26.3.2019 14:30:37
Kül rengi bulutlar uzanıyor semada
Ölüm sessizliği sarmış dört bir yanda
Esir almış tüm ruhları gaddar bir kasved
Boyamış tüm şehri katran karası bir esved
Âlem-i beşer bir beşaret bekler şafakta
Efkâr-ı fukara dertli dertli dolaşır sokakta
Bitab vicdanlar hicranla gözler kenar-ı asmanı
Gecenin zulmü hapsetmiş bile seyl-i zamanı!
Ağlayın ey gözlerim ağlayın artık!
Gelmedi semadan bir türlü aydınlık!
Gel ey gül bahçemizin bülbül-ü handanı
Gel yüreğimizin ümidi, tek dermanı
Gel bağışla bize o mahmur saadeti
Gel nurunla dağıt şu hava-i zulmeti!
Leb-i hadraya ulaşır mı sessiz nefesimiz
Duyulur mu daire-i âfâktan hevessiz sesimiz?
Biçare nidalarımıza nazik bir cevap gibi
Şafakta şems misali hayal belirir bir serap gibi
İnce belinden kırılgan selvi minareler
Saplanırlar fecr-i sadığa birer birer!
Yavaş yavaş değişir kara çehresi semanın,
Aheste arzı başlar beklenen mihmanın!
Elveda gece karanlığına elveda!
Ağaran ufuklarda bir tatlı seda!
Duydukça o sedayı derin derin içimiz
Aydınlandı gönlümüz ve bilincimiz
Yırtılıyordu artık zulmet perde perde
Yeni bir gün, kim bilir nelere gebe?
Merhaba sonsuzluk kervanı, merhaba!
Eserken üzerimize serin serin bad-ı saba,
Merhaba sonsuzluk kervanı, yine merhaba…