2.3.2019 01:48:08
[ italik ]Sattığım güle meftun sanmayın bahçevanım
Alı, moru verene, tezgâh serene bakın
Nefsine mağlup olmuş bir âciz pehlivanım
İblise kafa tutan, sırra erene bakın
Takılmadan zirvesi kibir kokan dağlara
Dolaşın bir mâziyi uzanın tüm çağlara
Bir hiç'lik makamında kurulup otağlara
Nefrete gebe kalpten sevgi derene bakın
Mucizeyse aranan; kanın alı, akında
Musa'nın asasında, Nemrut'un helâkında
Kibiri Kibriyâya, Halık'a bırakın da
Bir terzi edâsıyla ağlar gerene bakın
Dağıtılmış payeler; onlarca usta, üstat
Bilen biri söylesin; kim kime vermiş ruhsat
Şayet "şu gökkubbede hoş sadâ" ise maksat
Her övgünün ardından kalbe girene bakın.
Dost olan doğru söyler; arz-ı hâlim îmasız
Ne "sözün abes" deyin, ne de "çok acımasız"
Silkelenip kibirden; vakt-i vedâ, sîmâsiz
Sessiz sedasız gelip defter dürene bakın.
Madem ki Rahmân'a yâr, kitabına em dedik
Madem ki eksiğe ar, çağa bozuk dem dedik
Madem ki kulluk şiar, yeğâne kıdem dedik
Emr-i Hakk'a râm olup ömür sürene bakın.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 02.03.2019
[ /italik ]