- 1804 Okunma
- 30 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN AKLI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Adile, akşam sofrasını toplayıp, bulaşıkları yıkadıktan sonra iki fincan kahve yaptı ve salonda oturan kocasının yanına geldi. Fincanın birini kocasına uzatıp, diğerini de kendi alarak kocasının karşısındaki koltuğa oturup ayaklarını altına aldı. Ayaklarını sallayarak oturmak ona pek eğreti geliyor, rahat edemiyordu. Kahvesinden bir yudum alıp, kocasına baktı;
“Mustafa”
“Efendim canım”
“Şu bayır tarladaki zeytinleri toplasak diyorum; zeytinler dalından aktı gitti. Sahipsiz mal gibi…”
“Adile, benim can burnumun ucunda, sen sahipsiz mal diyorsun!”
“O zaman bir an önce toplayalım da akmasın zeytinler. Hiç olmazsa yiyecek yağımızı çıkartırız. Hepsini topladık; bayır tarla kaldı. Az çok orada da vardı zeytin.”
“Ben pamukları bitirmeden zeytine işçiyi götüremem; zaten bir kere yağmur yedi, bir daha yerse babana mı satacağız pamuğu! Rekolte düşer. Pamuğun birinci elini bitirmeden ikinci eli açmaya başladı bile. Şimdi zeytin sırası değil Adile!”
Adile, gerginliği artırmamak için konuşmadan kahvesini içti ama aklında hep zeytinleri vardı. Boşalan fincanları alıp mutfağa giderken geriye döndü. Elindeki tepsiyi kenardaki sehpanın üzerine koydu ve az önceki kalktığı koltuğa yeniden oturdu.
“Bak ne diyeceğim Mustafa…”
“Ne diyeceksin Adile?”
“Diyorum ki, sen pamuğu toplat, ben de zeytini.”
“İyi de Adile, iki tarla arası uzak, ben traktörle pamuğa gideceğim. Sen zeytine nasıl gideceksin, kimle toplayacaksın?”
“Ben, konu komşudan üç beş kişi bakarım. Sen sabah pamuk işçisini götür, sonra traktörü geri getir. Mobiletle geriye işine dönersin. Ben de traktörle zeytin işçilerini götürürüm. Akşamüzeri gelir traktörü alırsın, pamuk işçilerini getirdikten sonra bizi alırsın. Eh biz sabah geç başlar, akşam da geç bırakırız. Bir defacık komşular idare ediverir ne olacak canım. Zeytin dalında mı kalsın Mustafa?” Dedi üzgün bir ifadeyle.
“Becerebileceksen topla canım. Traktörü elinden alan mı var; ben sadece iki tarlaya aynı anda gidemem diyorum. Hem işçi yok ki, sen işçi bulursan topla.” Dedi ve divanın üzerine sırt üstü uzanıp yattı.
Adile, fincan tepsisini sehpanın üzerinden alıp mutfağa yöneldi. Mutfak tezgâhının üzerine tepsiyi bırakıp içeri girmeden komşularını zeytin toplamaya gelmeleri için çağırmaya gitti. Komşularından beş kişiyi ikna etmenin mutluluğuyla geri evine döndü.
Ertesi sabah kararlaştırdıkları gibi önce kocası, sonra da Adile sırasıyla tarlaya gittiler. Zeytinliğe geldiklerinde, zeytinlerin çoğu yerlere dökülmüştü. Üstelik yakın zamanda yağan yağmurun oluşturduğu sel suları yamaçtan akarken yarı yarıya toprağa gömmüştü zeytinleri. Adile’nin içi cız ederek komşularına yalvarır gözlerle baktı;
“Allah’ınızı severseniz yerlerdekini toplamadan dalına yanaşmayın. Altındaki zeytinler ezilecek.” Dedi.
Kadınlar yere eğilip yarı yarıya toprağa gömülmüş zeytinleri toplamaya başladılar ama iş yavaş ilerliyordu. Üstelik tırnakları acıyan kadınlar söylenmeye de başlamışlardı. Adile kimseyi duymuyor, toplayabildiği kadar zeytini seri bir şekilde toplamaya çalışıyordu. Bazen yerden, bazen daldan derken öğlen olmuştu. Traktörün kasasındaki azık çıkınlarını indirip kasanın yanındaki düzlüğe oturdular. Çıkınlarında ne varsa çıkarıp küçük bir yer sofrası kurmuşlardı ama genç bir kız sofraya oturmamış, ellerini yıkıyordu:
“Allah aşkına Adile Abla, şu ellerimin çirkinliğine bak; çamurun içinden zeytin toplayacağız diye tırnaklarım kalmadı. Ben, akşama düğüne gideceğim ama bu ellerle düğüne nasıl giderim.” Dedi ellerini göstererek.
