Toprak Üşür
teli kırık kemanın serzenişidir
yüreğin çocuk sesli korusunda kar kuşları üşür çocuk sesin kırağı düşer türkülerin üstüne üzengisi kırık ömrün üşür üşür avurtların koltuk altında gençliğin narin sesi ve buz kesiği nar taneleri gözünde ölmek gibi durur gecenin şavkı yüzünde bin yılın ayrılış muştusu yumulu avuçlarında bir kıtanın sevda kertiği üşür uzun uzun bakarsın pencereden dalar gözlerin mavi geceye ve ellerinde kar yanığı bir özlem asfaltlar ışıldar yollar üşür sormadığın yerden çıkagelir hasret seçmediğin renkler yakıştırır üzerine geçer yüzünden bir şehrin uğultusu tanıdık masallarda adın geçer bir sabah kalbinde boy verir başaklar yüzsüz ırkın ayinlerinde tütsülenir aşk kamışlar derin derin inler asasız kalır Musa Nil üşür saç örgülerinden çözmüşler gibi güzü yarısı hazan yüzünün yarısı kırlangıç küsü kutsalına şaibeli güller batıran aşkın ıslak kanatları suçlu bir devir kapanırken gözlerinle kirpiğine sığınan mevsim üşür çatlamış yarıklarında rüzgârın keskinliği bıçak sırtı hayatın düş pazarında ölü adamlar devşirme bir ağrıyla kıvranırken bedenin türkülü dudağın kanar kan üşür ardında kaldı nergis kokulu sözler gölgende tüten asil yalnızlığa öğret -kimseyi sevmedim bağrına yedi iklimden gam ektiğin kızılı çetin toprak üşür… Barış Çiçek İmran Kartaloğlu Resim ; Ertuğrul Ateş |
Üşüye üşüye eritiriz belki bir gün don vurmuş kalpleri...