=========================================
Ben bu kente gelmeden önce
Mutluluk paylaşılmış yürekten yüreğe
Tomur vermişti gülücükler karşılaştığım yüzlerde
Umut vermiyordu unutmak
Onun kentini terk etmekle de
Bin tövbeler edip bu şehre gelsem bile…
xxx
Yarım can yürüyordum adeta
Kısır düşünce bulutları dolanıyordu daima
Şu an ki ruhsal havam da
İçimde ki karamsar hala dört nala
Yorgun adımlarımı dahi solluyordu o karamsar duygularım
Yüzü gülmeyen yalnız benmişim gibiydim zira
Etrafımdan gelip geçen güleç yüzlü insanlar arasında...
xxx
Eski yürek titreşimlerimin yankıları tırmalıyor yüreğimi
Başlayınca dinlemeye o eski inlemelerimi
Lakin hala tütüp dururken sevdalı başım da
Terk edilmişliğimin cesedi
Dilerim unuturum bu yeni kentte
Ondan devraldığım bu enkaz beni...
xxx
Yağmurla sönmüyordu yangınlarım
Aksine hatıralar yağmuruyla
Alev alev daha da parlamaktaydım !
Ne zaman yağsa o vefasız yar sulu sepken dünyama
Sırılsıklam olurdum onun o ıslak kıvılcımlarıyla !...
xxx
Mutsuz beklemeler zerk etmişti hep ruhuma mazim
En sadık duygum olmuştu “Beklemek” benim
Oysa şu mahzun görüntümün için de
Bir umudun uyumakta olduğundan emindim
Tüm gizemli gülüşlerim ezikliği bana ondan hatıra
Sabrımın zenginliğini bile hazmedemiyordum inadına,
Onun son buseleri tarafından ben uğurlandıktan sonra…
xxx
Umarım bu kent yeni hayatıma şans bahşeder
Taşırıyorlardı kendi mutluluklarını benden tarafa
Etrafımdan uçuşan bu tüm kentli yüzler
Şayet sebebini bilmediğim bir şansla affedilirse bende ki iç yenilgiler
Nasıl yeni baştan hızlı dönermiş yelkovanlarla akrepler,
Gönlüm beni terk edenin bunu mutlaka bilmesini ister…
xxx
Her solukta senden bahseden şiirlerimi
Bir kitap edip, tanık yapacağım kendime cümle alemi
İki kapak arasına kilitlenmiş olacaksın anlayacağın sen artık yani
Say ki hep sayfalar arasında yaşayan prangalı bir sevgili gibi
Ölene dek saklayacağım orada ki ben de olmayan seni
Yani kitaplaşmandan oluşacak aşkının o son cilti
Benim için İçleri yığın yığın sen'lerle dolu bir mabet gibi !...
xxx
Sığmayacak yeryüzünün en büyük mezarına bizim mazi
Onlarca mezarlık bir toprak bile getirilse üstünü örtemeyecek
En taze haliyle okuyacaksın senli zamanlarım da ki nefes alışverişlerimi
Ve halen ben de saklı sen'lerin o mağrur edalı seslerini
İntikam alacak senden benim namıma bunu da bilesin ki
Mazi de, dolayısıyla sen de saklı ben'lerin iniltileri !...
xxx
Sırf bundan ötürü unutmayacağım bu kenti
Anlaşıldığına göre burası daha çok gülen insanlar beldesi
Seni anıyorum bir sabahçı kahvehanesinde, seni şimdi
Masam da sana sayısız şiir karamalarımın hepsi
Ve içimde hala,
Senli dünyaya ait olan bir cennet hasreti !...
xxx
Cemalin gibi tüten bir çay bardağı var şu an önümde
Bağırıyor komşu masa da, ben gibi bir yenik kimse;
Bağırıyor, mars olmuş tavla da galiba o yine
Yırtınıp duruyor ve boyuna küfrediyordu kendi kaderine
“Ulan hep mi “HEPYEK” atacağım ben, hep mi be !!!..”
Oysa adam benim attığım “HEPYEK’leri” bir bilse,
Kendi dahi kendi kaderinden utanırdı beni düşündükçe…
===========================================
X
X
İ.HAKKI GÜRCANOK
Muğla / KÖYCEĞİZ