ŞİİR İÇİMDE ŞEHİR BAŞUCUMDA...
19.5.2019 17:59:12
Ulema düşlerin bekçisi
Zamanın kanayan yarasından süzülen
İsli hüznün eremediği mertebe
Dokunaklı şiirlerde bir arpa boyu dahi
Yol alamadığım külüstür hayat yolunda
Sorularına muhatabım bilinmezin
Ve açık yakasında şehrin
Dillenen ruhuma adaklar adıyorum.
Şehir eriyor içimde;
Şiir içimde şehir başucumda
Ve yalnızım, karadan bozma
Beyazın tülüne vakıf bir perdeyim
Kanatlarımda dolunay
Erirken hece hece
Yaftalanmış hacimsizliğinde zulmün
Ben sancılanıyorum ansızın
Ölüm kokan ellerinde habis düşlerin.
Patavatsız muhatabı bir sefil im’im
Dişlediğim her duygu kalırken boğazında şiirin
Köhne bir lahit nazarında
Derdest edilmiş yüreğin kalbura çıkmış minnetiyim
Doğasında vücut bulduğum asaletin
Densiz cümlelerime tuz ruhu döktüğüm
Semazen bir benliğin közüyüm.
Aşkı anıp da geçmeden gün’üm
Bülbül olsam keşke dilinde içimdeki bezgin gül’ün.
Maviden bozma her aydınlığa sahibim işte
Oysaki tek sahibim Rabbime geçer benim nazım
Yüreğimin yongası o yetim düşlerim.
Feri sönse de gecenin
Fettan bir gölgeden bile kısa içimdeki feveran
Katıksız hecelediğim dilimde hep gönül sesim
Aşka biat hücrelerimde
Kanamalı bir hikâyeyim nazarında âlemin.
Serden geçtiğim yardan geçtiğim…
En çok kendimden ve yarından geçtiğim…
Geçemediğim köprülerin ayağıyım
Kırılan diz/e/lerin de tek tanığı
Körebe sevdalar nadasa almışken mutluluk dileklerini.
Kardığım mevsimle içli dışlı
Serptiğim her tohum nasıl ki içten içe dertli
Tutamadığım dilimde
Sayıp döktüğüm mevsimlerde
İçimde raks eden hüznün ekimi
Etti beni yerimden yurdumdan
İrkildiğim hangi doğaüstü güç ki
Muteber bir ömrü ben ölüme yeğledim?
Toplayın artık içimi, dışımı
Sona varan bir lades derlediğim masalı da
Geçirirken zimmetine.