6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1391
Okunma

Terörist başı…Ah pardon…Dilim sürçtü…Dil alışkanlığı ne de olsa…Sayın diyecektik değil mi? Sayınlar tabutunu taşıyası Abdullah Öcalan Kendisini ziyarete gelip hal hatır sorduktan sonra ellerini - yoksa kıçını mı orası karanlık biraz – öpen heyete bir şeyler söylemiş. Bazı talimatlar vermiş.
Neler söylemiş, neler demiş herkesin malumu olduğu için o kısmı aynen yazmıyorum buraya. Önemli olan onun ne söylediğinden daha çok âli ve yüce devletimizin bu söylenenlere tepkisi ne olmuş önemli olan o.
Devlet derken tabii ki iki kanadı var...İktidar kanadı, muhalefet kanadı.
Ha kaz kanadı ha muhalefet kanadı. Aralarında çok da fark yok. Peki iktidar kanadı? O da kanatlı orkid modunda. Kanatlı orkid kanı durduruyor ya…İşte aynen o misal kanı , sızdırmaz ped ile durduracaklar. Oysa herkesin malumudur ki ped kanı durdurmaz. Kanamayı da kesmez. Sadece akan kanın dışarı sızmasını önler.
Görünen o ki Terörist başı…Hay Allah yine dilim sürçtü. Sayın(!) Öcalan artık pkk lılar için ‘’ Biji Apo ‘’ ( Yaşasın Apo ) olduğu gibi hükümetimiz için de ‘’ BUJİ APO’’ olmuştur… Yani arabanın ateşleme sistemi..O olmazsa araba çalışmayacak. Hatta çok yakında artık bizler pkk lılarla birlikte bağıracağız. Onlar ‘’ Biji Apo ‘’ diyecekler; biz de ‘’ Buji Apo ‘’ diye slogan atacağız. Çünkü sevgili hükümetimiz Abdullah Öcalan’ın- Offf yaaa….Yine sayın(!) demeyi unuttum. - söylediklerine değil de bu söylenenlerin basına sızmasına kızmış.
Hani vardır bazı karikatürlerde: Adam eve gelir..Bakar yatağında başka bir erkek, karısıyla karakucak güreş tutmakta…Lakin kıspet olarak kendi pijamalarını giymiş…Tepesi üzerinde çıkan boynuzlara kızmaz da ‘’ Ulan karı sen benim o canım pijamalarımı elin adamına nasıl giydirirsin? ‘’ diye kızar.Aynen o hesap.
Ortak olan Mişon ve Salamon aralarında anlaşmazlığa düşerler.Yapılacak tek şey vardır o da malları bölüşerek ayrılmak.
Salamon - Ortaköy’deki yalı benim, Sultanbeyli’deki daire senin tamam mı?
Mişon - Öp beni Salamon.
Salamon- Bmv ve Ferrari taksiler benim, Brodvey ve Hacı Muratlar senin tamam mı?
Mişon - Öp beni Salamon.
Salamon - Gebze’deki boya fabrikası benim, Tahtakale’deki tekstil atölyesi senin. Tamam mı?
Mişon- Öp beni Salamon.
Salamon – Ne oluyor sana kuzum…Tutturdun ‘’Öp beni Salamon.’’
Mişon - Ben ş’aapılırken öpülmekten çok hoşlanırım da.
Benim asıl merak ettiğim neler olup bittiğinin farkında değil miyiz? Hani fıkradaki gibi:
Bir ağa ve kahyası köyden kasabaya gitmek için yola çıkmışlar. Biraz gittikten sonra önce hava kararmış, sonra ardından müthiş bir yağmur, boran, kasırga, göz gözü görmüyor. Ağa da kahya da iliklerine kadar ıslanmışlar..Bu arada yolu da kaybetmişler…Saatlerce dolanıp durmuşlar…Karınları da acıkmış tabii ki…Neyse efendim uzatmayalım. Sonunda bir kulübe bulup sığınmışlar. Kulübe bir avcı kulübesi. Bir kaç kutu konserve var başka da hiç bir şey yok.
Ağa kahyasına ‘’ Önce elbiseleri çıkaralım. Bu ıslak elbiselerle oturursak zatürree oluruz’’ demiş.
Elbiseler çıkmış..Ağa da kahya da çırılçıplak. Daha sonra konserveleri yemişler…Yani karınları doymuş. Ama soğuktan donacaklar neredeyse. Ağa kahyasına ‘’ Gel güreş tutalım böylece ısınırız ‘’ demiş.
Başlamışlar güreş tutmaya…Kahyasından çok daha fazla konserve yiyen ağanın karnı iyice tok…Hani ‘’Aç ayı oynamaz.’’ Derler ya…Ağanın karnı iyice tok olduğu için ayısı oynama başlamış. Kahyanın her arkasına dolandıkça ‘’ Ah pardon.’’ Demeye başlamış…Bir böyle, iki böyle, üç böyle kahya dayanamamış artık.
-Ağam bak.Isınmak için yapıyorsan can kurban. Ama hani ş’aapmak için yapıyorsan bozuluyorum haaa…
Şimdi ben de hem Buji Apo’ya hem de diğer tarafa diyorum: ‘’ Ağalarım… Bakın ısınmak için yapıyorsanız can kurban…Ama ş’aapmak için yapıyorsanız bozuluyorum haaa.