ve kiliseyi boyadılar....

Maviye boyadılar
marmaradan daha maviye
dört milden biraz kalın boyadılar
görmek istiyorsanız haydi gelin
hatta tarabyalının dükkanından
birer gazlı bez alıp
merdivenlerini silin

Kiliseyi boyadılar
çan da rüzgar serin serin
nasıl anlatsam bilemiyorum
toplanın ve kulak verin

16 Ağustos bin sekiz yüz otuz sekiz
yeni dünya 16-17 yaşlarında
bilemedin on sekiz

Balta nedir görmemiş bu topraklar
vergi nedir bilmemiş
hiç bir karışı yok ki
bir gün olsun
bedel ödememiş

16 Ağustos bin sekizyüz otuz sekiz
sırttan hançer
cepheden soğuk
döşten süngü yeriz
dökülür halep in duvarları
medine nin gözleri sislenir
ah o kahire varya ah o kahire
ingilize gelin gitmek için mi süslenir

Ey mehtaba at süren ecdat
tutsak mı düşmüş cezair
esir mi şimdi bağdat
gülmücinem
kosovam
saray bosnam imdat imdat
sen ki
kızgın güneşlere at süren
devrine devran
gönlüme viran milat

Ne kadar yaralıyım sorma
bu ağızla bu dille anlatamam
ben şu gönlümde kopan fırtınayı
kolay kolay atlatamam
benimle beraber
cingene besimemin oğulları da
şimdi yalnız
şimdi üzgün
şimdi garip
en ufacık ümitleri
zerre kadar gerçekten muzdarip
birinin mendilinde tüberküloz
birinin elinde baston
birinin boynunda yağlı ip

cingene besimenin oğulları mı tek müsebbip ?

Soyun kurusun
şaton devrilsin
babasız viktorya
arabın dantellisi yunanla bir olmuş
kadeh tokuştururya
bir mustafam cesur
bir mustafam gözü kara
vurur sırtına evladını can eminem
yalın ayak cephelere onun peşinde koştururya

işte böyle böyle geldik bu günlere
ve hala
cemaat dediler
şeyh dediler
şıh dediler
bu uğurda nice
hazreti ömer'leri
ebubekir sıddıkları
ebu zer giffarileri yediler
yolumuza gül
gönlümüze dikenler serdiler
uyanmayın
silkinmeyin
kendinize gelmeyin
kime diyorum
bizi top yekün ateşe verdiler

Ve sonra kiliseyi boyadılar
marmara mavisine
seccade yeşiline
ve dediler ki
başı kıbleye gelecek
aman ha çevirin
müslüman ahali kurban kesecek
tutun ve devirin
evet
kiliseyi boyadılar
hemde camiye boyadılar
haydi cemaat hazır
o mübarek ölülerinizi getirin....