14.5.2024 00:00:09
Şimdi dört duvarda
Bir ay dolusu kadehte
Ruh iki göz arasında
Düştü çayım belinden burcuna
Ben toprağa basıyorum
Sanki gözüne basıyorum
Öyle bir rahatlık var içimde
Pamuklar içinde üzüm
Kehribara sarılı tespih tanesi
Ah Rüknettin seni benden çok sevdiler
Haklılar hem sen aşksın ben şair
Televizyon sehpasına düşmüş cıgara külü
Dolapta elma ve bıçak
İki kez uyandım ben uykudan
Tuz öpmek ekmek koklamak
Gidip gelmek mavzerin üstüne çakılı çakı gibi
Parmaklarımın arasında boncuklar
Rüknettin doyur bir daha hak için
Sual eyleme yarin yarını yok
Bırak bu alem-i hiçin
Kertalasını yazamadı Filibeli
Çıkma ne olur Rüknettin
Çay üşüdü sokakta
Leylasız kaldı işte
Mecnun-ı şeyda oldu böylece
1970 model masada Süleyman abi
Rüknettin'i görmüyor
Ben her yudumda onu anıyorum
Süleyman abi siliyor tabakları
Çift çaylar üstüne kapatıyor
Kürsüde kar tanesi var
Üzerinde al tanesi var
Diafondan ses geliyor
Rüknettin son sözünü söylüyor
Çaycu Rüknettin
Eyledin gittin
Hem sevdin hem sevildin