Bir şarkı vardı, konuşamıyorum diye. İlhan İrem söylerdi. Konuşamıyorum, konuşamıyorum konuşursam, gözyaşlarım beni boğacak. Başbakan da konuşamıyor, konuşsa gözyaşları boğmayacak onu. Onu boğan başka şeyler var. Günahları mı? Öyle çok ki onlara artık eşek semeri yetmez sanıyorum. Onu belki de seçmenlerinin oylarırının boğmasından korkuyor. Sanıyorum bu iş yatarsa Amerika’ya vereceği hesaptan korkuyor. Yoksa milleti kim takar.
İmralı’da BDP’yle yapılan görüşmenin tunanakları basına sızmış. Nasıl olur da böyle bir şey yapılabilir? Neden açıklamışlar? Gazetecilik yapmak bu mu? Gazetecilerin görevi mi canım bu mesele. Ne güzel her şeyi saklı gizli hallediyorduk. Pişmiş aşa soğuk su katıyorlar. Önce pişirilen aşlar ne güzel gizleniyordu. Oslo süreci nasıl gizlenmiş inkâr edilmişti. Ne yazık ki gizlide kalmıyor birşey. Bu barış süreci dedikleri sürec yüzlerine tokat gibi inecek. Bir de milletimiz neler yapıldığını tam kavrayabilse. Bu yağcılar, şak şakçılar, el etek öpücüler çıkarcılar olmasa Erdoğan hiçbir şey yapamaz. Millete karşı milletin gücünü kullanamaz.
Erdoğan konuşmuyor Apo konuşuyor. O ilk yakalandığında sinik, can derdinde olan Öcalan gitmiş, bizzat başbakan tarafından palazlanmış, kabaran bir horoz olmuş. Bu işin dönüşü yok, yoksa Türkiye’yi elli bin kişiyle başınıza yıkarız. Bu nasıl bir güç ki bunları söylemeye cesaret edebiliyor. Neden mi? Milliyetçiliği yok etme konusunda Öcalan ve Erdoğan aynı görüşte birleşti. Asıl canımın sıkıldığı milleti hâlâ aldatabilir olması. Balıkesir’de yaptığı konuşmada alkışlanmış. Nasıl bu kadar aymaz ve kör olunabilir? Ülkeniz bölünmek isteniyor siz hâlâ bu bölücülere alkış tutuyorsunuz? Bebek katili çıksa karşınıza onu da alkışlarsınız..
Kandile giden BDP’liler sadece Kandil’deki PKK’lılarla görüşmekle kalmamış Barzani ve Talabni ile de görüşmüşler.Niyetlerini anlamak için fal bakmaya gerek yok. Her şey ortadan. Büyük Kürdistan hayallerini gerçekleştirmek. Amerikan plânını gerçekleştirmek. Sanılmasın ki bu şekilde barış sağlanacak. Bunlar savaşın ilk adımları. Milletimiz gözünü açsın artık. Nelerin yapılmaya çalışıldığını anlamak için müneccim olmaya gerek yok..
4. 3. 2013 / Nazik Gülünay
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazınız ve doğru kurulan mantığınız için sizi kutluyorum.Bizim ulusumuz tarihi kökleri derin olan bir ulus,bu günlerin bin beterini yaşayarak binlerce yıldır sürdürdü varlığını.Bu gün bir kaç paryanın sırtını Amerikan emperyalizmine dayayark geliştirdikleri bu Amerikan projelerini de tarihin çöplüğüne atacaktır,buna olan inancım tamdır.Ha bu söylediklerim bizler yan gelip yatalım demek değildir.Sonuna dek mücadele edeceğiz,böylesi soysuzlara ve satılmışlara karşı.Sağlam duran yüreğinizi ve sevgiyi ve doğruyu yazan kaleminizi kutluyorum.Herşey gönlünüzce olsun.
bu yaptıkları ihaneti anlamak için falcı ve müneccim olmaya gerek yok oy verenlere asla hakkımı helal etmiyorum bu güzel yurdumuz bunları hak etmiyor maalesef gerçekleri yazan kalemin hiç susmasın sevgili nazik sevgilerimle
Bir devlet düşünün ki Onun adı TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR... Ve O Cumhuriyetin Başbakanı Her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alırken saydığı milliyetçiliklerin başında Türk Milliyetçiliği gelir...İşte bittiği an budur. Başka bir şey demek istemiyorum şimdilik.
