haç
Henüz son istavrozunu çıkarmadan son isevi
Biz daha keşfedilmemiş bir hastalık adıyız seninle Dogmatik hesaplaşmaların arasında Mütebessim bir suret… Lakin mukadderat! Santral beni bir olasılığa bağla! Ah ‘tufan’ gibi cesur olabilsem Anna’ya haykırır gibi Gidelim burlardan diyebilsem Ve fakat yok. Ben koca yoluna gidecek bir kadın Bilmem kaç sakal traşında Çok bıyık burgusunda! O Bir adam… Günlerden sarhoşertesi Çay içerdi bir yuvarlak masada Varsın içsin Neyi düşünürdü öyle ısmarlama,kararlı Öyle cesaretten bağımsız Hipotetik! Uyarıcı bir tebessümle büründüğü o gürlek tehlike! Gözünün önünde müheyya dururken bir seyrek saçlı kız Çayıyla sigarasını denk getirmeye çalışırdı Ey ruhumu çarmıha geren et parçası! Sana kim usumu sıyır dedi Ben tillahıyım Yasak bir afişin Çatlamış nasırlı ellerin Susamları dökülmüş bir simitin Ceplere doldurulmuş bilyelerin Çorap içlerine zulalanmış sigaraların Diş kırıklıklarından saklanan gülüşlerin Düş kırıklıklarından felçli tüm kalplerin… (Proleteryanın ben....) Girme gözlerimin iktidarına Yasak! Bimlerce saç teli gibi duruyor kafamda ellerin Çünkü ellerin… Ellerin… |