8.6.2019 22:53:10
Ruhun okyanusunda gezen her ermişin
Doğumla ölüm arasında
Tekrar tekrar yazdığı bir kitaptır aşk
Yaratıcı mealini bırakır manşetlere
Ana duygunun çarpılıp bölündüğü
Tüm dilleri
Tüm dinleri yutmuş bir hafızın dilinden
Sayısız kere bAsılmış
Her devir gülleri deren kanata kanata
Dikenini batırıp bülbülünü söyleten
Çırpınan sorulara cevap olarak
Acıyı sunar önce aşk secdesinde
Sonra sağnak sağnak bir sınav kirpilerde
Ruhun bahçesini tarumar eden bir tufandır aşk
Tebliğ ederken kendini
Açıklı koyulu çiçeklenir tüm dalların
Parlaklığıyla yakar ardından
Ayak bastığın toprak mı su mu?
Göğün rengi değişir
Mevsimlerini hasat eder
Titreyen dalların kalır geriye
Ve hicret eder senden
Lisanı lal
Veda hutbesini dinlerken bulursun
Bir yığın ünlemle
Yüreğinin batısında
Hiçbir kaba dolmayan
Hacimsiz bir asidir aşk
İçimi yoğurur sıvısıyla
Ne kadar katacağını hiç bilemezsin
Hizmetindeki tüm duygulara payını verip
Acı,
Iki dudak arasına
Ayetlerinin keskin ,tatlı zehrini
Al renginden sunar
Dilindeyken bal
Yutarken tevekkül eder
Kleopatra'nın
Romeo'nun
Züleyha'nın
Mecnun'un mesh ettiği bir örtüyle
Çağları dolaşan bir mesihtir Aşk
Başına buyrun anılar armağan eder
Feveran edip zamanın kalbine
Çizelgesiz bir tarih yaşar
Çaresiz kalırsın ehil vuruşlarına
Ve gözlerin depremi olur
Kurutamaz hiçbir hekim
Umuda sızıyı ipekten bir nakışla işler
Derine tutkuyu
Dışına şefkati bezer
Sevinç ve hüznü aynı ilmeğe dolayıp
Hangi uçurumda tercüme eder kendini