Rüveyda VI.
kalbimi söktüler güzel çiçek kokularıyla
gözlerime mıhladılar nü sancıları sonrası yoktu karanlık eleji nöbetlerinden başka sonrası yoktu Rüveyda kara kuru sokakların kahrıyla yürüdü avuçlarıma sancısı aşkın yırtıldı göğüs kafesim ten düğmelerim söküldü alaca bir kuş havalandı içimden bozkır yeleli atlar şaha kalktı seke seke yürüdüler al kınalı keklikler içimin varoşlarında bir yerde zemheri kar kokularında buzlanmış ayaklar gibi inceldi gözlerimin sülfürü gözbebeklerim intihar etti Rüveyda çavlandı doru tayların yelesinden rüzgar sağanak dudaklarıma ölümü mühürledi gözlerimi kapatıp sarhoş arıların dansına düşümü düşlere kardım meğer sancısı geçmiyormuş aşkın o yalnızca dibek taşlarında buğday öğüten eli kınalı, başı yazmalı anaların suskun dudaklarında katmerleşen zift karası gerçeklerin bir yansımasıymış her gün ölümü zikreden bir çocuğun baba olma korkusuymuş hayat kavlandı yüreğime sükut arayıp bulacağım aşkı ölüm beni bulmadan dağınık ve uykulu saçlarından tutup yaslayacağım göğsüme ölümü sonra susup bir nehrin kanayan uğultusunda gülleri besleyeceğim mezarımda Rüveyda Barış Çiçek |