8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1478
Okunma

Normal insan dediğimiz zaman norm nedir? Kimin normu geçerlidir? Kim kime göre normaldir? Bunun cevabını verebilecek kimse olamasa gerek..Normal ya da onun olumsuzu olan anormal kelimelerin dışına çıkıp hiç de farkında olmadığımız bir takım engelleri nedeniyle yaşamını sürdürmekte olabildiğince zorlanan insanlara beraberce bakalım mı, ne dersiniz?
Ülkemizde %12.5 birey engelli olarak hayatını idame ettirmekte..Bunların %36 sı eğitim imkanından yoksun. Görenlerin içinden de ancak %1.4’ü yüksek öğretime gidebiliyor.
Bu yaz gönüllü olarak zihinsel engelli bireylerin eğitimi konulu 160 saatlik bir seminere katıldım ve bunca yıldır iş hayatının içinde olan ben; İzmir’in sauna sıcağında Ramazan ayının yoğunluğu beraberinde her gün heyecanla acaba bu gün ne öğreneceğiz telaşıyla koşturmuş olmaktan dolayı asla of bile demeden çok mutlu olarak semineri tamamladım..Bu memnuniyet yalnız bana ait değil nerede ise 450 civarında arkadaşımla beraber yepyeni bir bakış açısına kavuştuk..Artık çok şeyin farkındaydık..bu duygu artık acıma olmaktan çıkmış, bir şeyler yapabilme, bu konuda insanlara yararlı olma azim ve isteğine dönüşmüştü..Bize bu duyguyu aktaran hocalarımızın adanmışlıkları, sabırları yararlı olabilmenin bir bireyi ayakları üzerinde durur hale getirirken yüreklerinden yüzlerine aks eden gururdan öte huzur ve mutluluğunu görmenizi onları tanımanızı isterdim..İsimlerini zikrederken atladıklarım olursa kusura bakmasınlar her birine ayrı ayrı müteşekkirim…Öyle ki hepimizin dimağındaki bu öğretmenlerimizin profillerinin karşılığı “işte hizmet budur “ “işte öğretmenlik budur” oldu..Hepsini saygıyla selamlıyorum..
Toplumun genelinde engelli bireylere yönelik bir acıma duygusu vardır.Eksiktir kendine yetemezler acır geçeriz..Acımanın ötesine geçemez “ben ne yaparım” sorusunu kendimize sormayız..Sorsak sorsak en fazlası üç beş mavi kapak… başka şey de gelmez aklımıza ne yazık ki.. Hâlbuki hepimizin yapacağı şeyler var öncelikle acımaktan vazgeçmekle işe başlamamız gerektiğini bize öğretti kendisi de bir engelli olan Engelsiz Ege Birimi Koordinatörü Sayın Doç. Dr. Hatice Şahin..
Her hocamız bize bu konuda çok büyük katkılarda bulundu İsmail Çelik hocamız bu tip çocuklarımızın yetiştirilmesinde sabrın önemini bizlere aktardı. Hakan Erbab çalışkanlığı ve azmi ile fedakarlığın meyvelerini nasıl toplayacağımızı bize yaşatarak anlattı ve çok şey yapabilirsiniz duygusunu aşıladı. Pınar Dirim Hocamız bu çocuklarımızın eğer yeterince desteklenirse hayatlarını kazanacak geliri elde edecek işlerde çok güzel bir şekilde çalışılabileceklerini öğretti. Cihangir Diker Hocam o bahar iklimli pozitif gülümsemesi ile engellilerin eğitiminin zorluktan öte özveri işi olduğunu Enes hocamız ki henüz yirmili yaşlarda bu konuda çok büyük işlere imza atacağını eğitim alanında uluslar arası başarılara imza atacak zeka, arzu ve isteğe sahip olduğunu bize kanıtladı.Tamer Yıldız pek çok örnek vaka ile bize engelliler konusunda yapılan yanlış ve doğruları akıl süzgüsünden geçirme yetisi kazandırdı...Kendisi de bir otistik evlada sahip olan Ömer Ünal hocamız hem engelli çocuğa sahip olmanın hayatına yüklediği ağır sorumluluğun altından kalkabilmenin sevgi ile mümkün olduğunu hem de “çocuklarımız” diye hitap ettiği engelli bireylerin hayatına sevgi ile inanarak yapacağımız katkıların önemini kimi zaman gözlerinin gerisinde biriken neşenin ardındaki buğunun gölgesinde anlattı...
Ulaş ve Şule hocalarımız eğitim sırasında bu öğrencileri nasıl destekleyeceğimiz bilgisini bizle paylaşırken en vurucu söylemi de galiba bize Hakan Zorlu hocamız yaptı..Babası da özel eğitim öğretmeni olan Hakan hocamız bu konuda bireylere hizmetin vicdani sorumluluğunu tam anlamı ile omuzlarına yüklenmiş olduğunu en iyi şekilde ispatlayan duruşuyla hayat felsefesini çizmesinde büyük payı olan hocasının sözlerini bizlere şöyle aktardı..”engelli bireylere yönelik hizmet alanını para kazanma ve rant kapısı olarak görenlere hakkımı helal etmiyorum.” Sözlerine ilaveten aynı nasihati bizlerle paylaştığını aktararak amacımızın “para kazanmak değil hizmet “ olması gerektiğini o munis üslubu ile bizlere aktardı..Hepsinden Allah razı olsun..
