Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Deniz Giritli
Deniz Giritli

SANAL DÜNYA

Yorum

SANAL DÜNYA

9

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1914

Okunma

SANAL DÜNYA

SANAL DÜNYA

Analarımızın eski giysilerinden yapılırdı bizim bez bebeklerimiz. Eylül gülüşlü kocaman gözlü bebekler sevgiyle gülümserdi. Çocuk oyunlarımıza mahalle komşularımız yoldaş olur, ninnilerimize eşlik ederdi.Bezden bebeklerimiz çocuğumuz olur, küçük ayaklarımızda sallanırdı hayal evlerimiz..Çocuk oyunlarımızda bile, kötü söz düşmezdi ağzımızdan. Kan damlamazdı bez bebeklerimizin gözlerinden.
Mahallemizin ve komşu mahallenin çocukları, kızlı -erkekli top koşturur saklambaç oynar, ip atlardık.Misket oyununda ’çok misket topladın sen’ diye kavga etmez dövüşmezdik biz. Oyun sonunda yeniden bölüşürdük misketlerimizi.
Her şey doğaldı bizim zamanımızda.Rengârenk çiçekler vardı evimizin bahçesinde.Her mevsim bahar kokardı ’’ biz’’çocukların dünyası. Benim deniz kokan memleketimin sokaklarından kötülük geçmezdi.
Herkes evinin kapısının önünü süpürürdü. Evde olmayan komşularının da kapı önlerini süpürmeyi unutmazdı komşu teyzelerimiz Çöplerini komşu kapısına bırakmazdı kadınlarımız.’Bir kahvenin kırk yıl hatırı ’sayılırdı o zamanlar.
Rahmetli anam; bahçemizdeki sakız güllerini toplar, kocaman tencerelerde miss kokulu gül reçeli kaynatırdı.Reçel kavanozlara doldurulmadan önce’’ komşu hakkı ’’ayrılırdı .Tatlı sevmeyen ben, her nedense gül reçelini çok severdim.. Tadı damağımda kalan , çocukluğumun en güzel anılarından sadece bir tanesi.. Eskilerden kalan son güzellik olduğu için, belki de unutulmayanlar arasında , ilk sıralarda yer alıyor.Rahmetli anamın marifetli elleriyle yaptığı, misss kokulu ev yapımı gül reçeli. Annem okulda olunca ,nenem pişirirdi kuzinede ev yemeklerini.Çay demlenirdi soba üstünde sabah akşam .Dedem çok severdi çay içmeyi .Her gece ceplerinde leblebi şekeri bir avuç iğde olurdu. Ben çok seviyorum diye kağıt helvayı da ihmal etmezdi.
Sebze ve meyveyi mevsiminde yerdik.Sera girmemişti o dönemlerde yaşantımıza.İstemezdi canımız zamanından önce kavun karpuz.Kelek de çıkmazdı o zamanlar bostanlar.Gübre doğal olurdu.
Ne güzel kokardı dalında gül ve karanfil.Kiraz ağacında kiraz olurdu, kivi toplanmazdı zerdali dalından.kanserojen maddeler üretilmezdi laboratuarlarda.Bilim adamları hastalıkları iyileştirmek adına, aşı bulmak için sabahlardı.İhanet etmezdi insanın aslına..Genetiğinle oynanmazdı yaratılanların.
Uçurtmalarımız iki üç çıtadan ve gazete kağıtlarından yapılırdı. Özgürce koşardık sokak aralarında. Gece bile sokaktan eve girmezdik.Saatlerce koşturur, yemek yemeği unuturduk. Köşe kapmaca oynar, bisiklete biner macun yerdik. Kağıt helvaya dondurma doldururdu, mahallemize gelen dondurma arabasındaki Rıdvan dayımız. Bölüşürdük sakızlı dondurmayı arkadaşlarımızla...Şimdiki çocukların bilmediği ,çocukluğumuz ve biz çocukların uydurduğu çocuk oyunlarımız vardı bizim.
