11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

Geçtiğimiz Pazar günü oğlum Tuğrul’la birlikte Eminönü’nden kendimize üst baş almak üzere evden çıktık..Malum yola gideceğiz ..Hem eski avrada da görüneceğiz...Şimdi oralarda ‘’ Vah zavallı vah benden ayrıldıktan sonra nasıl da perişan olmuş ‘’ dedirtmeyelim kendimize…Şöyle görüntüyü filan düzgün tutalım değil mi?
Neyse efendim yola çıktık…Bizim buradan( Soyak- Yenişehir ) Eminönü’ne gitmek için önce minibüse binersiniz; ver elini Kadıköy, oradan da İDO mototları ya da Şehir Hatları vapurlarıyla geçersiniz karşıya- Eminönü’ne-
Arkadaş anlamıyorum ki Ramazan ayı geldi diye millet inadına mı yapıyor yoksa ben Ramazan ayı dışında gözlerimi yumardım da şimdi mi açtım, yav sanki hatun kısmı bu ayda biraz daha cıbıllaştı….Daha fazla parfüm kullanır oldular.
Biniyorum minibüse bir bakıyorum hatun sanki plaj kıyafetiyle..Üstüne üstlük sanırsın parfüm küpüne dalmış çıkmış. Yok anacım yok…Biliyorlar ya oruçlu olduğumu bana gıcıklık olsun diye yapıyorlar. Ramazan dışında pek yapmazlar çünkü.
Yarım saat kadar bir alçaktan uçuş saonucunda Kadıköy’e vasıl olduk. Alçaktan uçuş diyorum . Bizim Hattın minibüsçüleri pilotlar arasından özenle seçilirler. Özellikle de E-5’e çıktıktan sonra artık o minibüs yürümez, kesinlikle uçar. Ama Allah var bu güne kadar adamların tek kazasına da şahit olmadım. Mesela adam bir taraftan 150-160 artık Allah ne verdiyse basıyor öte taraftan sizin verdiğiniz paranın üstünü vermek için ceplerini karıştırıyor..Yani iki eli de ceplerinde…Bu arada arkasını dönmüş bir yolcu ile muhabbet ediyor ve her şeye rağmen o minibüs kazasız belasız ulaşabiliyor Kadıköy’e…Rabbimin bir mucizesi..Hikmetinden sual olunmaz ki.
Derken efendim Kadıköydeyiz. Aha babaaaa…Eyvah…Kadıköy’de Miting var…Her yer bayraklarla donatılmış…Yedik mi Ayvayı?…Şimdi ne iskeleye gidebilirsin, ne karşıya geçebilirsin ne de farzedelim gitmiş olsan bile geri denebilirsin.
İyi de bir Gariplik var…Normalde Kadıköyde bir miting varsa minibüsler ancak Koşuyolundaki Tepe Natiliusa kadar inerler…Oysa bizim minibüs normal durağına kadar indi. Ayrıca meydanda bir tane bile polis yok…Barikat , paravan filan yok, sokak aralarında konuşlandırılmış polis ekipleri, polis köpekleri filan yok. ‘’ Hımmm demek ki miting oldu-bitti ‘’ İyi de saat 12..Bu adamlar sabahın onunda mı yaptılar mitingi? ‘’ Böyle bir şey de mümkün olamayacağına göre...Eee..Kadıköy Meydanı gibi bir yerde miting olacak da millet rahat rahat sağda solda gezecek, görülmüş şey değil. Hay Allah’ım bazı sokaklarda bir iki tane belediye zabıtası gördüm ama polis – molis hak getire..Ne panzer var ortalıkta ne başka bir araç.
Efendim… Kadıköy Meydanı ve dahi miting dendi mi aklımıza genelde molotof kokteyl atılan belediye otobüsleri, yakılan banka atmleri, taşlanan esnaf cam çerçevesi, hınçla ve öfkeyle yolunan –özgürlük ve adalet düşmanı (!) çiçekler,bağırtı, çağıtı, küfür, terör ve korku geldiği için bu manzara işin doğrusu çok garibime gitti.
