21.10.2024 15:58:34
ellerimizde yoktu dünya
sadece biz vardık
birbirimize ait bütün evren bizdik
karşı kıyıda kaybolmuş umutlar kadar sessizdik
bir fırtınanın öncesindeki o garip huzursuzluk gibi
hepimiz beklerken bir değişim rüzgârının eser diye
o anı tutmaya çalışıyorduk
susuzluğun ortasında bir vahaydık biz
sen çölün kumları kadar sıcak
ben ise okyanusların derinliği kadar soğuktum
sesleri düşmüş sokakların köşelerinde
kırık dökük hayallerimizi onarmaya çalışarak
düşlerin buğulu dünyasında kaybolmamak
hayal kırıklıklarını yavaşça geride bırakmak için
kanatlarımızı açıp uçarak ilerlemeye çabalıyorduk
gözlerimizi kapatıp içimizdeki kıvılcımı bulmak için
ellerimizde tuttuğumuz kitapların sayfaları
hayatın anlamını taşırken
yüreklerimizdeki sevinci besleyecek kelimeler arıyorduk
bizi çekemeyenlerin parmak izlerinde
bir yudumda fakat dolup taşan hayallerle
her biri bir başka yolculuktu, unutulmamış bir hikaye
kendimizi bulmak için bırakılmayı bekliyorduk.
ve en sonunda bir pusula gibi belirdi cümle
"dinle, hisset, sevdikçe büyür içinde sevgi
kelimeyi duy, kalbini aç, daha fazlasını keşfet,"
dedi ve bir gülümseme yüzlerimizde
sayfalarımızın her biri yeni bir başlangıç için
hazır bekleyen hikayelere dokunmak için can atıyorduk
İlk cümleyle beraber açılan bir kapı
hayata dair tüm soruları yanıtlamak isterken
bir göz kırpmasıyla yaşama sevinci
biraz şaşkınlık ve çokça kahkaha
geleceğin kelimelerine doğru attığımız adımlarla
dağları aşan bir azimle
yeniden can buluyorduk
satır aralarına sıkışmış bir dipnot gibi
birden, bir cümle daha belirdi havada
sanki hayatın kendisi bizi çağırıyordu
“sevgi, dilden dile dolaşan en güzel sözcüktür,” dedi,
hemen birimiz: “bu da yeni bir serüvenin başlangıcı” diye haykırdı
koşarak gittik cümlenin peşine,
ağaçların arasından geçerek, ışık raylarının peşinden
ve bir anda ıssız bir yuva bulduk
içinde parlak bir sevgi tohumu
bize gülümseyen bir küçük kalp şeklinde
“bakın!” dedi birimiz, “hayat burada gizlenmiş”
İçerideki sevgi tohumları umutla büyümeyi bekliyordu,
her biri bir başka hikaye, bir başka gülümseme,
“onu yeşerteceğiz!” dedik hep birlikte
ve ellerimizdeki kelimeleri paylaşmaya başladık
“sevgi nedir bilmeyenlere, hep birlikte öğreteceğiz,”
dedik birbirimize coşkuyla dolup taşarak
kelime kelime, cümle cümle büyüdü etrafımız
ve o an anladık ki, her birimizin içinde
bir sözcük yavrusu, yeni bir hayata doğmak için bekliyordu.
durun, dedik birimiz, “peki ya annesi?”
hepimiz dört gözle bakarken, sevgi dolu bir kalbin etrafında,
dudaklarımızdan dökülen kelimelerle emziriyor
o küçük kalbi hayata hazır hale getiriyorduk
ve herkes sevinçle bağırdı: “Biz de annesi oluruz”
bir masalın içindeydik aslında
ve kelimelerin sihirli dünyasını keşfediyorduk hep birlikte
kimseyi üzmeden dans ediyordu güneşin sıcaklığı
dalga sesleri sabahın melodisi gibiydi
gökyüzü turuncu bir paletin fırçasında
son ışıklarıyla kucaklıyordu ufka doğru
"biraz daha kal, rüzgarı hisset," dedim ona
denizin derinliklerine dalarken özgürce.
o, gülümseyerek yüzdü, hafif gülücükler saçarak,
ben ise bu anın tadını çıkarıyordum
bir an gökyüzündeki bulutlar
kumsalın üzerine seren bir şemsiye gibi
ve fısıldadım kendime düşleyerek:
"zaman ne kadar da cömert,
her anı bir hazine gibi sunuyor bize''
kalbim, o an bir deniz kadar derin
sevgi dolu gözleri görmek için sabırsız
onun yanında olmak hayatın en güzel haliydi
ve biliyorum ki, hepimiz
bir melodinin notaları kadar uyumlu
gerçekten de çok mutluyduk bu anların içinde
_boran