11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2176
Okunma

ÖNCE ŞAKA
Her ne kadar Ruh ve Sinir hastası desek de bildiğiniz delinin biri hastanenin bahçesinde nutuk atıyor.
-Ey cemaat…Toplanın … Size çok önemli açıklamalarda bulunacağım. Ben Allah’ın peygamberiyim...Yüce Allah sizleri son bir kez daha uyarmak için beni sizlere gönderdi.
Daha sonra bu deli her cümlesinden sonra bir kez ‘’ Beni size Allah gönderdi ‘’ diyerekten kendince insanları doğru yola davet eder.
Tam nutuk bitmek üzereyken kalabalığın arasına bir başka deli katılır ve orada biriken kalabalığa sorar.
-Kim bu?
-Peygambermiş...Onu bize Allah göndermişmiş.
Bizimki fena halde kızar ve kalabalığa seslenir:
-Ey cemaat inanmayın bu namussuz sahtekara…Şarlatanın tekidir o. Size yalan söylüyor.
Kalabalıktan biri bu yeni gelen deliye cevap verir.
-Nereden biliyorsun şarlatan olduğunu? Ya doğru söylüyorsa?
Bizimki cevap verir:
-Yahu birader, yalanı şuradan belli ki ben böyle bir adamı size göndermedim. Tanımıyorum bile.
-Hamfendi. 21 Aralıkta kıyamet kopmadı. Bu konuda ne diyeceksiniz?
-Ben demiştim size kopmayacağını.
-Doğru…Demiştiniz. İyi de nereden bildiniz kıyametin 21 Aralık 2012 de kopmayacağını?
-Efendim akıl var, bilim var. Kuantum fiziği var…Caz müziği var…Bir kaç tane şarlatan çıkıyor...Milletin önüne atıyor otu…Bizim milletimiz de zaten öküz…Ne deniliyorsa inanıyorlar hemen. Aziz Nesin ne güzel söylemiş: ‘’ Birileri çıkıp sıçmak günahtır diye fetva verse sıçmayarak çatlayacak nice öküzler var bu ülkede’’
-İyi de hamfendi Aziz Nesin’in bahsettiği o öküzlerden hiç birisi kıyametten kaçmak için Şirince’ye koşmadı. Tam tersine fetva kelimesini duyunca tüyleri diken diken olanlar koştu Şirince’ye.
-Efendim neyse…Ne diyordum…Bilime güveneceksiniz efendim bilime…Bilim açık açık 21 Aralık 2012 nin kıyamet tarihi olmadığını söylüyor…Neymiş efendim Maya takvimi öyle diyormuş. Allahın yamyamları taa 2500 sene öncesinden ne bilsinler 25 Aralık 2012 de kıyametin kopacağanı di mi ama?
-Di ama…
-Bakın beyefendi…Şimdi bize bilim ne diyor ona bakalım.
-Bakalım hamfendi...Buyurun. Siz gösterin biz bakalım.
-Mesela sizin burcunuz ne?
-Ben balık burcundan imişim. Öyle diyorlar.
-Yükseleneniz ne? Biliyor musunuz mesela?
-Ya o konulara girmesek? Yükselen, alçalan, ne bileyim biraz muzır konular değil mi?
-Yükseleniniz akrep. Siz oldukça romantik ve bir o kadar da klasik bir insansınız.
-Valla hamfendi bir zamanlar öyleydim. Şimdi romanım gitti tikim kaldı...Klasım gitti…Malum…
-Efendim şimdi sadede gelelim…2013 ün sonlarına doğru Jüpiter kozmik dalgalar yayacak..Aynı anda Uranüs de yörüngesinden sapacak…Ondan sonra yandı gülüm keten helva.
-Yani koskoca iki gezegen, yaşlarına başlarına bakmadan sapıtacaklar resmen. İyi de neden? Durduk yere?...Bunca bin yıl sonra?
-Efendim 2013te boğa, balığın üzerine geliyor da ondan.
