9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1646
Okunma
“ Ama “lardan birikmiş günler, “keşke “lere mi hazırlar yarınları bilinmez ama emin olduğum tek şey var ise gömlek değiştirmiş anıların çatal diline ses vermeye yeltenip de veremeyen nefesim artık kana karışmış zehirin etkisinde debelenmekte.
Cevapları aynı sorular göçüğünde kalmış yalan yanlış sevinçler, yamandığı yerde dikiş tutmayıp yırtığını daha söken bekleyişler her ne varsa cehennem yamacında çiçeklenmeye durmuş baharı müjdeler.
Hani gözlerin sözleri vardır ya kelimesiz konuşurlar. Hani dilin kifayete erdiremediği bir sus’ a sığdırıp güneşlenmeye terk ettiği gerçekleri. Kısa metrajlı ölümler seyri reklam arası film.Işıklı reyonlara asılmış gişe rekorları kıran afişteki o resim…susmayacak rengi biliyorum hep ışıl ışıl hep haraç mezat belki yüklemli uzun yaşam dublöründen seslendirmeli…
Düşünüyorum da ; her şey siliniyor güneş batıyor yepyeni bir güneş ertesi gün doğmayı unutmuyor, güz yaz sonralığını, kış karını, bir serçe yavrusunun karnını doyurmayı.Unutuyor ama gelmeyen bekleyeni, acılar çektirdiğini…Doğa kanunu yanlış şifrelenmiş diyesim geliyor bir yer de hep insana dair bozukluklar.Aynı doğa, aynı kanun, aynı yaradan, aynı… Kader, aynı zaman...
Bir şey olmalı farklı çok farklı insanı diğer doğa kanunlarından ayırıcı, yerini ve olumsuzluğunu imleyen bir şey. Onların genel geçer niteliklerinden den ayıran. Akıl değil bu olamaz, unutmak akılla alakalı bilimsel olarak ama asıl gerekçenin yardımcısı rolünde oynuyor bu konuda.
Nedir unutmak denilen, yaşanılanın hatırlanmaması. Hiç yaşanmamış, olmamış, bilmemiş, görülmemiş, duyulmamış olma hali… Sanmak ya da var saymak unutmanın yerini aldığında aynaya yansıyan görüntü unutmak şekline bürünüyor olabilir mi? Eğer yaşıyorsa insan, hayatını idam ettiriyorsa ve bunca doğa olayı yaratanın kuralları çerçevesinde görevini tamamlayıp yeniden doğmayı yeniden yapılması gerekeni yapmayı biliyorsa…insanı neden ayırsın…? Onun da genlerinde olması gereken var… Adına kader denen hani. O halde unutmayı varsaymayı da kaderden mi saymak gerek. Öyleyse neden hatırlamak var… Hangi ölçü birimi ikisinin arasındaki bağın incelmesini değerlendirip sonuca erdiriyor?
Baş yardımcı akıl burada devreye giriyor olmalı… iki taraftan da bazen küçük, bazen kocaman mor damarlı elleriyle gergin tutan, bazen elinden kaçırıp tümüyle yokluğa hazırlayan akıl; tuttuğu kadar, ya da idrake erebildiği güç yetisince dayanabiliyor. Bu beraberinde ipi arada istemsiz gevşetmeyi, ya da bilinçli olarak daha gerginleştirmeyi sağlıyor olmalı… Akılın; idrak gücü, akılın bazen istemsizliği, bazen bilinçliliği neye göre oluyor peki? Yine o yüce kudrete gelip dayanıyor sorunun cevabı…
Öyleyse akıl da niye var? Madem her şeyin düzeneği belli… Her şeyin zamanı belli… İdrak gücümüz hatırlama, unutmalarımız belli… Neden biz varız… Unutmak nasıl yaşanır? Sorusunun cevabı için mi? Hatırlayınca nasıl davranılır merakından mı? İyi de onlarda belli…
Bütün soruların cevapları aynı çıkıyorsa sorular neden var peki?
.
.
Şükran AY
Tüm gönül dostlarımın Mübarek Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutluyor, mutlulukla, esenlikle, sevdikleri ve sevenleriyle birlikte geçireceği nice nice bayramlara sağlıkla erişmelerini diliyorum.