Hayat zordu, uç ucuna yetişirdi maaşı anamın babamın.. Çorapların sökükleri dikilir, giysiler yamanır ,gömlek yakaları ters yüz edilirdi. Kardeşler sırayla giysi ve okul kitaplarını devrederdi birbirine.Eskimeden yerine yenisi alınmazdı ayakkabımızın.Baba eve gelmeden sofraya oturulmaz, bütün aile sofrada toplanırdık. Bu değişmez kuraldı.Evde konuşulmayan dile gelmeyen, ama var olduğunu bildiğimiz kurallarımız vardı.Bilirdik çocuk aklımızla, komşular gelince, surat asmadan güleryüzle karşılanacağını.Kimsenin yüzüne kapı çarpılmayacağını..Gülümseyerek konuşurdu insanlar, selâm verirlerdi birbirine.İftira geçmezdi bizim mahallemizden..Ucuz değildi dostluklar.Haklı haksız araştırılır, taraf tutmazdı insanlar.
Komşunun bahçe duvarından, erik dalları inerdi bizim bahçeye. Her birinde kıpkırmızı erikler olurdu, uzanmazdı elimiz ’’haram’’ diye.İkinci adımın; isim annesi Şahika teyze, yıkardı ortalığı..’Kız mavişşş yesene şu erikleri, hepsi ziyan zebil olmuş yerlerde ..Neden yemiyorsun a yavrum çok seversin sen dalından meyve yemeyi’ Neneme seslenirdi .’Huuu komşum, toplayın yazık oluyor bu meyvelere.Ne desem yemiyor çocuklarınız, ben mi gelip toplayayım? Hadi toplayın ne olur günâh bak çürüyor dalında’ diye söylenir dururdu. Bu konuşmalar, sürekli tekrarlanırdı her mevsim.. Her mevsim diyorum, çünkü kocaman bahçesinde, her mevsime uygun meyve veren, meyve ağaçları vardı komşu annemizin..
Henüz ırmaklar kirlenmemişti,tersine akmazdı sularımız. Çocukluğumda çeşmeden su içilirdi.Gazete dergi alınırdı her gün evimize..Her sayfası tek tek okunurdu.Çarpıtmazdı yazarlar olayları.Satılık değildi kalemler.Çünkü yalancı edipler yoktu benim çocukluğumda.Kalemler köşe kapmak için, satmazdı kalem arkadaşını.Arkadan vurmazdı dostunu.Kendi çıkarları doğrultusunda kullanmazdı yazarlar kalemlerini.’İnsanlığın’ adı vardı eskiden..Çamura bulanmamıştı insanlık.Gerçekti yaşanılanlar.İnsanların maskesi yoktu benim çocukluğumda.
Sanal çıkınca ortaya, ahde vefayı unuttu insanlar..Herkes farklı telden basıyor kalemin ucuna..Bu alemde kim gerçek kim sahte ? Bazılarının yüzünde var maske. Maskenin altındaki suret görünmüyor..Kim erkek kim kadın? Kim genç kim yaşlı belli değil.. Yapışmış içiçe geçmiş surat ve maske.Anlaşılmıyor hangisi maske, hangisi suret.
Yalanı iftirayı şiar edinenler..
Dünyanın döndüğüne aldanmayın sakın ha..Sonunda hepimizin gideceği adres belli.Son durak mezarlık.
Çoluk çocuğumuza bırakacağımız en güzel miras, onurlu bir geçmiş.
Bu dünyadan göçmeden ’erdemli bir isim’ bırakmalıyız ardımızda.
Arkamızdan söylenecek güzel sözleri ,şimdi doldurun gönül heybenize....
’Onurlu ve dürüst insandı..Çıkar uğruna satmadı ne dostunu, ne de düşmanını’ demeli insanlar.
Yaşarken de öldükten sonra da..Dostlar dergâhında güzel anılmalı adımız..
Velhâsıl s/özün aslı..
Dostun da düşmanın da mert olanını karşımıza çıkarsın MEVLÂM.