Ve söylediği sözü kıvırmaya çalışıyor. Hep milleti alıştırmak adına.Alıştıra alıştıra Öcalan'ı perdeye çıkardılar. Halk bunu yutmayacak. Bizim halkımız milliyetçidir. Bam teline dokundu mu, ne yapacağını çok iyi bilir..
Ama haksızlık ediyorsunuz Nazik Hanım... İş mi yani şimdi gazetecilerin yaptıkları... Ne güzel vatanın nesi varsa sattılar. Bir de Öcalanın istediklerinin yerine getirilmesine ramak kalmıştı. Böyle şeyleri milletin ruhu duymadan yerine getirmek varken millete duyurmak niye... Bak kızdırıyorsunuz ABD'yi... "Biz seni ne için gönderdik oraya! diye soruyorlardır kesinlikle... Halkmış milletmiş Milliyetmiş dinmiş, iman mış kimin umurunda. ABD'nin isteklerinden daha büyük ne var dünyada... Bir de başkan seçildi mi, deyme gitsin keyfine... CHP de batsın MHP de, hatta AKP'de... Gemicikler var onlara yeter... Ve millet başını taşlara vurur ama vursun umurunda mı?
Milleti düşünen yok zaten. Muhalefet dersen onlar da öylesine. Bugün naslı olduysa Devlet Bahçeli çok şükür ki biraz sesini çıkarabildi. CHP de ne olduğu belirsiz. Anayasa komisyonunda kalkmıyorlar. Sözde kendi tavırlarını koyacaklarmış. MhP ve CHP buradan kalkmalı.
Ama inanıyorum ki halkımız bu gidişe dur diyecek..
Değerli üstadım. Çok güzel bir yazı yazmış ve hislerimize tercüman olmuşsunuz. sizi öncelikle, cesur,doğru keskin kaleminiz ve fikirlerinizden dolayı kutlarım. BDP ye sözüm yok. Onların ne oldukları, ne istedikleri belli. Ben AKP Mllet vekillerine şaşırıyor inanamıyorum. Vatanımızın bölünmesi için yapılan her şeye parmak kaldırıp evet diyorlar. Bu millet vekillerinin içinde. Yaptığı yemine uyup istifa edecek bir tane millet vekili yokmu. hepsi vatan haini'mi acaba? Onlara hakkımı helal etmiyorum. Biz bu yapılanları hak etmiyoruz. Mutlaka birlik olup, içimizden bir lider çıkarmalıyız..Yoksa kendi vatanımızda köle olacağız. ( Söz konusu vatan'sa gerisi teferruattır) sözüne uygun olarak, bütün muhalefet partileri, sendikalar, dernekler vs sivil toplum kuruluşları birleşerek. bu gidişe dur demeliyiz. Yarın çok geç olabilir. sevgi ve saygılar.
Sizinle aynı fikirdeyim.AKP milletvekilleri konusunda çok haklısınız. Neden hepsi boyun eğiyorlar. Hepsi mi Erdoğan'la aynı görüşte. Hiç olmazsa biri olsun istifa etmez mi? Zaten bir kaçı karşı çıksa çorap söküğü gibi istifalar başlar.
Halkın ayağına giderek onlara her şeyi anlatan ChP İşçi partisi ve diğer eski partilerin milletvekilleri yurdun her köşesine gidip toplantılar yapıp birlik ve beraberlik konuşmaları yapıyorlar ve köylere değin gideceklerini söylüyorlar. Dilerim daha da güçlenir ve başarırlar..