Yahu pardon..Miting, miting diyorum da ne mitingi bu? Aslında anladınız tabii ki ‘’ Arakan kan ağlıyor ‘’ mitingi. Şimdi denilebilir ki ‘’ Kardeşim Arakan kan ağlıyor mitinginde polisin işi ne? Basit ve masum bir miting. Türkiye’de herkesin yediden yetmişe duyarlı olduğu bir konu. Olay – molay çıkmaz ki orada polis filan olsun’’ Eyvallah da peki söyler misiniz ‘’ Dünya Barış gününde niçin aynı alanda metrekareye neredeyse on polis düşer…Barışın gününde orada ne işi vardır polisin? Barış hepimizin barışı olmalı değil midir? Hani diyorum ki bir Dünya Barış gününde o meydana tek bir polis koymayacaksın ondan sonra da polisin orada ne işi olduğunu dosta düşmana herkese göstreceksin…Maazallah…Herhalde Atom bombası yemiş Hiroşima’dan beter olur meydanın hali.
Ben O Kadıköy Meydanının bayramını da biliyoru…Hani Şu Nevruz Bayramı…İşçi Bayramı…Y,ine nereleri yakıp yıkacaklar diye endişeyle bekleyip can kaybı olmamışsa ‘’Ohhh’’ dediğimiz bayramlar. ( Allah için bu sene olaysız geçti işçi bayramı..Hakkını yememek lazım ) Bayram ha? Halkın bir yarısı korkudan sokağa çıkamazken diğer yarısının bombalarla, molotoflarla, yakarak, korku ve dehşet salarak kutladığı bir bayram.
Dünya Kadınlar Günü, İşçi Bayramı, açlık ve işssizliği protesto ve benzeri kesinlikle siyasi bir yanının olmaması gereken ve kesinlikle korkmadan , ürkmeden ‘’ Acaba başıma bir kaza gelir mi ‘’ endişesine kapılmadan kutlamanız, anmanız gereken bütün toplantı ve mitinglerde o meydan her zaman polis kaynamıştır. O meydanda ‘’ Kadına şiddete hayır ‘’ yürüyüş ve mitinglerinde bile en az bir kaç esnafın camı , çerçevesi bu şiddet karşıtları(!) tarafından tuzla buz edilmiştir.
Gürültü kirliliği ve etrafın -özellikle- içine edilmesinden hiç bahsetniyorum..Yenilen diğer haltlar yanında o çok masum kalıyor.
Ama bu sefer ne gürültü var, ne patırtı var…Minibüs duraklarında inmişim ve bankaya doğru ilerliyorum…Allahım Alahım…Kadıköy’de hiç bir olağanüstülük yok…Ramazan’ın kendisi gelmediği gibi R si bile gelmemiş Ködıköy’e … Birahane bile açık…Vatandaş atmış masa- sandalyeyi caddenin üzerine sabahın kim bilir kaçında başladığı birasını yudumluyor gözleri kan çanağı olmuş haliyle… Yahu be mübarek herif ler geceleri de bu birahanede mi yatarsınız. Kahvaltınızı bira ile mi yaparsınız..Nedir bu? Haa aldırış ediyor muyum? Bana ne yahu…O bira içiyormuş, bu bilmem ne yiyormuş..Bana ne? Ben kendi işime bakarım. Bakmasına bakarım da onlar da çok zorluyor hani… Hele de buz gibi suları lıkır lıkır içenler yok mu…Ya da taze sıkım meyve sularını…Ya Sabır Sami.
Ufffff…Anasını satayım bu da olmaz ki…Laan ne o kokoreçin kokusu öyle…Anam anamm anammm. Cennetin kokusu dedikleri böyle bir şey olsa gerek…Anamm anamm anammm…Ulan ahdım olsun iftara şöyle bir ekmek arası yapıp tamamını gövdeye indirmezsen…Neyse dönüşte unutmazsam alırım inşallah.