-Eyvah eyvah…Resmen sapık bir ilişki yani…Hiç olmazsa aslanın, haydi bilemedin oğlağın üzerine çıksaydı…Balıkla ne alıp veremediği varmış namussuz boğanın?
-Efendim dikkat etmiyor bu millet? Oysa az bir zahmetle her kes görebilir tüm bunları.
-Nasıl yani?
-Bakın beyefendi 2013te 11-12-13-14-15 rakamları arka arkaya diziliyor.
-Boğa balığa çıkınca yani?
-Aynen öyle…Bu ne demektir: 2013 senesinin 12. Aynın, 11. Günü, Saat 14. 15 te kıyamet kopacak.
-Aha babaaaa..Desene ben külliyen yanmışım…
-Neden?
-Yahu balık burcuyum dedik ya…Önce boğa efendi ınının ınının…Sonra kıyamet…Offf ki offfff…Bir sene bile kalmamış üstelik...Tam olarak 2013 senesinin on ikinci ayının on birinci günü saat öğleden sonra ikiyi çeyrek geçe…
ŞİMDİ DE CİDDİ…
İsviçre’de bir göl vardır..Adı Leman gölü…Bu gölde bir adet dinozor yaşarmış rivayete göre. Her sene bu göldeki dinozor ya da canavar artık nasıl bir mahluksa işte onu görmek için Avrupa’nın dört bir yanından bu ülkeye akın akın insan gelir…Muazzam bir turizm geliri…
İsviçre’ye gelen turistlerin hiç birisi gölde canavar manavar göremezler elbette. Peki salak mı bunca insan? Ki bunlar Avrupalı. Yani bilim ve fende bizden çok çok ileri insanlar.
Aklıma bir fıkra geldi...Onu anlatayım önce:
Cehennemde sekiz tane kazan varmış. Yedi tanesinin başında birer zebani durmakla beraber içinde Türklerin yandığı kazanın başında zebani filan yokmuş.
Cehenneme gönderilen bir Avrupalı bu durumun sebebini sormuş zebanilere. Zebaniler cevap vermiş.
-Diğer milletlerden insanlar kazandan çıkmak isteyince kafasına vurup kazanın dibine yolluyoruz...Ama Türklerde buna gerek kalmıyor...Kim biraz yükselecek olsa bir başkası ayağından tutup indiriyor nasılsa.
Daha dün Van Gölü için yaptığımızı bu gün Şirince için yaptık.
Bir zamanlar Van Gölümüzde bir canavar olduğu iddiaları atıldı ortaya…Lakin bizim doğrucu Davutlarımız öyle bir aleyhte propaganda yaptılar ki sormayın…Artık dinozor neslinin tamamen dünya üzerinden yok olduğundan tutun da o canavar sanılan mahlukun aslında gölde yıkanan camışlar ( Manda ) olduğunun ispatına kadar her türlü vasıta ile gölde canavar olmadığını ispatladık…Ne oldu peki? Müthiş bir turizm gelirini ellerimizle teptik. Leman gölü her yıl turist kaynıyor, Van Gölü yine mahzun, yine mahzun…Bu gün çıkın ‘’Van gölünde canavar var’’ diye reklam yapmaya kalkın sonra seyredin olayı..Yüz tane tv kanalında sabahlara kadar süren tartışmalar, paneller, açık oturumlar, yüzlerce bilim adamının katıldığı ‘’ canavar yok ‘’ programlarını…İşte bunu göremezsiniz İsviçre’de.
Bu yıl da Şirince için yaptık aynı şeyi. Öyle bir aleyhte propaganda yaptık ki dünyaca ünlü pek çok star rezervasyonlarını iptal etti…Velhasılı elin gavurunun parasının derdi bizim doğrucu Davutları gerdi. Sanki her işimizde çok çok doğruyuz da işimiz kala kala Şirince’nin kıyamet koparsa sığınılacak bir yer olmadığını ispat etmeye kaldı. Öte taraftan Şirince’ye gidecek olanların da sanki çok dertleriydi kıyametin kopması…Herifler oraya şarap içip Ege’nin zeytinyağlı yemeklerinin tadına bakmak için gideceklerdi aslında. Hiç birisinin suratında kıyametten korkar gibi bir hal var mıydı?