Toplumun içinde bedensel engelli ortopedik engelli görme duyma ve zihinsel engelli bireyler hep yanı başımızda..Peki biz bu bireylerin ne kadar farkındayız.? Oy verirken hiç engelli bireyler için programlarında yapılacaklara yer veren bireyleri veya kuruluşları gözlerimiz aradı mı hiç. Veya gittiğimiz marketin bindiğimiz toplu taşıma aracının yürüdüğümüz yaya kaldırımının engelli bireylere uygun olup olmadığını düşündük mü hiç?..Çocuğunun engelinden dolayı cemiyet hayatının kıyısına çekilip engelle mücadelede yorulan bir ailenin destek amaçlı hangimiz kapısını çaldık?..Ya da okulda çocuğumuzun yanına oturan çocuğu engeli nedeniyle kaç kişi yadırgamadı ve hatta destekledi.?.Öyle veliler, insanlar gördü ki gözlerimiz en acısı da bunların içinde yer alan öğretmenler…özürlü bireyin varlığını rahatsızlık olarak algılayan yardımı veya ona bir şeyler kazandırmak şöyle dursun “sakatsa otursun evinde” bakış açısına sahip sözde insanlar, “her gün onu görmek zorunda mıyım ?” diyen müsvette öğretmenlerin varlığı ile kaç kişi utandık.?.Bir de çocuklarımızın dillerine yerleşmiş aşağılayıcı sözcüklere ne demeli “özürlü”,”kıt” “dört göz” vs. dilimizi terbiye için kaç kişi bu sözcükleri duyduğunda bu çocuklarımıza engel oldu tepki verdi ?
Şunu unutmamak gerekir engellilik eşitsizliktir..Hiç bir engelli birey bu eşitsizliğin boyunlarına asılı yafta olmasını ve eşitsizliğin kaderleri olmasını istemez..Hiçbir çocuk engelli doğmayı istememiştir. Hiç bir ana baba eksikliği olan bir çocuğu olsun dilememiştir. Ve kimsede yarın bir engeli olmayacağını garantilememiştir.. Her şey bizim için. Çocuklarımızı engelleri ile değil başarıları ile adlandıralım.. toplum içindeki her birey onları acımakla değil kabullenmekle bir birey nazarı ile bakmakla işe başlamalı..Farkına varmalıyız..Toplumsal siyasi her türlü oluşumu desteklerken lütfen engellilere yönelik ne gibi ihtiyaçların karşılanacağına dair planları var onu göz önüne alalım.. Engellisi, engelsizi hepsi bizim, hepsi bu coğrafyanın çocukları..
Dinimiz açısından engellilere bakacak olursak; “Allah sizin suretlerinize ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize (iman veya inkâr hâlinize) ve amellerinize bakar" hadisi ile beraber,
“Âmâya (görme engelliye) rehberlik etmen, sağır ve dilsize anlayacakları bir şekilde anlatman, muhtaç bir kimseyi ihtiyacını tedarik etmesi için gerekli yere götürmen, derman arayan dertlinin imdadına koşman, koluna girip güçsüze yardım etmen, konuşmakta güçlük çekenin meramını ifade edivermen, bütün bunlar sadaka çeşitlerindendir...” diye peygamberimiz SAV hadisi şeriflerini değerlendirdiğimizde engelli bireylere destek konusunda dinimizin de bizi mükellef kıldığını görürüz..
Temel hukukî ve ahlâkî ilke olarak İslâm dini, zihinsel olarak yetersiz bir insanı, utanma ve dini mükellefiyete tabii tutmamış ona masum gözüyle bakmış ve topluma bu yönde sosyal mesajlar vermiştir. İslâm dini, engellilere pozitif ayrımcılık kapsamında bazı sosyal haklar verirken sosyal sorumluluklarını da öengellerinin müsaade ettiği boyutta yerine getirmelerini isteyerek topluma kazandırmayı hedeflemiştir..Tüm bunlara rağmen yazık ki günümüzde özellikle zihinsel engelli bireyler bazı vicdan yoksulu kişilerce, özellikle yakın çevrelerince cinsel istismara tabii tutulmaktadırlar..Bu da toplumun ayrı bir utanç yarasıdır.
Ezcümle
Engellilerin ve engelli ailelerinin sıkıntıları çok büyük
Onlar eğitim alma ve tek başına kendine yetebilme sosyal hayat içinde kendilerine uygun yaşamsal alanlara sahip olmak yanında, geçinebilecekleri bir işleri olsun istiyorlar..Toplum içinde onlara acıyarak bakan insanlar yerine gerekli ortam sağlanıp eğitimle desteklendiklerinde kendi kendine yetecek bireyler olduklarını herkese kanıtlamak istiyorlar..
Onlara destek olmak...
Farkında olmak, farklı bir bakış açısı kazandırmak hepimizin boynunun borcudur..
Fark yaratabilmek adına bu alanda layığı ile çaba sarf eden her bir öğretmenimize ve büyük bir saygıyla hizmet anlayışlarını gözlemlediğim İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü; Özel Hizmet bölüm personeline sonsuz teşekkürler…
Perihan KILIÇ
ESMİZE İZMİR
Farkında olabilmek adına seçki kuruluna ve tüm arkadaşlara selamlar saygılar..Teşekkürler..