27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1711
Okunma


Aşkın Son Halini Gördün mü?
Ben gördüm...
Saçında ona getirdiğin çiçek vardı.
En son karşılaşmanızda beraber yemek yerken saçının hangi tarafına taktıysan, aynı tarafta duruyordu. Sadece biraz ıslaktı. Nasıl isimdi o öyle, yani kırk yıl düşünsem aklıma gelmez inan.
O gülü köşedeki Çingene kadından alıp, Pohen Gülü diye ismi sen uydurmuştun değil mi? O da inanmıştı. Aslında inanmamıştı da, inanmış gibi rol yapmış hayatında ilk defa böyle bir gül gördüğünü söylemişti.
Sonra da o yıl Tıp Fakültesini bitirip, master yapmak için koşarak Amerika’ya senin yanına geleceğini eklemişti. Koşarak... Uçarak değil.
Bilir misin bazen koşmak, uçmaktan bile hızlı gelir insana!
Sahi sen Amerika’da çalışan ünlü bir iş adamıydın değil mi? Ama o yemekte gelen hesabı ödeyemeyince parayı kırışmıştınız? E olur öyle şeyler canım. Amerika’da hamburger yemeye benzemez ki Boğaz’da balık yemek.
Geçenler de gördüm Onu.
Saçındaki boyadan vazgeçmiş, kınaya başlamış. Böylesi diyor daha kolay oluyor. Çok gelin geliyor, onlardan kalanlar malum işte, anla. Bir daha saç boyasına kim para verecek boşu boşuna.
...Sustum...
Ben sustum ama o güldü. Gülünce bir de baktım ki bütün dişleri esmerdi. Esmer derken, çürümüştü yani.
...Konuşacak tek kelime bulamadım...
Kubbeli tavandan düşmeye başladı ayağıma giydiğim takunyanın akis sesleri. Sonra da kader onu daha iyi görmeyelim diye buhar olup uçuyordu.
-kese ister misin? Dedi.
Yutkundum...
-sen fakültede okuyordun?
-herkesin hayali vardır. Tıpkı, onun Amerika’da ünlü bir iş adamı olup bana her gün Pohen gülü almak gibi.
Yüksek sesle güldü. Sesi yankılandı. Herkes bize bakıyordu. Esmer yüzüne çok yakışan kızıl saçlarındaki Pohen gülünü yere düşürdü. Aceleyle yerden aldı, kurnadaki suyla yıkadı.
Saçına taktı.
öyküsatıcısı2013Davidoff