DENİZ_DERYA35 (Deniz Derya Giritli)


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sanal dünya Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sanal dünya yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SANAL DÜNYA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
edepli
edepli, @edepli
6.7.2013 06:22:14
Usta kalemi tebrikler....

edepli tarafından 7/6/2013 9:02:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
bekir odaci
bekir odaci, @bekirodaci
2.2.2013 20:46:30
efendim çok güzel yaşam biçimiydi önerilerinizle yazınız bu değerler ne yazıkki gittikçe azalıyor helal haram kavramı sadece sözde kalmış allah sonumuzu hayr etsin saygılarımla selamlar hocam
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
2.2.2013 17:15:54
Kendi çocukluğumu da buldum yazınızda,gül şurubu yapardık limon tuzuyla gül şişe içerisine konur daha sonra şekerle şerbet yapardı annem birazda kırmızı boya ince uzun bardakta tadı hala damağımda..
Tebrik ederim saygılarımla.
Hüseyin TOPHAN
Hüseyin TOPHAN, @huseyintophan
2.2.2013 11:30:10
Duygular seyre dalmış içten samimi bir yazı okudum kutlarım, Dostun da düşmanın da mert olanını karşımıza çıkarsın MEVLÂM sevğilerimle
İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
2.2.2013 09:11:17
10 puan verdi
Ne guzel yazmışsınız sevgili dost. Haram ekmek gecmemeli cocuklarımızın boğazından, kokuşmuş bır dünya birakmamaliyiz ardımızda, ahlaki degerler ve gelenek göreneği bilen, saygılı nesiller yetistirmeliyiz soyleyerek degil ornek olarak.

Kutlarım degerli düşünce biçiminizi , duyarlı yüreğinizi.

Sevgilerimle
Derebey
Derebey, @derebey
2.2.2013 02:21:02
10 puan verdi
Dostunda düşmanında mert olanını karşımıza çıkarsın MEVLAM.(AMİN)

BU GÜZEL DUANIZA YÜREKTEN AMİN DİYORUM,ÇÜNKÜ ÖYLE BİR ZAMANDA YAŞIYORUZKİ KİMİN NE OLDUĞU BİLİNMEZ OLDU MALESEF.
SANKİ BİR SİHİRLİ EL,BİZİM BİRLİK BERABERLİĞİMİZE,BİZİM MUTLULUĞUMUZA GÖZ KOYMUŞ,NE YAPSAN DÜZELMİYOR BİR TÜRLÜ.
BİZİ KENDİ KENDİMİZDEN ŞÜPHE EDER HALE GETİRDİLER.İNSANLARIN HAYALLERİNİ VURDULAR YOK ETTİLER.YILLAR ÖNCE DOKSANLI YILLARIN BAŞLARINDA,ÖZAL BU GÜNLERİN ALT YAPISINI HAZIRLARKEN, AYNI KONUYU ŞİİR OLARAK İŞLEMİŞTİM BU GÜNE KADAR HİÇ BİR YERDE YAYINLAMADIĞIM ŞİİRİMİN BİR BEŞLİĞİNİ KONUYLA ÇOK ALAKASI OLDU İÇİN MÜSADENİZLE YAZIYORUM.

HER GECE DÜŞÜNMEKTEN UYKUSUZ YATAMAZ OLDUM,
TÜRK DİYE HER KİŞİYE İÇİMİ AÇAMAZ OLDUM.
DÖNEK NE KELİME FIRILDAK İÇİNDE KALDIM.

HAYALİMİ VURDULAR YOK OLDU TÜM UMUTLAR.
NEDİR BAŞIMIZDA DÖNEN BU KARA BULUTLAR.

DİYEREK O GÜNKÜ DURUMUMUZU ANLATMIŞTIM.MAKALENİZ BİLHASSA BENİM ÇOK ÖNEMLİ GÖRDÜĞÜM BİR KONUYA TEMAS ETTİĞİ İÇİN,YORUMUM BİRAZ UZADI,BUNDAN DOLAYI AFFINIZA SIĞINIYORUM.

TÜRKÜN TÜRKTEN ŞÜPHE ETMEDİĞİ,BİRLİK BERABERLİĞİN OLDUĞU O GÜZEL GÜNLERE TEKRAR KAVUŞMAK DİLEĞİYLE,

SELAM VE SAYĞILARIMI SUNUYORUM...A.E.O.
T...T....K......

Derebey tarafından 2/2/2013 2:26:39 AM zamanında düzenlenmiştir.

Derebey tarafından 2/26/2013 2:23:25 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet ORMANCI
Ahmet ORMANCI, @ahmetormanci
2.2.2013 01:04:21
Harikaydı gönül seslenişiniz,hayatın ve sonrasının gerçekleri bize çok şeyler anlattı, hatırlattı... Teşekkür ederiz...
ALPEREN OZAN
ALPEREN OZAN, @alperenozan
2.2.2013 00:43:46
mükemmel bir yaşam dersi...

teşekkürler

ben dersimi aldım...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL