Yukarıdaki resmin bir milletvekiline ait olduğunu anlamışsınızdır mutlaka. Peki kim bu milletvekili? Onu da açıklayayım: Şafak Pavey…CHP Milletvekili.

Şafak Hanımın diğer milletvekillerinden ayrılan özelliği bendeniz gibi ayağı sakat bir vatandaş oluşudur. Ama o da benim gibi kendisini bir engelli olarak görmemiş uğraşmış, didinmiş ve milletvekili olmuştur. Yani Hali hazırda CHP Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde koltuk doldurmaktadır.

Koltuk doldurmaktadır ifadesini özellikle kullandım. Çünkü:

Nasıl ki AK Partinin Hakan Şükür’ünden…Hani şu futbol sahalarında pek çok kez attığı gollerle milli gururumuz olan, h 2002 Dünya Kupası maçlarında on bir saniyede gol atarak dünya futboluna adını altın harflerle yazdıran Hakan Şükürden millet olarak - Bir sporcu olduğu için- Meclise milletvekili olarak gittiğinde Türk Sporu adına bir şeyler beklemiş ama ondan hiç bir icraat görmemiş isek aynı şekilde CHP nin Şafak Pavey’inden de ben, biz engelliler -O da bir engelli olduğu için- engelliler adına bir şeyler yapmasını bekledik. Ama Her nedense o ceylan derisi koltuklara oturunca insana bir rehavet basıyor olmalı ki Şafak Hanım maalesef böyle bir çaba içinde görülmedi hiç.

Aldırmadık…Çünkü bizler o meclise gönderdiğimiz nice Arif Sağ, Sabahat Akkiraz gibi sanatçılardan sanat adına bir şey görmemeye, Hamza Yerlikaya, Hakan Şükür gibi nice sporculardan spor adına hiç bir şey görmemeye, Hukukçulardan hukuk adına, sağlıkçılardan sağlık adına, eğit,imcilerden eğitim adına hiç bir şey görmemeye alışmıştık zaten. O bakımdan En azından benim Şafak Hanımdan da engiller adına bir beklentim yoktu. O da yanıltmadı beni zaten.

Bizim vekillerimiz zaten sağ olsunlar içlerinden bir iki fedai seçerler. Hep onları görürsünüz sağda solda konuşurken ve de en azından ‘’Dostlar alışverişte görsünler ‘’ kabilinden bir şeyler güya yapmaya çalışırken. CHP nin Muharrem İnce’si, MHP nin Oktay Vural’ı, Bir de saksı sulamaları, meclis başkanına su fırlatmaları gibi vatan ve millet adına çok çok faydalı işler yapan(!) Kamer Genç’imiz vardır Allah eksikliklerini göstermesin (!) Evlerimizin neşe kaynaklarıdır kendileri. Onların her konuşmaları televizyonlarımızda reyting patlaması yapar hep. O bakımdan televizyon kanalları da çok minnettardır kendilerine.

Bütün bunlar alışageldiğimiz şeylerdir.Hem de ne zamandan beri bilir misiniz? Taaa Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığından beri.

Mesela bazılarımız Atatürk’ün şu kıssasını biliriz: Millet vekillerinin maaşına zam yapılması konusu mecliste tartışıldığı bir yıl ( Kaynağı bilemediğim için yılını da yazamıyorum çünkü bu yazı face bokta çok dolaştı ama kaynağını veren olmadı. Ben de bir yerlerde bulamadım ) Atatürk’e ‘’Efendim Millet Vekili maaşlarına ne kadar zam yapalım?’’ diye sorulur…O da cevap verir: ‘’ Öğretmen maaşlarından fazla olmasın.’’ Evet bunu biliriz.

Peki Çerkez Ethem’in Türkiye Büyük Millet Meclisine bir adeta ültimatom niteliğindeki şu satırlarını bilir miyiz? ‘’ Ben Anzavur İsyanını, Yozgat isyanını bastırırken siz orada mecliste maaşlarınıza zam yapmaktan başka bir şey yapmadınız ‘’ [ Selahattin Tansel- Mondrostan Mudanya’ya---Dört Ciltlik bu esertin sanırım 3. Ya da 4. Cildinde anlatılır bu olay ] Yani iş bu Meclisin Atatürk’e rağmen taaa onun zamanından beri en önemli vatan ve millet derdi(!) hep maaşlarına yapılacak zam olmuştur.

Eyvallah…Ona da itirazımız yok…Hoş olsa da ne yazar ki zaten. Haa bu arada şunu da belirteyim…Hani sorarlar zaman zaman sokaktaki vatandaşa: ‘’ Bu ülkenin ekonomisi nasıl düze çıkar ?’’ diye…Pek çok vatandaş ise önce dünyanın en önemli ekonomisti melse Kemal Dreviş pozlarına bürünür ve dahiyane kurtarma operasyonunu yumurtlar ‘’ Millet vekillerinin maaşlarını yarı yarıya indirin bak nasıl kurtuluyor.’’ Yok yok ben o andavallılardan değilim. Öyle bir önerim filan kesinlikle yok. Çünkü toplamda beş yüz elli milletvekili mi var? Her birine 50.000 Tl maaş verelim ne eder? 50.000 X 550 = 27.500.000 TL Yazıyla yazalım: Yirmi yedi milyon beş yüz bin TL…Bu para ile ülke ekonomisi batmaz ey andavallılar. O bakımdan ben Millet Vekillerinin aldığı maaşın bu kısmına da itiraz edenlerden değilim.

Şimdi diyeceksiniz ki : ‘’Eee o zaman derdin ne be kardeşim. İki saatten beri ne diye kafa şişiriyorsun?’’

Anlatayım:

Ben 1345 TL emekli maaşı alıyorum. Oğlumun biri 850 Tl, diğeri de 900 TL Maaş alıyorlar Özel Güvenlik Görevlisi olarak. Ayrıca ben ayda 750 TL de özel bir akşam lisesindeki görevimden alıyorum. Yani bizim eve üç kişinin toplamda dört tane maaşı giriyor. Şimdi bu maaşları toplayalım: 1345+850+900+750=3845 Lira..Şimdi pek çok arkadaşımın.’’Oooo baya iyiyimiş ‘’ dediğini duyar gibiyim…Hamdolsun Agari ücretle ( Sanırım 640 TL ) ev geçindiren insanlara bakınca bizim aldığımız bu toplam maaş bizi krallar gibi yaşatır. Ama sorun o değil ki. Bu para tam dört tane maaş…Haydi toplamını 4.000 TL diyelim demek ki bir maaş ortalama 1000 TL…

Biz üç kişilik bir aile olarak bu 3845 Lira ile tam bir ay geçinip gidiyoruz çok şükür. Ama gelin görün ki Şafak Hanım tek başına aldığı 10. 650 TL Millet Vekili Maaşıyla geçinemiyor. Hatta bırakın bir ayı ancak iki gün geçinebiliyor. ( Öyle demeç vermiş kendisi ) Demek ki Bu hanımefendinin günlük masrafı 10.650 : 2 = 5325 TL Yani ( Hani Atatürk ‘’ Milletvekili maaşları öğretmen maaşlarını geçmesin’’ demişti ya ) İşte bu hanımın bir günlük geçimi için gerekli olan para bir öğretmen emeklisinin bir aylık maaşının üç katı civarında. Ve bu hanımın hesaplarına göre maaşının 5325 X 30= 159.700 TL olması gerekiyor. Tabii 31 çeken aylarda bir gün aç kalacak maalesef. Ya da o günler de ayrıca hesaplanarak 31 çeken aylar için 5325 TL daha verilecek.

Şimdi.

Vatandaş olarak koskoca vekilimizi her ayın ilk iki gününden sonra aç bilaç bırakacak değiliz ya…Haydi pamuk eller cebe beyler. Sizler de kavanozlarda sakladığınız -kocalarınızdan tırtıkladığınız- paraları dökülün bakalım hanımlar. Mesele vatan- millet meselesisidir (!)