4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
690
Okunma
Kendime haksızlıklar ederim. Kendime küfür ederim. Kendime intiharlar hazırlarım. Kendime gecesiz vakitler armağan ederim. Kendime mutsuz şarkılar bestelerim. Kendime ’’yazıklar olsun’’ çok derim. Kendime akla gelmez oyunlar oynarım. Kendime dağ dağ kederler veririm. Kendime haram ederim baharları. Gocunmam bunları yapmaktan. Başkasına zararım dokunmasın felsefesinde yaşadığım için böyleyim belki.
Bilmiyorum tam nedenini. Bilmiyorum neden kendime gerekli gereksiz yerlerde zarar verdiğimi. Bilmiyorum neden her şeyim dört dörtlükken, ayaklarımı çukurlar üzerinden yürüttüğümü. Bilmiyorum neden dış yanım güzellikler sergilerken, içimde fırtınalar kopar. Bilmiyorum dünümü bugünde. Bilmiyorum yarında bugünümü nasıl özleyeceğimi. Bilmiyorum hiçbir dünümü. Hiçbir hatıramı hatırlamam. Hatırlamak istemem. Anılara kıymet biçmem...
Kendimle çelişirim. Kendimle başkalaşırım. Kendimle şiirsizleşirim. Kendimle ayrılaşırım. Kendimle yabancılaşırım. Bir gün melek gibi gözükürken, diğer gün şeytan kalpli olurum. Bir gün yardımsever adresken, öbür gün gürültülü ses olduğum kesindir. Bir gün aşka duygu yüklüyken, başka gün insanlara kindar kalmak için fırsatlar ararım.
Buna huy diyemem. Buna zayıflık diyemem. Buna alışkanlık da diyemem. Bende bana dair tarifler sakat. Yarım yamalak. Tam tamına yolda gitmez işlerim. Az ilerlerim, az mesafeyi geride bırakırım, az alkışlanırım, az iyi hissederim, az başarılarım olur. Çoklarım olmaz. Çoklukta bir şey ifade etmem. Çoklukta hacim kaplamam. Çoklukta hiçliğe karşılık gelirim. Kalabalıkta kaybolurum, annem bulamaz adımlarımı. Babam çaresizliğe düşer ben ortalıkta sinek gibi gözüküyorum diye...
Kendime haksızlık(lar) ederim. Kendimi eleştirmekten durmam. Kendimi beğendiğim yalan. Şair olduğum da kocaman yalan. Ben ki konuşmaktan yoksun dil. Ben ki meclislerde heyecanlanan kafa. Ben ki sustuğunda bile değeri anlaşılmaz düşünce. Ben ki benlerini özgür olmayan bir ülkeye satan bedevi. On ineği otlatmaktan aciz çoban.
Ben ki bu yazıyı yazarken Kürtçe halaylar izleyen görgüsüzün teki. Edebiyatım kıttır. Diksiyonum düzgün değildir. Şiveme takılır herkes. Sözcüklerim binlerce değildir. Hayallerim akşamdan yatsıya kadardır. Yıldızlarım hiç yok. Sabahlarıma doğan güneş acıklı bakışlarla merhaba der bana her seferinde. Yakınımdakiler sevmez satırlarımı. Sevdiklerim aramaz sormaz halimi. İmgelerimi şairler kaale almaz. Kendisine yazdığım mektupları hiç okumaz meselci. Meselci dedikleri zinhar ben değilim. Belki gölgemdir, belki musallatımdır ancak meselci eşittir mehmet selim çiçek değildir. Olsaydı ben kendime niye kızayım ki? Niye haksızlıklar yapayım ki? Niye benliğimi yerden yere vurayım ki? Demek ki meselci ben değildir. Bu kadar basit. Bu denli aşikar...
Mehmet Selim ÇİÇEK
2 Şubat 2013, 10.10, Kızıltepe