Millet bu derin uykusunda daha fazla devam edemez Gülünay şairim. Evet Yurtseverlerin, ATATÜRK, CUNHURYET ve TÜRKİYE sevdalılarının vardiye nöbetleri hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Ne yaparsınız ki bu güzel ve cennet coğrafyanın konumu, göz kamaştırıcı cazibesi bunu gerektiriyor. Gerektirmenin de ötesinde zorunlu kılıyor. İşte tam anlamıyla anlaşılamayan budur, hem sıradan insanlarımız hem de bu toplumu, bu coğrafyayı, bu toprakları seven insanlarımız tarafından. Değerli aydın ve yurtsever Bekir bey kardeşimizin yazdıkları çok doğrudur: Evet TÜRKİYE CUMHURİYETİ KARŞITLIĞI, CUMHURİYET VE ATATÜRK DÜŞMANLAIĞI, OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN YIKILDIĞI GÜNDEN BAŞLAR. KARŞIT OLAN BU HAİNLER TOPLULUĞU, DEFORMA ETTİKLERİ İSLAMİYETİ, MÜSLÜMANLIĞI HEP REFERANS NOKTASI ALDILAR. İnanç bilinci tam gelişmemiş saf ve sıradan insanlara bu sahte dindarlık kisvesiyle yanaştı ve onları bu günkü hale gelincye kadar soluk almaksısın etkileyip kandırdı ve korkuç biçimde istismar ettiler. Uyutucu, kandırıcı, sömürücü, ranta dayalı siyasetlerini de "İŞTE ÇOĞUNLUĞUMUZ" dedikleri din istismarı yoluyla kandırdıkları sürüden farksız insanların oylarına dayandırarak Demokrasi havariliği yaptılar.
Kendini aydın sayanlar, hatta CUMHURİYET ve TÜRKİYE SEVDALISI sayan bizler de çok masumlar sayılmayız. CUMHYRİYETİN VARDİYE BEKÇİLİĞİ, KURULDUĞU GÜNDEN İTİBAREN, içinde bulunduğumuz anlara kadar çok dinamik, çok etkin, korkusuzca, bilenmiş cesaretlerle sürdürülmeliydi. Çünkü bu toprakların, bu çoğrafyanın, Türkiye Cumhuriyetinin olmazsa - olmaz şartıydı bu bekçilik bu uyanıklık ve dinamizm. "SU UYUR -DÜŞMAN UYUMAZ" kuralını maalesef çabuk unuttuk, zamansız ve yersiz DEMOKRASİ havariliklerine soyunduk, Demokrasinin daha ne demek olduğunu bilip anlamadan, Türk toplumu nüfusunun yüzde yetmişi - sekseni cahilken, sahte ve aldatıcı din istismarı kıskacında bulunurken, "ÜST DÜZEYDE DEMOKRATLAŞIN, HIZLA DEMOKRASİYE GEÇİN...." diyen gizli gündemleri olan sahte demokrasi havarailerine inandık.
Bakın bu günkü yönetim erki de yaptığı her eylemi "DEMOKRASİNİN GEREĞİ " dir diye bizlere dayatıp gözlerimizin içine sokuıyor. EL İNSAF!.... hiç birisi demokratik değildir. Zerrece demokrasiden bahsedilemez. Sahte dincilikle, aldatılıp beyinleri yıkanarak cahil bırakılmış hiç bir toplumla Demokrasiye ulaşılamaz. Devletin bütün varlığını yandaşa ve bu aldatılmış cahil insanlara aktararak elde edilen suni çoğunluklar hiç bir zaman dürüst- adil - deemokratik seçim sonuçları sayılmaz aydın, çağdaş, gerçek demokrasisi olmayan toplumlarda. Demokratik seçimlerden, demokrat iktidarlardan söz edebilmek için, aydınlanmış, eyitilmiş, hangi konumda olduğunu bilen bilinçli bir insan topluluğuna ihtiyaç vardır. Cahilliğin pençesindeki insanlar, işte ancak bizdeki kaos dolu ortamları yaratan seçimler yaparak, aldatıcı, ön yargılı, kafalarının içindeki sömürüye dayalı, yıkıp parçalamayı amaçlayan DİKTA rejimi özlemcilerinin gelmesini sağlarlar.
