Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir

Web Zaman Damgası



"ANNEME MEKTUP (6)" isimli şiir 24.9.2024 11:16:13 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

ANNEME MEKTUP (6)
24.9.2024 10:52:45

Resimler 1- Babamın gençliği. BU ŞİİRİ YAZMIŞ OLDUĞU 1960'LI YILLAR. 2- Babamın annesi, gençlik yılları.

ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 20 Ekim 1943
Ölüm tarihi : 15 Ekim 1986

NOT : Muhip Erdener SOYDAN’ın sayfası,oğlu Vecdi Murat SOYDAN tarafından
aziz hatırasına hürmeten oluşturulmuştur.

ANNEME MEKTUP (6)

Neden cevap yazmadın gönderdiğim mektuba?
Bir şey mi oldu yoksa, hasta mısın acaba?

Geceleri gözümde uyku yok inan anne,
Seni düşünüyorum inan ki seni anne.

Göz yaşımla suladım yazarken mektubumu
Şimdi dilim kurudu gözyaşlarım da durdu.

Mazinin ötesinde durmuş beni beklersin,
Kederli yüreğime kederleri ekersin.

Nasıl bekleyeceğim bilmiyorum bir yılı
Acep anne, hasret mi kovalar bu yılları?

Yarım kalan kalbimi gittikçe yarıladın
Gül gibi benzimi de gittikçe sarıladın.

Beklerim mektubunu göndermemezlik etme
Hasta falan değilim, beni hiç merak etme.

Hep geçen günlerimi hasrete sarıyorum
Tatlı ana sesini şimdi de arıyorum

Bu hasret baki değil, kavuşacağız elbet
Çık gurbet kırlarına, uzun yolları seyret.

O an, de ki içinden "Ayırdın bizi yollar
Bu hasret uzamadan kavuştur bizi yollar."

“Selam götür rüzgarlar selam götür oğluma,
“Sılada ana diye çırpınan yavrucuğa.”

“Selam götür bulutlar selam götür sılaya”
“Sesim duydukça oğlum bassın hasret yaraya”

“Bu fani dünyamda da bir yavrucuğum vardı”
“Sılada yemez içmez ana diye arardı.”

“O’nun ne günahı var, bütün günahlar bende,”
“Tanrım bana kuvvet ver bütün kuvvetler sende.”

“Gözü yaşlı bıraktım yavrumu Ankara’da”
“Zaten yarası vardı, bir de ben açtım yara.”

“Selam götür ey güneş, ısıt uzun yolları”
“Eritme sakın güneş, selamlı bulutları.”

Böyle dedikten sonra, in kırlardan aşağı,
Korkma, güneş eritmez selamlı bulutları.

Eğer eritirse de, yağmur olsun dökülsün
Kalpteki sızıları söküp alsın götürsün.

Kal sağlıcakla ana, yollarımız kısalır,
Gözümden akan yaşlar bir gün olur uslanır…


Muhip Erdener SOYDAN
04 Temmuz 1960 Ankara

ŞİİRİN GERÇEK HİKAYESİ :

Babamın çilesi, çok küçük yaşlarda başlamış. Henüz bebekken, karlı havalarda atların çektiği kızağın altında kalmış. Allah’ın bir mucizesi olsa gerek, sağ kurtulmuş. Ancak sakat kalmış. O zamanların ünlü doktoru Dr. Sami Ulus, (ki, sonraki yıllarda adı Ankara’da bir hastaneye verilmiş.) babamı tedavi etmiş. Ancak, uyguladığı yanlış tedavi sonucu babam sakat kalmış. Bir de bu duruma, babamın anne ve babasının boşanması eklenince, babam hepten çileli bir hayata tek başına göğüs germiş. Babamı anneannesi büyütmüş. Anne hasretiyle hep içi yanmış. Babası da, annesi de babamı kabul etmemiş. Babam, çok içli, ince ruhlu, asil soylu bir insandı. Anne özlemini işte böyle dizelere dökmüştür. Ben çocukken hatırlıyorum da, gizli gizli ağlardı ve ağlamak için iki odalı evimizde, bizim yatmamızı beklerdi. İşte bu şiirler, ondan bana miras olarak kaldı. Gözü gibi bu şiir defterlerini korur, kilit altına alır ve bizlere hiç göstermezdi. Zamanı gelince okursunuz derdi. Ruhu şad olsun. Allah, babamın mekanını cennet eylesin. Babam, 1986 yılında vefat edince, babaannem evimize birkaç ziyarette bulundu. Sonrasında ilgiyi kesti ve Antalya’ya yerleşti.2008 yılında Isparta’ya atandıktan sonra, babamın hatıra ve günlük defterini okuyunca, babaannemin Isparta Sütçüler ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğunu öğrendim. Akrabalarımızı araştırdım, buldum. Babamın dayısı ve çocuklarıyla halen görüşüyoruz. Babamın bekarken vefat ettiğini bildiklerini söylediler. Allah’ın bir lütfu olarak yaşanan bu ilginç olay, daha sonra babaannemin izini bulmama neden oldu. Antalya’da kızının yanında kalıyordu ve yıllar sonra ilk kez görüştük. Ancak, Alzheimer hastalığına yakalanması nedeniyle , annemi de, beni de tanıyamadı. ‘ Siz kimsiniz? Nerden geliyorsunuz? Erdener kim? ’ dedi. Babamı dahi hatırlayamadı.O an, acıların en büyüğünü kalbimde ve ruhumda yaşadım. Babamdan bahsetmesini, babamla olan anılarını anlatmasını, çok isterdim. Elini,yüzünü babamın yerine de öptüm. Sarıldım uzun uzun. Gözyaşlarımı içime akıttım. Babamın sevgi duyduğu, anne hasretiyle yıllarca içinin yandığı biricik annesini bu tanışmamızdan 1 yıl sonra kaybettik. Babam ve annesinin ruhları şimdi ahrette buluştu.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL