Ankebutkaranlık bir yüzü var kalbimin dokunursan usul usul kanar tutuşur anızlarım sıcak sağanak sağanak boşalır gözlerimden incinmiş bir şeyler aşk mesela utangaçlığımı kapatmıyor incir yaprakları dudağımda mayhoş bir türkü sayıklıyorum gün boyu durmadan idrâkı namümkün tahayüller kemirip duruyor beynimi sayrıyım biraz biraz da sömürülmüşüm her maceramda kılıksız kifayetsizim ilkelim kapında tut ki sereyim gönlümü yoluna boylu boyunca bir ankebut ordusu rüyalarımda ve kekremsi bir tat dudağımda babil’den kalma sarhoşlukla acılarım bereketli bire bin veriyor gece hasadında titreme kaçıklığı diyorum içimde çalkalanan kana her şeyin en iyisini düşünürsün sen amma gölgen karışsın gölgeme yeter başka hiç bir şey ; istemiyorum aslında su duruşlum gözlerimi her açışımda sen ol istiyorum yanımda yüzün ışık saçsın karanlık odama ve gözlerimi kapattığımda sonsuzluğa başım olsun omzunda sarı bir yaprak huzursuzluğunda ruhum n’olur ciğerparem n’olur ben beni bıraktığımda sen beni bırakma o |