Adile, kızın ellerine baktı, gerçekten kötü olmuştu. Aklına geçen yılki kendi hali geldi. Yemeğini acele acele yiyip sofradan kalktı.
“Siz az dinlenin ben hemen döneceğim.” Dedi ve traktöre binip köye gitti. Kadınlar, Adile’nin neden gittiğini bir türlü kestiremediler. Eve gelen Adile, geçen yıl, oğlunun düğününde takmak için aldığı ama kızının “Anne, senin elin durmaz bulaşığa, yemeğe davranırsın, yemeğin içine falan düşer tırnağın. Misafirlere karşı ayıp olur.” Diye takmasına müsaade etmediği tırnakları alarak geri işçilerin yanına döndü. Komik bir yüz ifadesiyle;
“Hadi bakalım uzatın ellerinizi!” dedi. Kadınlar şakın şaşkın Adile’ye bakıp ellerini uzattılar. Adile, kadınların işaret parmaklarına sırayla tırnakları yapıştırdı;
“Artık tırnağım kırıldı bahanesini istemiyorum bir! Zeytinler bitmeden eve gitmek yok, iki! ”
Takma tırnakları pek seven Müjgan;
“Aklınla bin yaşa emi Adile, işte kadın aklı… Düğünde takamadığın tırnakları bayırda taktın ya, hem de hepimize.”
13.07.2011 Emine UYSAL
YORUMLAR
Emine UYSAL (EMİNE45)
yeni yılınız kutlu olsun.
Daha önce de gelmiştim... Okuyup gittim sonra...
Ama aklımda kaldı tırnaklar. Hani nerdeyse "tırnağın varsa başını kaşı" diyecektim zamanın yardımdan ve sevgiden uzak yanını düşününce...
Ama işe yaramış bu tırnaklar!
Bayırda takılmış olsa da...
Tebessüm bıraktı yazı...
Kaleminiz daim olsun.
Yüreğinize, çokça sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle, yeni yılını, pardon noelini kutlarım:))
Saadet Ün
Senin de yeni yılın, pardon noelin kutlu olsun Sevgili Emine :))
Şaka bir yana, dilerim 2012 yılı ve gelecek olan tüm yıllar, acılardan kederlerden uzak olur...
Her şeyin gönlünce ve dilediğince olması dileğimle;
Dünyaca mutluluklar ve sevgiler...
2011 Yılının sizin yazınızla kapanıyor olması ayrıca güzeldi...
Yürekten kutladım efendim..Nice başarı,selam,saygı...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkürler Hayrettin Bey, selam ve saygılar.
sevgili Emine arkadasim , daha gecen hafta bir mail almistim .. canakkale' de bir arkadasim tarlaya gidemiyoruz yagmurdan camurdan diyordu .. zeytinlerin yerlere döküldügünü asiri yagmurdan anlatiyordu .. ve nasil üzülüyordu ..
bu yazini okurken arkadasim aklima geldi .. Allah tüm mahsul sahiplerinin yardimcisi olsun .. ne zor .. ne kiymetli onlar icin mahsul .. ekmekleri iste ...
Adile arkadasimizin bu gercek hikayesini bizlere ne de güzel aktarmisin...
cok tesekkürler..
arkadasimizi tanimasak da her ikinize de selamlar .. sevgiler
_ZERRE_ tarafından 12/31/2011 6:59:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkür ederim, yeni yılın kutlu ve mutlu olsun.
selam ve saygılar.
_ZERRE_
demin unutmusum ben de yeni yilini kutluyorum sevgili Emine..
Yazımı güne getiren seçki kuruluna ve yorumlarıyla değer katan bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu kurdele yalnız benim hakkım değil, bütün cefakâr ve vefakâr Türk kadınlarının olsun.
Bu hikâyede sözü edilen Adile karakteri, içimizden bir kadın ve sayfamda yorumu var. Kendini açıklamadı ama onu gözlerinden tanırsınız. Sevgi ve şefkatle bakıyor. Sımsıcak bir insan… Seni seviyorum arkadaşım.
Bütün site arkadaşlarımın yeni yılı kutlu ve mutlu olsun. Hepinize kucak dolusu sevgiler.
BOZOK KIZI
Emine UYSAL (EMİNE45)
selam ve saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgiyle, kocaman öptüm.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ne duru bir anlatımdı...
Adileyi çok sevdim...
Bence sürmeli bu hikaye... :)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Yeni yılın kutlu ve mutlu olsun.
sevgilerimle yazarım.
(( Seçil Nimet ))
İnşaallah, katılmamak mümkün değil size... :)
mutluyıllar...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle.
Mutluluğun formülü, gerektiğinde önemsiz şeylerle meşgul olabilmektedir.
Edward Newton
Önümüzdeki ve bütün diğer gelecek yıllarda mutluluklar dilerim, yeni yılınız kutlu olsun
sevgilerle
Emine UYSAL (EMİNE45)
Senin de bütün senelerin sağlıklı ve mutlu gelsin geçsin.
sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Senin de bütün senelerin sağlıklı ve mutlu gelsin geçsin.
sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgilerimle.
Siyah Kurdelalı Kadın
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgiler.
Çok keyifliydi. Kadının fenni erkeğini yendi buna dense gerek.
Sevgiler güzel yüreğine.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Yeni yılın yeni umut ve mutluluk getirsin can.
sevgilerimle.
Nilgün Akçay
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygılarımla.
Kemnur
Emine UYSAL (EMİNE45)
çok sevgimle.
Ah canım benim ya bu tırnak hikayesi bana hiç de yabancı gelmedi)) ne güzelde anlatmışsın o güzel yüreğin dert görmesin ellerine sağlık seneye de lazım olacak o tırnaklardan bir paket daha almak lazım galiba))..
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgiler arkadaşım.
işte öykü böyledir Emine arkadaşım
içinde bütün istediklerim vardı
harikaydı
kutlarım
Emine UYSAL (EMİNE45)
selamlar.
Keyifle okudum Adile Hanımın Yürekten üretken zekasını,Teşekkürederim dost yüreğinize sağlık...
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
selamlar.
Yazıyı okudum güzel bir ifade sadece anlamadığım şu
zeytinin kasımın sonu aralık ayı başına sarkar toplama işi
pamukda bu aydamı toplanır
ben karadenizli olduğum için bu durumu kavrayamadım
kusuruma bakmayın.
saygılarımla
Emine UYSAL (EMİNE45)
Çiftçilik yapmaya merak saldıysanız açıklayayım; eski pamuklar beyaz çekirdekli olurdu ve şubat ayına kadar toplanırdı. Geç açardı. Her şeyi dışarıdan ithal ediyoruz ya, fare pisliği gibi bir siyah çekirdek buldular. Nereden ithal ettiklerini bilmiyorum, araştırmadım da. O çekirdekle üretime başladıktan sonra pamuklar eylül ayında açmaya başladı. Aralık ayına varmadan biter ama yine de zeytinle çakışır hasadı.
Eh bu kadar bilgi yeter, ben ziraat mühendisi değilim:))
Teşekkürler, selam ve saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle.
Yaşanmış bir hikayeymiş. Çok hoştu. Ama keşke devamı gelse. Zevkle okuyacağımdan emin olabilirsiniz.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Güzel düşüncelerin için teşekkür ederim.
Selam ve sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Güzel düşüncelerin için teşekkür ederim.
Selam ve sevgilerimle.
Sanırım buna benzer hikayeler bu bölgede sık sık yaşanıyor.Az çok bende bu alana girdim sayılır bilirsiniz.Bahçe de çalışanlar bir yana toplama yükleme vs.. bayağı sorunlu işler gözlemlediğim kadar..Size anlatılan hikayeyi çok canlı yazıya dökmüşsünüz Emine hanım.Kutlarım.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sen de emeğinin karşılığını alırsın inşallah. Selam ve saygılarımla.
Ben öykünün gerçek olmayıp sizin yarattığınızı düşünmüştüm, çünkü sizden bu tür öyküler bekliyorum. Her zamanki gibi bu da harikaydı, tebrik ederim.
Sevgi ve selamlarımla mutllu yıllar dilerim.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkür ederim efendim nazik düşüncenize
. Selam ve saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkür ederim efendim nazik düşüncenize
. Selam ve saygılarımla.
Makedonyalı Şair
hani tv de bir yarışma programı vardıya BİR KELİME BİR İŞLEM.....sende bir kelime bin işlem oluyor can....üretkenliğin had safhada saygılar
Emine UYSAL (EMİNE45)
selam ve saygılarımla.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle.
Hayatın içinden..
Köy yerinde tütün tarlasında genç kızları,gelinleri görürdüm..işte emek,işte Anadolunun cefakar kadını derdim...
İşten,aştan,tarladan kendilerine ayıracak zmanları yok..
Güzel analatım..Kutladım selamlar
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkür ederim, saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkürler.
sevgilerimle.