....
5.3.2018 21:58:23
uçurumun kıyısına boylu boyunca uzanan bir asma köprü gibi
uzandım yine…
hüznün ve acının kollarına
böyle gecelerde, yaralı bir köpek gibi sürükleniyorum gidenlerin ardından
küskün çiçekler büyüyor gözlerimde
suyu çekilmiş ırmaklara benziyor sesim
yaşlı bir ağaç gibi çürüyorum kahrımdan
kimi kuşlar gibi süzülüyor, kimi selavat la geçiyor aklımdan
oysa nasılda aşka dönüktü yüzüm
tanığımdır, o cam kesiği şiirler
kaç kez aşık oldum celladıma
kaç kez zemheri vurdu sevdamı
kaç kez kurt bastı gecelerimi
kaç kaç kez mavzer sesi böldü uykularımı
o bozkır türküleri gibi hasrete bandım ben aşkı
bu yüzden geçit vermeyen uzak dağ köyleri gibiyim
alıştım kendi mezarımı kendim kazmaya
isli lambaların altında…
kendi kanımla aşkı duvarlara yazmaya
bu yüzden yanıktır sesim
bu yüzden bakışlarım kaçak, gülüşlerim firari
aldanma, allı-morlu şiirlerime
mevsimlerim hep kara kış
hep zemheri
oysa ne çok sevgiler demlemiş tim, dumanı üstünde
kaçak çay tadında
kıtlama şeker dişlemek gibiydi sevda
şimdi aşkı bile bile ıskalıyorum
artık sevdalar...
karavana