çaput bağladım dilek ağaçlarına
olmayacak olana nar çatlattım
kurşun döktüm kem gözlere
tapınaklarda tütsüler yaktım

üç vakte kabul olur dileğim
güller budandıkça çoğalır
benim uçtukça gürleşir teleğim

gölge gibi sızacağım kapılardan
hangi taşı kaldırsanız altında ben olacağım

kurtlar gibi uluyun, yılanlar gibi tıslayın
şerbetlidir benim sevdam
korkutmuyor beni ne darağacı
nede zindan

hediyeler aldım ona
İskenderiyeden
Bağdattan
Şamdan..

kelebek dokunuşlarla çözeceğim teninin düğmesini
ayak bileğine gümüş hal hal takacağım
ay tenine avuç avuç yıldız döküp
ak ellerine kara kına yakacağım

sönsün kandiller
yer ile yeksan olsun örtüler
kıskanç aynalar çatır çatır çatlasın
muson yağmurlarıyla yıkansın tenim
kuzey ışıklarıyla kamaşsın gözlerim

demem oki sizin olsun dünya
sizin olsun somun
ben ölümle sevişeceğim
siz gözlerinizi yumun