11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3513
Okunma

= SANAL VE REAL =
=ALLÂH sıratı mustakimde ayağımızı sabit kılsın, imânı kâmilden ayırmasın bizleri, ve yarattığı tüm kulları İnşâllah, “Amin.”
Rahman olan Allâh hidayete erdirsin tüm yürekleri- ki “kimse kimseye yazık yapmasın, yapamasın.
Aslında kişinin yapmış olduğu hatanın ceremesi kişiye ödetilir, ya bu dünyada, yada ahir alemde mutlaka cezasını çekecektir. Kimse yaptıklarını kendilerine kâr kalacak sanmasın… Bu dünyanın üstü kadar altıda vardır… Er geç muhâkkâk,dönüş Allâh-a dır.
İnsan! Real de nasılsa sanalda da aynı olmalı, çünkü her ikisinde de konuşulan, gerçek insan değilmi?
Peki; “sanal alem deniyorsa burası gerçekten sanal mı, Karşısında cevap veren perimi, hayal ürünümü, yoksa sanal denen , serap gibi bir şey mi ?
//Yahu konuştuğun etten kemikten ruhu, canı, olan; “yiyen, içen, senin gibi biri ve de canı kalbi olan insan değil mi ki; "canını yakıyorsun; “sevdiğini söylerken karşı cinsi sevgi kurşunuyla vururken hiç mi üzülmüyorsun; “İnsan olarak, onun ne kadar saf duyguyla sana bağlandığını hiç mi görmüyorsun? Görüyorsun! Ve de biliyorsun da, senin işine böylesi geldiği için mi, bile bile seven yüreği ile oynuyorsun, ve o mümtaz yüreğini yakıyorsun. “Allâhtan revamıdır yaptığın…
Aslında her zaman her yerde. Real de de, sanalda da. Yürekleri riya gölü insanlar vardır muhakkak , kimin nasıl olduğu bilinmiyor. Kavun, karpuz misali.
Lütfen elimize, dilimize, sahip çıkalım.
//İnsan oğlu dünyada yaptıklarından; “muhâkkâk Yarâtan ALLÂH-ın huzurunda sorgulanacaktır... Bu dünyada da öbür alemde ödenemeyen, tek hak kul hakkıdır. Onun için kimseyi incitmeyelim. Kalp sırça saraya benzer kırıldı mı telafisi mümkün değildir.
//CENAB-I HAKK; kul hakkı ile karşıma gelme!.. demiş ?..
Mesela; ( Zulmedenleri ALLÂH affetmez ve onlara bir yolda gösterilmez) (Nisa;4/168)
Birde ALLÂH-a ortak koşanları affetmez, bundan başka dilediğini layık gördüğünü affeder)(Nisa; 4/48) Kur’an-da 324 yerde zulüm. 174 yerde de şirk kavramı geçer.
// Kul hakkı yiyen Müslüman-a gelince; yediği hak oranında, ya sevapları hakkını yediği kişiye verilecek yada sevabı yoksa o kişinin günahlarını yüklenecek.
Birde şu var ki, alma mazlûmun ahını çıkar aheste aheste demişler. Kimsenin ahı kimsede kalmaz …
//PEKİ HERKESMİ ÖYLE, HAŞA. Realde olduğu kadar sanalda da ne kadar temiz yürekli , ince ruhlu, mükemmel insanlar var. Derdine derman olan, yaralarına merhem olan, sözleri ile yaşama ümüd-in olan, yüreğine su serpen çok arkadaşlarım var. Yüreği güzel, kendileri benim nezlimde çok ama çok özel olan canlar var. Kimisi kardeşim, kimisi bacım, kimisi oğlum, kimisi kızım. Kimileri kanatsız meleklerim, filozof-um var.
Kalbi nurlu naif yürekli dürüst; "kardeşlerim var. Ve buraya gelip beni arayan görüştüğüm, mert yürekli, bir dost kardeşim var. Öylesi insanlarda varmış mert kocaman yürekli, İnsan yanında otururken sukûnet buluyor yüreği. Benim için SİZ değerli canlar sizleri çok ama çoook seviyorum. Vede diyorum ki iyi ki varsınız iyi ki sizleri tanımışım…
//Yaratan Allâh yaratırken herkesi insan olarak yaratmış. Kimse kimseden üstün değildir…
Ahir aleme giderken de farklı değildir, zengini de, fakiri de, bir top beze sarılıp gidecektir oda nasip olursa eğer.
Üstünlük yalnızca takva ile olur, “o da Yaratan, “Allâh’ın nezdinde.
//Güzel bakan güzel görürmüş, güzel gören güzel düşünürmüş. Birbirimize art niyetsiz güzel bakalım dostlar <<LÜTFEN...
İnşallah bir daha umutsuzluklar yer bulamasın; ışığa kavuşmuş bedii yenilenmiş yüreklerde.
İnsan kime güveneceğini bilemiyor günümüzde,çoğu yer debdebeli görünüyor dışardan bakıldığında oysa ki; hiçte öyle değildir aslın da.
//Tam yese düşmüşken muzdarip yürekler; “ Bazen de sanki mucize gibi bir ışık parlar karşımızda, " Sanki bir sihirli değnek değmiş gibi birden bire, bakış açısı değişir, "O" anda kendine gelir hayal aleminden Real aleme döndürülmüştür kul, Allâhın yardımı ile gözünün önünden sis perdesi kaldırılır,
derde muzdarip mahzun yanık yüreğine gelen ferahlık, Allâh-u Azimüşşânın yardımının anide tecelli etmiş olmasındandır...
// Rahman olan Allâh; yardım elini uzatıyor kuluna… Aciz kulu buhrana düştüğünde, Hakk’tâ alâ yol gösteriyor kuluna. Yeter ki kul halis niyetli olsun. HÂK-KIN hikmeti tecelli ediyor, çaresiz kalan hali naçar kullara...
//Zaten dünya iyiler yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor. Aslında çok da iyi niyetli yüreği temiz İnşirahla yıkanmış arınmış ne güzel yürekli insanlarda var aramızda; “pek ortalıkta görünmezler onlar,
geçtikleri yerlerden belli olurlar, geçtikleri yerlere sevgi nüveleri ekerler yüreklere… Umutsuzların ümüd-i olurlar, Dertli gönüllere derman olmaya çalışırlar, ve geçtikleri yerlere miski amber kokuları bırakırlar ardında.
Özleri, sözleri, birdir onların riya barınmaz yüreklerinde asla. Geçtikleri yerlerde mis kukuları yayılır etrafa...
//Yüce yaratan Allâh kulunu her daim gözetip koruyandır, kulun her hali Allâha ayandır. Yeter ki bizler ihlas ile Allah-a yönelmesini bilelim. Doğrunun dostu Allah-tır, eğrinin hasmi, yine Allâh tır.
Allâh her daim; “yarattığı kulların yar ve yardımcısı olur yüreği imanlı, itikatlı, güzel ruhlu insanların…
(Allahümme inneke afüvvün kerimun tühıbbül afve fa’fü anni) -->(ANNİ: beni. demek
(Ya Rabbi, sen affedicisin, kerimsin, affı seversin, beni de affeyle) -->( Annâ: bizi-demek.
Emine Erdem : 25/Haziran/2012
Bursa.
( Okumuş olduğum bir yazıdan esinlenerek yazmışımdır. )
(( Kimse öküz altında buzağı aramasın!.))