Bitmeyen Şiir
Yaklaşık bir aydır bir şiir yazmaya çalışıyorum. Şiirin konusu –çoğu şiirim gibi- annem. Bu bir ay zarfında altı dize yazabildim ancak. Yarım kalmış, tamamlanmamış, bitmemiş bir şiir. Bitmeyen şiir konusu geçince Erzurumlu hemşehrim İlhami Çiçek aklıma geliyor. Rahmetli de benim gibi şiir yazarken çok hassas davranır kelimeleri seçerken kılı kırk yararmış. Bazen günde sadece bir kelime yazar şiirin bitmesi günleri hatta ayları bulurmuş.
Ben de şu anda aynı durumdayım. Altı dize yazabildiğim şiiri bitirmek için akşamları klavye başına oturuyorum. Şiir yazarken genelde fonda romantik müzik dinlemeyi yeğliyorum. Son günlerde daha çok Dana Winner dinliyorum. Winner, Simon and Garfunkel’in unutulmaz “The Sound and Silence” şarkısını en iyi yorumlayan şarkıcı bence.
Dün akşam klavyenin başına oturdum ve artık bir aydır bitmeyen şiirimi bitirmeye karar verdim. Bir yandan Winner’ın kadife sesinden The Sound and Silence’ı dinliyor bir yandan da ilhamın gelmesini beklemeye başlıyorum ama bir türlü olmuyor. Bu altı dizeyi tamamlayacak kelime, cümle bir türlü beynime kazınmıyor, dilime takılmıyor. Az önce belirttiğim gibi annemi anlatan çok şiir yazmıştım . Bu şiir farklı olmalı, tekrara düşmemeliydim. Şiirim üzerine daha çok eğilmemin, daha fazla hassas olmamın bir sebebi de buydu. Ama ne yazık ki kendime şiire bir türlü veremiyor o özgün kelimeleri, dizeleri bir türlü bulamıyordum. Sonunda şiirin yine bitmeyeceğini anlayınca daha fazla kendimi zorlamadım, bilgisayar masasından kalkmaya karar verdim.
Bu yarım kalmış eser meselesi en fazla şiirde hissediliyor kanımca. Bir ressamın resmini, bir heykeltraşın heykelini, bir yönetmenin filmini ilham gelmiyor diye yarıda bırakması, ilhamın gelmesini beklemesi pek görülen bir durum gibi gelmiyor bana.
Umarım şiirim yarım kalmaz, umduğum gibi tamamlanır ve sonuçta şiirseverlerin beğeneceği bir “manzume” ortaya çıkar. Hep birlikte göreceğiz, hayırlısı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.