29.10.2024 00:05:51
Bir zamanlar neşeyle, ne sohbetler ederdik
Martıya simit için, ta İzmir'e giderdik
Ayrım gayrım yok idi, çünkü biz beraberdik
*** Bir çoğunun yerini, yeni dostlarım aldı
*** O ağacın altında, gerçek dostlarım kaldı
Demek ki insan oğlu, her zaman fırsat kollar
Bazısı için ise, menfaat imiş yollar
Hemen kayıp gidiyor, oluşunca koşullar
*** Bazısı taraf oldu, menfaatine daldı
*** O ağacın altında, gerçek dostlarım kaldı
Herkesi biz dost gördük, sözlerimden nem kapma
Verdiğimiz fırsatı, dedim ki asla tepme
Kimseyi incitmedik, demedik etme, yapma
*** Haddimizi bildik hep, sözlerimizse baldı
*** O ağacın altın da, gerçek dostlarım kaldı
Ayak arayıp, bulup, şiirler yazıyorduk
En güzel sözcükleri, art arda diziyorduk
Çınar, Bayram yerinde, birlikte geziyorduk
*** O geçen güzel günler, sanki birer masaldı
*** O ağacın altın da, gerçek dostlarım kaldı
Şimdi ki ilişkiler, her bir renge boyanmış
Uyuyormuş bazısı, henüz yeni uyanmış
İyilik ve dostluklar, menfaate dayanmış
*** Yılların dostluğunu, alıp ta taşa çaldı
*** O ağacın altın da, gerçek dostlarım kaldı
Günde on şiir yazar, yazmaktan da bıkmazdı
Kimseye düşman olup, kaşın gözün yıkmazdı
Heceye düşman idi, ayak, uyak takmazdı
*** Şiir nedir bilmezken, sayemizde nam saldı
*** O ağacın altın da, gerçek dostlarım kaldı
Lüzumsuz'un doğrudur, özü gibi sözü de
İyi analiz eder, her şey görür gözü de
Elbette silinecek, gidenlerin izi de
*** Onca yaşanmışlıklar, sanki birer sanaldı
*** O ağacın altın da, gerçek dostlarım kaldı
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