştum ben kuzuma...Pır pır leyyyiiii…Oleeey oleeeyyiii.
-Hay Allah iyiliğinizi versin. Anladım anladım..Hayvanları Sevme ve Yeşili Koruma Kolunu istiyorsunuz verdim gitti.
-Hocam Ben? Bana bir kol vermediniz? Ben hangi kola bağlıyım.
-Len Bekir’im hele sorduğun soruya bak...Sen hiç bir kola bağlı değilsin. Çünkü sen benim sağ kolumsun...Direkt bana bağlısın sen. Sınıf Başkanı yaptım seni.
Eğitsel Kollara işte böyle seçilir öğrenciler. Sonrasında neler mi olur..Eh o da bir dahaki bölüme.
-----------------------------------------------------------------------------------------------
ÜÇÜNCÜ GÖREV YERİM: KOCAELİ- AKMEŞE YATILI İLKÖĞRETİM BÖLGE OKULU