Hani Yahudi’nin biri Kayseri’ye gelmiş. Gelir gelmez de parmağında oldukça iri bir altın yüzük taşıyan bir çocuk görmüş..Çocuğa ‘’ o teneke yüzüğü bana satarsan sana elli lira veririm ‘’ demiş. Çocuk ‘’ parayla satmam ama eşek gibi anırırsan veririm’’ deyince Yahudi başlamış anırmaya..Daha sonra elini uzatmış yüzüğü almak için…Çocuk bir yandan koşarken bir yandan cevap vermiş Yahudi’ye : ‘’ Sen o eşekliğinle bunun altın olduğunu biliyorsun da ben bir insan olarak bilmiyor muyum’’
Yani Avrupalı onca ilmiyle, fenniyle, teknolojisiyle kıyametin kopmayacağını bilmiyor Bunu bir biz biliyoruz öyle mi? Hay aklınıza turp sıkayım.
Veee..Son olarak: Şimdi de yılbaşı yaklaşıyor…Başladı atışmalar..’’Aman ha hindi yemeyin…Çam ağacı süslemeyin. Çoluk çocuğunuza hediye filan almayın.’’ Neden?: ‘’Hıristiyan olursunuz maazallah.’’
Yahu..Ben çocukken her yıl, yılbaşı kutlanırdı bizim evde..Babam bolca da alkol tüketirdi…Hediyeler de alırdık…Hiç bir kardeşim Hıristiyan olmadı…Hem de İstanbul’da, Fener semtinde…Patrikhanenin tam dibinde yaşadığımız halde Hıristiyan olmadık. Ne babam ne de kardeşlerim ve ben etrafta bol miktarda var olan ve her Pazar çanları çalan kiliselere koşmadık ( Şimdi artık kiliselerin yüzde sekseni kapalı) Hatta abim hacı oldu. Hıristiyan gibi yıl başı kutlanan bir evde yetiştiği halde.
Biz nasıl ki yılbaşlarında hindi yemekle Hıristiyan olmadıysak aynı şekilde 2004 yılında…Muharrem ayında aşure verdiğim İngiliz komşum Tim ve ailesi o aşureyi yiyince Müslüman olmadılar.
Lütfen bırakın da Kandıralı hindi üreticisi kardeşim üç beş hindi satsın. Tam bir yıl sinek avlayan hediyelik eşya satıcısı kardeşimin cebi biraz para görsün. Ekonomi canlansın biraz..İnanın ne kimse Hıristiyan olur ne de kıyamet kopar…Siz evlatlarınıza sağlam bir dini eğitim vermişseniz, korkmayın…Vermemişseniz bile korkmayın.Çünkü din seçmek gibi bir tercihle karşı karşıya kaldığı zaman merak etmeyin Müslümanlığı seçecektir...İki lokma hindi için Hıristiyan olmayacaktır.
Tabii ki tüm bunları söyleyince peşinden şunu da demek hakkı doğuyor: ‘’ Bırakın bu millet Kurban bayramında kırmızı et, yılbaşında beyaz et yesin. Dana ile hindiyi karşı karşıya getirmenin alemi yok ‘’ Memlekette bir sürü sığır, bir sürü hindi gibi düşünen var zaten.
Ama lütfen çam kesmesin hiç kimse… Bu arada Hıristiyan kardeşlere de bir kıyağım olsun: ‘’ Boşuna çam süslemeyin. Hz İsa tekrar yer yüzüne indiğinde çam ağacına konmayacak...Hem konsa bile sizin süslediğiniz çama konacağı ne malum. Değil mi ama? ‘’ Hindi kesin, tavuk kesin, isterseniz koyun , sığır da kesebilirsiniz. Domuz kesmenize de itirazım yok ama lütfen çam kesmeyin.