4.5.2019 17:50:27
Göbeklitepe uyandı asırlık uykusundan.
Maziyi derinden duyumsayabilir
Burada her arayan.
Nazarı değince taşlara
Uzanıp girebilir zaman ve mekanın koynuna.
Maziden atiye bir yol bulur duygular.
Kendini kaybetmeden
Öylece selametle varır arayan.
Her menzilde yeniden yeşerir duygular.
Binlerce yıllık uykusundan uyanıverir taşlar.
Göz kırpar tebessümle geleceğe bakışlar.
Aslanlar, akbabalar, boğalar...
Dile gelip sorar cümle dostlar
Nerede bizi yontan eller?
Akrepler, tilkiler, yılanlar...
Hep bir ağız sanki hal hatır sorar.
Nerede saygı nöbetine durduğumuz insanlar?
Biz buradayız diye haykırır yürekler.
Gitmedik buradayız.
Hep buradaydık, bu topraklarda
Var olduk dün ve bugün.
Hep burada, sahibi olduğumuz topraklarda.
Damarlarımızda dolaşan kan delice akmakta.
Sahip olduğumuz beden, aldığımız nefes
Bir yanımız Anadolu, bir yanımız
Kutsal Ötüken ormanları.
Küllerimizden doğarız her yandığımızda.
Biz Anadoluyuz, köklerimiz çok derin.
Güçlü bir halkayız, kaya blokları kadar sağlam.
Kardeşlik duyguları küllenmez, derin.
Dört mevsim serpilip boy verir engin.
Göbeklitepe binlerce yıllık uykusundan
Uyanıp göz kırpar geleceğe.
Cümle dostlar şahit olsun o şanlı geçmişe.
Bekler evlatlarını ziyarete sessizce.
Kocaman açar kollarını, özlemle.
Binlerce yıllık uykusundan uyanmıştır mahmur.
Bak nasıl da davetkar muhabbetle uzanan o kollar.