18.12.2018 20:08:35
Âh aşkla söylüyorum; 'bir ortağın, yok eşin'
Hiç aksi olmadı, hiç aldatmadı güneşin
Uçan bir kuşum güya, ufkumda başka âlem
Semada fersah fersah, sürgün olmak mes'elem
Hep bir oluş içinde, bir süreğenlik malûm
Geçmişten geleceğe, uyum içinde uyum
Sanki tüm zamanları, sarp yokuşları aştım
Özlenen bütün vuslat diyarları dolaştım
Her şeyde ayrı meram, saatlerde uğraş var
Ân, gün, hafta, ay ve yıllar da telaş var
Gecelere karanlık hem sabaha düşer tan
Denizlerde o tılsım, maviyle hep kaynaşan
İfşası bak dilinde, bütün ışıkları yak
İşte toptan gizlerin, bileni 'Cenab-ı Hak'
Hıncahınç bir akışta, yıldızlar alay alay
Hilâl şeklinde gelir ay hem bazen dolunay
Âlemde her ne görsem; hep içiçe alışık
Hepsi ezelle sözlü, hepsi ebede âşık
Gökkuşağı ısrarla, mekân kolluyor gökte
Asıl marifet onu rengarenk kılan Tek'de
Şehirlerde kargaşa, yığın yığın akım hep
Kim bilir hep beraber toplu sefere sebep
İklimlerde döngüler, mevsimler sıra sıra
Mahşeri bir nizamı andırıyor manzara
Şu sözde aşılmayan, azametli şu dağlar
Eğilir utancından, yarın diz çöker ağlar
Uzadıkça uzuyor, bu yolculuk ne âlâ
Habire çırpınır hem, hırçın tavrım pekâla
Neden verilmiş bunca, ah sırnaşık mâlumat
Öncesi, sonrasıyla, hem bir çift konum hayat
En nihayet bu hâlim, düşlerimle buluştu
Belli ki bir çıkar yol, ebeden kurtuluştu!
Ocak 2015
Furkan Selçuk Soylu