Az daha ilerliyoruz…Yahu buralarda şimdi iğne atsan yere düşmeyecek kadar sayıda insan olması gerekmiyor muydu? Hani hepimiz Arakan’daki katliamı lanetliyorduk? Hay Allah’ım ya birkaç sarıklı, cübbeli , sakallı dışında hiç kimsenin umurunda değil.
Olayı Saadet Partisi organize etmiş…Yav mesele parti meselesi değil, insanlık meselesi. Yok anam babam…
Aklıma, yakın bir anı geldi… Bizim arkadaşlardan biri ile bu 4+4+4 ü konuşuyoruz…Arkadaş ver veriştir ediyor buna…İşin doğrusu ben o sıralarda hiç bir bilgiye sahip değilim bu sistem hakkında..Arkadaşa sordum: ‘’ Yahu ben bu sistem hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Ama sen biliyorsun anlaşılan ..Bana da anlatsana ‘’ Arkadaş: ‘’ Ben de bilmiyorum ‘’ dedi…Şaşırdım..’’ Allah Allah…Ya hocam hem bilmiyorum diyorsun hem de ben şiddetle karşıyım…Bu nasıl iş? ‘’ Cevap aynen şu ‘’ Bu herifler hayırlı bir şey yapmaz..Ben peşin peşin muhalefetimi yapayım..’’ İşte o hesap Millet ‘’ Bu Saadet Partisinin bir organizasyonu bana ne arkadaş’’ dedi ve kıçını dönen dönene..Oysa aynı meydanda en basit bir İşçi Bayramı, ya da Dünya Kadınlar günü olayında bile o meydan hınca hınç doluyor. Bütün bölücü çeteler orada arz-ı endam ediyorlar, iğne atsan yere düşmayacak kalabalık oluyor..Kalabalığım bır ucu Moda, bir ucu Bahariye diğer ucu Haydarpaşa’ya kadar uzanıyor…Tüm belediye otobüsü, minibüs, hatta deniz trafiği duruyor. Konu Şer olunca, yakıp yıkma olunca insanlar- ki onlara ne derece insan denebilir o da tartışma konusu - anında birlik ve beraberlik sağlıyorlar da konu hayır olunca kılını kıpırdatan yok neredeyse…Hani Saadet Partililerin arasına karışırsam neme lazım bana da bulaşır şu sarık cübbe, sakal olayı diye korkuyoruz zahir…Ya da ne bileyim heriflerde bit, pire, tahtakurusu, cüzzam, frengi, aids filan gibi bir şeyler vardır.
Vapura binip karşıya (Eminönü) geçerken vatandaşın birinin elinde gördüm pankartı Saat 15…Hımmm demek ki üç saat sonra başlayacak miting. İyi de bu herif yanlış yöne gitmiyor mu? Miting Kadıköy’de, adam Eminönü’ne gidiyor… Amannnn amma da taktım yav şu mitinge…Şu aşışverişi yapalım, dönüşte bir bakarım. Yav katılmak lazım hem..Ayıp oluyor. Bu konuda o kadar yazdık çizdik. Hani bir tanıyan çıksa. ‘’ Hoca o kadar yazdın çizdin ama sen bile katılmıyorsun mitinge, destek vermiyorsun’’ derse ne mok yerim?…Yok yok dönüşte mutlaka katılacağım. Bana ne yav Saadet Partisi yapıyorsa..Ben parti için değil insanlık adına desteklemeliyim bu olayı…Lan o puşt bölücüler kadar da mı olamıyoruz.?
Derken efendim nihayet Eminöndeyiz…Yer altı çarşısından kendime kısa don alıyorum…Yav yanlış anlamayın Kapri mi diyolar ondan işte…Fethiye’de kıçı aşırı sıcak ve hararetten korumak lazım..
