27.6.2018 13:23:52
( BİRİNCİ BÖLÜM )
En büyük kabahat Salacak’ındı bu husus da
O’ndan ebedi zamanlı kaçış fikrimden sonra
Getirmişti kaçtığım tüm anılarımı
Sarıp sarmalayıp Salacak iyot kokulu sırtına
Firar edip İstanbul’un bağrından benim gibi o da
Takılarak bir sarhoş bulutunun arkasına…
+++
O’nun yüzünden kaçmamışım gibi
Sanki ben ta oralardan ta buralara
Dikiverdi Salacak eski beni birden karşıma
O’nu unutma gayretimi ettirmiş oldu bana heba
Başlamıştı bile salacak,
Yeni ölümlerime çoktan mezar kazmaya
Gelir gelmez ayağının tozuyla...
+++
Kızıl renkli şarapların tesellisine muhtaç olurdum
Yüzerken terk edilmişlik deryasında ondan kalan tortum
Ve her türlü vefasızlığı biraz olsun unuturdum
Dikince birkaç duble o kızıl renkli şaraplardan kafaya
Ancak ayakta dururdum
Hani yalancı da olsa alkolle mutlu olurdum…
+++
O dünyadan kurtulup başka bir dünyaya ait olurdum
Şerefe nidalarıyla içtiğim şarabı değil de,
Adeta içime başka türden acılar doldururdum
Biliyordum ki Salacak anılarımda yaşadığı müddetçe
Ben yine de ilelebet ölümlerin kulu kölesi olurdum...
+++
Martılara en yakın
Hep deniz gören evler de otururdum
Öylesi durumlarda pencere önlerine yan gelip kurulurdum
Sarhoş düşlerimin özenle önüme sergilediği,
Çilingir soframa buyurmaları için martılara yalvarır dururdum
Ve onların benim bu davetime icap ettiklerini düşleyip
Hep birlikte içmeye koyulurdum…
+++
Özün de bir ateşten kopmuş meteorun külü gibi olmuştum
Lakin vefasız bir canın bünyesinden zora ki de olsa kopmuştum
Karıncanın bile dostluğuna muhtaçtı şu günler de ruhum
Ben artık yalnızlığın ayazın da yok olmamaya çalışıyorum…
+++
Belki gün olur yeni bir maviye yaslarım yüreğimi umuduyla
Her bucağı sen kokan o kentten can havliyle kaçmıştım
Ne var ki ben eski beni
O hayal kentte bıraktığımı sanmıştım
İtiraf edeyim ki aldanmışım…
+++
Orada bıraktığım sen’li anılarımı sırtına alıp getirmiş heyhat !
Şimdi bana Salacak rüzgarlarım !
İyi bir iş becermişcesine seviniyor gibiydi esintisine baktım,
Salacak sanıyordu ki galiba ben bu işten çok beyhüdarım !...
+++
Yani kaçmamışım gibi onun anılarından ben buralara
Yememiş içmemiş toplayıp getirmişti salacak oradaki anılarımı geri bana
Hem taze taze yaşanmışçasına, hem hepsi de sanırsın canlı canlı !
Akdeniz’in güzel bir kasabasındayım ama gönlüm hala yaralı !
Bağdaş kurup oturuyordu sanki Salacak geçmiş karşım da
İşin sonun da sanırım bana yeni bir mekan arattıracaktı,
Galiba bu tabutsuz varlığımı ölümle tanıştıracaktı !...
+++
Ahhh !...Salacak !...
Ahhh !...“Şair Naili Sokağı”...Ahhh !...
Oysa Selimiye ’gecelerin de kaybetmiştim mutluluğu ben fersah fersah !
Ayrılık virüsü bulaşmış olan o benim kanserli odam...Ahhh !...
Kızıyordu gelir gelmez şimdi Salacak bana...Kızıyordu vahhh !...
Gizli gizli terk ettiğim için kendisini kör bir sabah !...
X
/////////////////////
İSMAİL HAKKI GÜRCANOK
..MUĞLA / F E T H İ Y E..