5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1552
Okunma

Yaşamım boyunca zaman zaman bir konuda eleştirilmiş, yargılanmış ve infaz edilmişimdir. Her seferinde suçlandığım pencereden kendime bakmış, eleştirildiğim konuda sevmişimdir kendimi. Söz sahiplerini anlamaya çalışarak onları da sevmişimdir çoğunlukla…
Konuyu merak ettiniz değil mi ? Söyleyeyim: ’’Neden herkesi seviyorsun ya da herkesi nasıl sevebiliyorsun?’’ soruları aynı yapıdaki insanlardan sıkça duyduğum sorular. Aslında soru olmaktan öte bir eleştiri bu. Yapıcı yönü olmayan yıkıcı ,aşağılayıcı, ezici bir eleştiri…Bu soruların bana göre oldukça basit ve kısa bir cevabı var: ’’Seviyorum; çünkü sevmek nefret etmekten ya da sev-ME- mekten daha kolay…’’ Etrafımda bu bakış açısına sahip insanların sayısının iki elin parmakları sayısını geçmediğini söyleyebilmek şu an fark ediyorum ki bana mutluluk veriyor. Evet…bu tip insanlar olmalı hayatımızda. Neden mi? Bir düşünür :’’Herkesin beni ve yaptıklarımı onaylamasından korkarım.’’ demişti. Başka bir söz erbabı da ‘’Gittiğiniz yolda hiçbir engelle karşılaşmıyorsanız yanlış bir yolda ilerliyorsunuz demektir.’’ diyerek dikkatimi doğru bir noktaya yönlendiriyor benim.
Bütün mesele bu işte. Sizi onaylamayanlar, eleştirenler var; ne güzel...Hele benim eleştirildiğim nokta hayatın can alıcı noktası, sevgi…
Kendim de bu konunun farkındayım aslında. Karşımdaki kim olursa olsun, ona baktığımda içimi ferahlatan ,ısıtan bir duygu kuşatır beni.. severim onu…hızımı alamam bir daha severim. Onun haberi bile olmaz. Bazen de durduk yere içimden geldiği gibi karşımdaki insana ‘’Seni seviyorum…’’derim .O anda ruhumdaki dinginliği, içimin coşkusunu hiçbir şeye değişmem. Biliyor musunuz sevdiğim insanları tanımam da gerekmez. Otobüste, trende; okulda ,sokakta, yolda; hiç bilmediğim evlerin çekili perdelerinin ardında …her yerdedir sevdiğim insanlar. Diyeceksiniz ki: ’’Hiç mi pişman olmadınız, hiç mi yanılmadınız insanları sevme konusunda? ’’Elbette canımı yakanlar oldu. Beklemediğim durumlarla karşılaştım. Çok üzüldüm, incindim, kırıldım, döküldüm…;ama kızamadım onlara ya da nefret duygusuna kapılmadım .Çünkü yargılamadım ,ötekileştirmedim. O insanları da sevdim kendilerine rağmen. Kendilerince yüksek bir tonda seslendiler: ’’Sen aptal mısın, nasıl anlamazsın ,o senden nefret ediyor, sana neler yaptı? Hâlâ onları sevmekten söz ediyorsun…sen bu halinle normal değilsin. ’’derler. Bu sözler şiddetle kulaklarıma çarpıp kalbimde ince bir sızıya dönüşür ve sonra kaybolup gider içimde. Hiç yankılanmadı …eridi gitti. Böyle olduğu için bilendi öfkeleri ;etrafımdaki insanlara vurdu, doğal olarak da onlardan bana. Yine yapamadım onlar gibi…ya da onların istediği gibi. Sadece zarar görmemek adına uzak durdum bu insanlardan; uzaktan sevdim onları…
İş ortamlarında çokça karşılaşırsınız bu insanlarla. Ayağınızı kaydırmaya çalışanlar, emeklerinizi hiçe sayanlar, kendi yaptıklarının dışındakileri taktir etmesini bilmeyen egosu yüksek insanlar…kılık kıyafetinizden dolayı onların deyişiyle defterinizi dürmeye çalışan işgüzar insanlar…demem o ki nefretle yoğrulmuş, nefretten beslenmiş, nefretle var olmuş ve …sahip olduğu en yoğun duyguyu kusanlar…Herkes en çok neye sahipse onu paylaşır, onu sunar. Ben de sevdim insanları. Onlar üzerlerinde özenle biçilmiş bir kıyafet gibi taşısalar da nefreti ve alaycı tavırlarla çıksalar da karşıma sevmekten yıldıramadılar beni. Yaraladılar ;ama öldüremediler içimdeki sevgiyi. Ruhumda gedikler açtılar, enerjimi çaldılar ;ama başka başka sevgiler onardı beni.’ ’Sevmek rolünü oynuyor. ’’diyenlere cevabım: ’’Bir insan ömrü boyunca aynı rolü oynuyorsa o rol olmaktan çıkmış ,kişiliğe dönüşmüştür .’’olacak. Kendi yapamadıklarımızı yapabilenleri taktir etmeyi öğrenebilsek keşke. Bunu yapamıyorsak, egomuz izin vermiyorsa buna yargılamasak, kötülemesek yetecek aslında. Bu tavrın iyileştiren , huzur veren bir yanı var ve siz bundan kendinizi mahrum ediyorsunuz. Üzülüyorum bu yolu seçenlere. İnsanlar sizin için genel bir kötülük konumundaysa kötü olan sizsiniz. Herkes yanlış diyorsanız yanlışlık sizde başlıyor. Bütün insanlar sizi üzüyorsa emin olun sizin üzmelerinizin yankısıdır bu. Gittikçe azalmanız, yalnızlaşmanız kaçınılmaz olacaktır sonuçta. Oysa her şekilde, her koşulda sevebilseniz insanları çoğalacaksınız. Hayatın doğal akışı içindeki negatiflikler kaybolup gidecek. Düşünsenize sevgisiz bir yolda ilerlemeye çalışmak ne çok zorluklar taşıyor içinde. İşte ben sırf bu yüzden girmiyorum bu yola. Yıkmaya yönelik eleştiri, yargılama, ötekileştirme sizin işiniz. Her gece başınızı yastığa koyduğunuzda usulca yaklaşıp yanınıza fısıldıyorum kulağınıza: ’’Sizi…size rağmen seviyorum. İnsan olduğunuz için seviyorum sizi. Nasıl olursanız olun yeryüzünde tek olduğunuz ve eşsiz olduğunuz için seviyorum sizi. Yaratan’ın göğsünüze özenle, tertemiz olarak yerleştirdiği kalbinizin bir gün arınacağına ve sevgiyle dolacağına olan umudum ve inancımla ‘Sizi …size rağmen seviyorum.’ ‘’
Biliyorum yine kızdırdım ve şaşırttım sizi. Ama ben kendimi böyle ,insanları severken seviyorum.
SEVGİYLE….