Allaaahhhh tişortlara bak..Seç-beğen 5 TL…Şuradan bir tane üzerinde ‘’ Oğlum bak git ‘’ yazan alayım…Yok yav o kadar da değil…Koskoca eşşek kadar adama hiç yakışıyor mu.. En iyisi şu I Love İstanbul yazanı, Fetih 1453 yazanı, bir de şu Türk bayrağı olanı alayım..Ne bi hava basarım bunlarla…
Kaprileri de aldık..Mısır çarşısı, Sirkeci oralarda tur atıp restorasyonu tamamlanmış ve de içi muhteşem olmuş olan Yeni Cami’de öğle namazımı kıldıktan sonra geri dönüş başladı.
‘’Saat üçü biraz geçiyor. Yani normalde mitingin en heyecanlı ve coşkulu anında olmalıyız…İyi de bu vapur rıhtıma yanaşabilecek mi? Şimdi oralar baya kalabalıktır…Yav şu karşımdaki öküzler niye bu saate kadar beklemişler ki…Dangalaklar ellerinde pankartlar daha yeni gidiyorlar mitinge. Yahu iyi hoş da saatlerdir Eminönü’nde de bir hareketlilik göremedim. Oysa vapurların tıklım tıklım olması gerekmiyor muydu? Ne yani Arakan katliamını kimse iplemiyor mu?
Ramazan aylarında çok fazla ceza sahama girip de penaltı yememeye çalışan Tuğrul nihayet ağzını açtı…( Onca saatten sonra…Anlayın artık Ramazan aylarında nasıl bir canavara dönüştüğümü )
-Baba Kadıköy’de bir miting var her halde? Bu ne mitingi?
Resmen faul…Kırmızı kartı çekip vapurdan atmam gerkiyor ya…Sakin ol oğlum Sami…Ene Savmi, Ene Savmii ( ben oruçluyum, ben oruçluyum )
-Evladım benim…Gözümün nuru, gönlümün süruru yavrum. Bu miting ‘’ Arakan kan ağlıyor mitingi…Sabahtan beri daha yeni mi farkına varıyorsun.? ‘’
-Arakan Ne?
Anamm…Anammm… Anammm… Dokuz kusurlu hareketin dokuzu birden… ‘’ Arakan ananın …’’ diye bir başlamışım vapur toptan ayakta. Ulan geri zekalı çocuk bunca saat susmuşsun devam etsene susmaya. Ne halt etmeye arının deliğine çöp sokarsın.
Efendim kafama soğuk sular dökülerek sakinleştiriliyorum. Ama her an ikinci bir patlama yaşayabilirim.
Tam Karşımdaki eli pankartlı gençler artık işin bokunu çıkardılar. Resmen ense tokat göze parmak yapıyorlar…Yav saldıracağım ramen ama bu sefer de kuduz diye karantinaya alacaklar beni. ‘’ Ulan namussuz zibidiler, mitinge geç kaldığınız yetmiyormuş gibi bir de ağlayıp sızlamanız gereken bir olayda ense tokat, göze parmak yapıyorsunuz…Bu ne laubalilik, bu ne ciddiyetsizlik’’ diye dövecem nerdeyse deyyusları ( Naahh döversin ayı gibi herifleri ya orasını karıştırmayın )
Sonunda Kadıköydeyiz tekrar…Aneeeyyy Park kısmında en fazla bin, hadi taş çatladı 2 bin civarında insan var ( Taşı fazla çatlattım sanırım…Yok ya kesinlikle o kadar insan yok. ) Bu bir bölücü mitingi olsa buralar tıklım tıklım dolu olurdu. Ama şimdi hani tabir caizse neredeyse in cin top oynuyor.
Tuğrul’um, garibim benim. Son bir atakla tekrar göze girmeye çalışıyor.
- Baba… Gel mitinge katılalım..Destek verelim seninkilere.
Sağıma-soluma bakıyorum…Allahtan tanıdık-manıdık yok etrafta.
-Ya boş ver be oğlum. Nette filan o kadar yazdık. Fitre zamanı da bir 20 Tl filan verdim mi yeter de artar bile…Haydi biz eve gidelim..Daha akşama köfte, pilav, çorba yapacam…Haa sahi tatlı olarak ne yapayım bu gün?