20.5.2018 12:11:58
Zeytin Dağı’nın doruğundan
Bir dal uzat dünyaya
Haydi silkelen
Topla kendini, kalk ayağa
Ne olur ağlama!
Ve ağlatma beni Kudüs
Susmam bak sonra
Sen devam edersen ağlamaya
Neden yine kırık o
Ummanlara sığmayan gönlün
Niçin gözyaşıyla dost
Tebessümle küssün sen
Oysa mutluluk güneşinin
Çehresinden doğduğu
Bir mübarek kentsin
Azizsin, Kudüs’sün sen
Hem Muhammet Mustafa’yı
Yedi kat semaya
Yolcu edip gezdiren
Bir mübarek üssün sen
Hem Musa ile İsa’yı
Onca rasulü ve enbiyayı
Kucağında emziren
Kudüs’sün sen
Gece gündüz
Gönül gözümüzle
Gördüğümüz
Bir mübarek düşsün sen
Mescid-i Aksa sende
Sen de yeryüzünde
Bir aziz ziynetsin
Nadide bir süssün sen
Dün onlarca nebinin
Yüz sürdüğü
Bağ-ı bülbülsün sen
Ama bugün ne yazık ki
Kara postallarla çiğnenen
Endülüs’sün sen
Dikenlerin arasında
Yapayalnız, İstanbulsuz
Baharsız kokusuz
Parıltısız pulsuz
Solup giden gülsün sen
Çıkar mı bir Süleyman
Tekrar yükselir mi
Aksa’nın duvarları
Tutuşur mu el ele
Bir kez daha insanlar
Melekler ve cinler
Döner mi yuvasına bir gün
Burçlarından bir asır önce
Beyaz beyaz süzülüp giden
Munis seyirli güvercinler
Çileni çözdüm
Mübarek Kudüs senin
Sen var ya sen
Uygarlıkların şantiyesisin
Dağınık olur malum
Biraz şantiyeler bilirsin
Devam edecek
Kendimizi toplamadan
Tozun, dumanın, sisin…
Mesut ÖZÜNLÜ