O nedenle hepimiz yeğen yeğen biribirlerimize sormalı, şapkalarımızı önümüze koyarak düşünmeliyiz: ANAYASA MAHKEMESİNİN BİLE "İRTİCANIN ODAĞI OLMUŞT" DİYEREK CEZALANDIRDIĞI BİR YÖNETİM ERKİ GELİYOR , CUMHURİYET KAZANIMLARI VE BİRİKİmi OLAN DEVLETİN EN GÜZİDE KURUMLARINI "ÖZELLEŞTİRME" ADI ALTINDA SATIYOR, YANDAŞLARINA DAĞITIYOR.
VERGİLERİNİZLE BEBEKLER MİSALİ GELİŞTİRDİĞİNİZ GÖZ BEBEĞİNİZ VE EN BÜYÜK GÜVENCENİZ OLAN TSK. LERİNİZİ AŞAĞILAYIP YIPRATIYOR, ETKİSİLEŞTİRİYOR, ÜST DÜZEY TÜM KOMUTANLARINI HAPSE ATIYOR,
YİNE ÇOK ÖNEMLİ VE HAYATİ GÜVENCENİZ SAYDIĞÜINIZ, HUKUK KURUMUNUZU, İÇİNDEN ÇIKILMAZ DEĞİŞİKLİKLERLE YARARSIZ VE İŞLEVSİZ KILIYOR.
CUMHURİYET DERVRİMNLERİYLE, ÇAĞDAŞ EĞİTİM OLANAKLARINA KAVUŞMAYA ÇALIŞAN VE HAYLİ DE YOL ALMIŞ OLAN MİLLİ EYİTİM KURUMUNUZU DİNSEL BİR EYİTİM ODAĞINA OTURMAYA YÖNELİYOR.
Bütün bunlar gözlerimizin önünde yapılıyor, toplum olarak hepimiz de bu ölümcül, yokoluş tablosunu seyrediyoruz. Üstüne üstlük: Bizi yöneten ERK te nelerle uğraşıyor, kimlerle, hangi ihanet odakllarıyla sonuç alma görüşmeleri yapıyor. Daha ne söyleyelim NAZİK GÜŞÜNAY. Anlamlı, uyaran çığlık gibi yansıyan çalışmanız umarı, dilerim uyandırıp etkili olur toplumumuza. Taktir ve tebriklerim selamnlayıp kutluyorum seni saygımla. Kemal Polat
Çok teşekküğr edrim emeğe gösterdiğiniz vefa ve yüceltmeler içn sayın Gülünay. Bu ülke böyle değildi. Bu insanlar bu denli duyarsız değildi Bize neler oluyor ALLAH AŞKINA değerli dost?..... Sonsuz selam ve saygılarımla Kemal Polat
Çok teşekkürler Kemal bey. Ben de demokrasiye geçişin erken olduğunu düşünenlerdenim. Bir zamanlar Aysun Kayacı diye bir manken, nasıl olur da benim oyum dağdaki çobanın oyuyla eşit olabilir demişti de bütün eleştiri oklarını üstüne toplamıştı.. Ona şu açıdan katılıyorum. Elbette bilinçli bir seçmenle bilinçsiz birinin oyu bir tutulamaz. Bizde bile babam yönlendirirdi aile bireylerini. Annem bazen kızar bamın partisinin tam tersi partiye vereceğini söylerdi.
Maalesef kardeşim maalesef diyebiliyorum sadece, Allah; önce bu gaflet uykusunda yatan Millete akıl fikir versin, Milli değerler yerle bir edildi, hala gık yok.Cesur yüreğinizden öpüyorum sevgili kardeşim
Yazınızı beğenerek okudum. Cumhuriyet tarihi boyunca, ayrılıkçı güç odakları ile din sömürücüleri hep elele, omuz omuza vererek cumhuriyete karşı olan kinlerini beraberce kusmuşlardır. Bu gün durum, dünün kininin dışa vurumudur. Şartların kendi lehlerine olduğunu sansalar da, milletin tarihten gelen süzülmüş vatanseverliği bu gidişe mutlaka son verecektir. Uyarıcı ve uyandırıcı yazınız sebebiyle sizi kutlar , Selam ve saygılarımı sunarım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.