8.11.2018 01:38:28
Murâdım kaderin önüne geçti
Şükür bilemedim, ar bilemedim...
Nefsimi şımartan kırık süzgeçti
Zarar bilemedim, kâr bilemedim
Ömrümü hesapsız hevâya kurdum
Servetin hasını yele savurdum
Dağın zirvesinde aradım durdum
Saça da yağarmış kar bilemedim
Sandım ki gün doğar hep güneş açar
Ne fersiz kalırım, ne birgün naçar
Aynada gördüğüm gölgemden kaçar
Âkıbet karanlık, dar! Bilemedim.
İrâde ağacı tutmazsa aşı
Budamak, sulamak boşa uğraşı
Hebâ ettim göze emânet yaşı
Tövbeye münhasır zâr bilemedim
Pembe, beyaz, mavi olsa da tonu
Karaya çıkıyor her rengin sonu
"Düşman" dendiğinde belliyken konu
Zerki zehir nefsi "mar" bilemedim
Sevgiyi öğrendim aşk ile doldum
Leylâ'ya vahaydım Şirin'e yoldum
Tam beni bulurken bende kayboldum
Vuslat bilemedim, Yâr bilemedim
Kandan medet umanlar boğulsunlar kanında
Feraset var milletin, her nefes her anında
Çok kaybımız olsa da, kazanan en sonunda
Akıldı, us'du diye, gülmek, sevinmek yasak.
Söz verdi, sadık kaldı yönetenler ahtına
Şimdi barış oturdu, taç giyip de tahtına
Tıyneti bozuk ırkçı, bakıp makus bahtına
Darıldı, küstü diye, gülmek sevinmek yasak.
Oğlum laf dinlemiyor; tanımam dedi hükmü,
Olur mu ulan böyle azınlık tahakkümü?
Gösterip otuz yıldır özlemden terakümü
Sordu; kan kustu Şeytan, niye sevinmek yasak?
Mecit AKTÜRK