Torpil biter mi?
Başbakan, yakınlarda bir konuşmasında “Hamili kart yakınımdır devri geride kalmıştır. Bundan sonra torpille, iltimasla iş yapılmayacak” diye konuştu. Tam da Başbakan bu sözleri ederken, bir TV kamerası bir Bakan’ın önündeki notları çekiyordu. Ayrıntıları çok önemli değil ama, tam da konuya uygun “torpil” notlarıydı.
Pek ihtimal vermiyorum ama, hadi ki torpille iş yapılmaması için yasalar, genelgeler çıkartıldı. Ve de sıkı biçimde denetimler yapıldı.
Torpilin, iltimasın önüne geçilebilir mi?
Bence mümkünü yok. Belki, herkes çaba gösterirse, torpil yapanlar ve yaptıranlar teşhir edilirse, basın sürekli ve samimi biçimde üzerine giderse, her kademedeki yöneticiler, sıkı önlemler alırsa, sadece azalma ihtimali var; tümden ortadan kalkabileceğini hiç sanmıyorum.
Osmanlıca bir kitaptan alınmış. Günümüze ne kadar uyuyor.
Terfi isteyenlere Osmanlı atasözü...
Hiç ekleme yapılmadan aynen kitaptan alınmıştır!
Devlet-i Osmani ahalide “terfiyi temayuz” ilim irfan ile olmaz.
*Ya olacak kuvvetli iltimas. (Hamili kart yakınımdır)
*Ya olacak madeni haz. (Para)
*Ya da olacak TEN ile temas... (Cinsellik)
Tarih boyunca, torpil, iltimas, adam kayırma, haksız terfi, keyfi ihale hep olmuştur. Olmaktadır ve olacaktır da…
Bu, sadece Türkiye’de mi oluyor? Hayır, Dünyanın her ülkesinde, her kentinde, kasabasında, köyünde kesinlikle vardır.
Ama bir çok ülkenin bizden farkı; önlemlerle en aza indirilmiş olması. Daha da önemlisi, torpilin, yolsuzluğun, hırsızlığın, adam kayırmanın tespit edilmesi durumunda, yapanın yanına kâr kalmaması.
Bilgi birikimi, yetenek, proje üretme, dürüstlük, çalışkanlık, başarabilme yetisi anlamında, Türkiye’de devlet kademelerinde kariyer yapanlara, belli makamlarda oturanlara bir bakın. Gerçekten o makama en layık kişiler mi? Acaba bir siyasi iltimas, güç desteği olmasaydı, bugün binlerce makamda oturanların kaçı o düzeye kadar gelebilirdi?
Açık artırma veya kapalı zarf usulü ihalelerde; yüz binlerce kuruma yönetici atamakta, bankalardan kredi sağlamakta, devlet teşviklerinden, muafiyetlerinden, primlerinden yararlanmakta yapılan uygulamaların ne kadarı isabetli, ne kadarı kimsenin itiraz edemeyeceği niteliktedir acaba? Bence yüzde 5’i, bilemediniz 10’u geçmez.
Gücü elinde bulunduranlar; diyet borçlarını ödemek, kendilerine o gücü sağlayanlara, maddi-manevi destekte bulunanlara torpil geçmek için bir takım yollara başvurabilirler. Devlet olanaklarını eşine, dostuna, yakınına, partilisine, destekçisine sunmaya çalışabilirler. Ama bunu önlemenin, en aza indirmenin ve bu yola başvurarak çıkar elde edenlerin hak ettikleri cezalara çarptırılmalarının tek çaresi şeffaflık ve kitlesel duyarlılıktır. Başta basın organları, adalet dağıtanlar olmak üzere topyekün halk, bananecilikten arınıp, yasadışı uygulamalara müdahale etmezse, “hamili kart yakınımdır” devrinin kapanması mümkün değildir.
Hele hele, bu haksızlıkları önlemekle görevli kişiler de, bu bataklığın içinde olursa, yani tuz da kokarsa, bu topraklarda yüz yıllardır süren torpil ve iltimas artarak sürer gider. “Torpil devri geride kaldı” lafları da, “Aman dikkat edin, karda yürüyün izinizi belli etmeyin” tavsiyesi olarak algılanır.