Sanal hayatımızın gerçeği oldu , bu inkâr edilemez.Bazı kişiler ,reelden daha çok sanalda vakit geçiriyor.İnsanlara ulaşabilmenin, sesini duyurabilmenin en kolay , en kestirme ve en hızlı yolu,sanal dünya. Sanal dünyayı hayatının ayrılmaz parçası yapanlar, gerçekle- sanalı ayırt edemez duruma gelmişler.Bu durumdan da en çok zarar görenler çocuklarımız ve gençlerimiz.Yürürken ,konuşurken,metroda ,otobüste yemekte ve vapurda, gençlerin ellerinde modern telefonlar. Başlarını telefona gömmüşler, dünya ile irtibatları kesilmiş. ’Hava çok güzel,oyun oynamaya parka götüreyim seni’ diyen anneannesine sekiz yaşındaki çocuk ’lap- topumu da alabilir miyim ’diyorsa, durumun ne kadar ağır olduğu anlaşılır sanırım. Gerçek yaşamda iki lafın belini bükemeyenler, sanalda ahkâm kesiyor.Facebooktan alıntılarla, pardon ç/alıntılarla herkes şair ,herkes yazar demeyeceğim, genelleme yapmadan, durumun ciddiyetini açıklamaya çalışıyorum. Şarkılardan alınmış sözler , facebooktan alınmış kısa notlar, sahibi tarafından kullanılmayan bloglardan çalınmış şiirleri okurken’ harika çok güzel ’diyen kişilere bu sözlerim.Kendine ait şiirlerle sitelere şiir yazan , amacı sadece şiir yazmak ve okumak olan kişilere de hiç bir neden yokken saldıran ve seçki almak uğruna ,yönetime’’ bu şiir çalıntı ’’diyen bazı densizlere söylenecek çok söz varken ben kısa geçiyorum. Sanal dünyada bazıları kral ve kraliçe.Dede , anneanne ve babaanne olacak yaştakiler de hep genç. İlköğretim diploması olanlar ,master yapmış yurt dışında..Bazıları da doktor öğretmen mühendis.TÜRKİYE’de yaşadığı halde bazı vatandaşlar , yurt dışında oturuyor . Arada sitelere baktığınız zaman, bu doktor mühendis olduğunu söyleyen kişilerin , sürekli sayfada olduğunu görürsünüz. Günde iki şiir asarlar ve onlarca kişiye yorum yazarlar. Derste veya işte olması gereken saatte , sitelerde ne aradığını, neden işinin başında olmadığını ,hiç kimse sorgulamaz. Sınıf öğretmenlerinin işi zordur.İlk üç saat temel dersler var. Beden eğitimi müzik din dersi ve yabancı dil derslerine branş öğretmenlerinin girdiğini düşünsek bile, bu boşluk bir ders saati ile sınırlıdır.Küçük yerleşim birimlerinde branş öğretmeni olmadığı için, bu derslere de sınıf öğretmeni girer.Sürekli bu kişilerin sayfasına yorum yazan arkadaşlardan biri çıkıp da ’sen öğretmen olduğunu iddia ediyorsun, ama ders saatlerinde bile sitede yorum yazıyor ve şiir asıyorsun’ diye sorgulamaması da çok ilginç.Bu öğretmen olduğunu iddia eden bayan (erkek) milli eğitim bakanının adını yazarak onunla dalga geçen birine ’o kim’ diye soruyor.Bakanını tanımayan bir öğretmen.. Sitelerde bir günde, en az üç yüz şiir asılıyor.Sitelere her gün onlarca kişi üye oluyor, bazıları rumuzla, bazıları sahte isimle, bazıları da gerçek kimliklerinle.Bazı kişiler ,en az on tane sahte rumuzla üye oluyor ve kendi sayfalarına beğeni bırakıyor ’çok güzeldi bu okuduğum, çok beğendim arkadaş bunu paylaşabilir miyim facebook sayfamda ’diye anlamsız cümleler kurarak ,okuyanları kandırdıklarını sanan bu sanalın sahtekârları sadece kendini kandırıyor. Şiir yazmak için diploma gerekmiyor elbet.Şiirin mektebi de yok. Emek verilmiş her şiir değerlidir.Ama kendine ait sözlerle, çalmadan, yazılanlar kıymetlidir. Çalmanın adı ’esinlenme’olmuş bu günlerde. Okumuyoruz ,okumasını sevmiyoruz.Okumadan on saniyede on kişiye beğeni bırakanları görüyoruz. Okuyun lütfen.Okumadan ,içeriğini görmeden yorum yazmayın.Bir şiiri okumak anlamak ve yorum yazmak, on beş dakikanızı alır. Her on saniyede on beş beğeni bırakan, kopyalama yöntemiyle, hep aynı sözlerle yorum yazanlar , el insaf diyorum. .Biz gençlere bir şeyler öğretirken, onlardan yüzlercesini öğreniyoruz.Öğrenmenin yaşı yok demiştim birine , çok ilginç bir yaklaşımda bulundu.’Bir dershane öğretmeninin bunu söylemesi çok anormal’ dedi.Neden ? Dershane öğretmenleri her şeyi bilmek zorunda mı ? Kalp uzmanı olan bir doktora, beyninde tümör olan birini tedavi et diyebilir misiniz ? Dershaneyi sanaldan yönetmiyoruz .Bildiğiniz tahtayı, ders kitaplarını, soru bankası- yanıt anahtarı vs kullanıyoruz.Fen derslerini jet gibi anlatan, denklem ve formülleri birebir gösteren,öğrencilerin beynine bunu yerleştiren , bir bilgisayar icat edilmedi henüz.Video ve ses dosyalarından bazen yararlanıyoruz, ama bunu yapan ekiplerimiz var. Ben işin mutfağında durmam. Tarih coğrafya gibi anlatarak geçemezsiniz matematik ve fen derslerini.Ders esnasında teknolojiyi kullanıyoruz elbet.Kaynama buharlaşma süblümleşme desem ne anlayacaksın şimdi. Çalıştığını söyleyen ,ama nedense günün her saatinde, sitelerde gezen ,kapı kapı dolaşıp yorum yazan ,yazım kurallarını bilmeyen ve cümle kuramayan insanların ,birden bire nasıl usta bir şair olduğunu görünce şaşırmamak elde değil. Usta kalemlere mesaj yazarak ’ beni çekemiyorlar kıskanıyorlar.Canım hadi şu Nazım Hikmetin sözlerinden esinlenerek bir şiir yaz bana .Ben de sayfama kendim yazmışım gibi asayım’ diyen birilerine şiir yazıp veren de , alan kadar suçludur sahtekârdır ,hırsızdır benim gözümde. Âinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde Ziya Paşa İnsanları kandırdığını sananlar sadece kendilerini kandırır.Yalanlar eninde sonunda çıkar ortaya. Şiir adına, ne büyük bir k/ayıp . Kalite doğuştan gelir Sonradan kazanılmaz Para ile belki kaliteli ’mal’ alabilirsin İyi giyinir güzel yazabilirsin,paranla yabancı dil bile öğrenebilirsin Sadece bu kadar -satın alabileceklerin Mektebi yok insanlığın Astar sökükse, terzi zorlasa da kumaş dikiş tutmaz Ucuz insanlar bu yüzden çok konuşur Kaliteli insan ’öz’ konuşur Edep -erkân bilir Ya doğuştan kaliteli olur soyun -sopun ,ya da ’ucuz ’olur insanlık kumaşın.. Deniz Derya Giritli |