28.1.2019 19:08:36
[ italik ]“ben aşk şiiri yazmıyorum
seni yazıyorum aşk oluyor”
I
camları buğulanmış bu yaşlı kum saatinden
bembeyaz kumlar düşerken
simsiyah saçlarımıza
zamanın kocamış kadranı derin çizgiler açıyor
alnımıza…
alın yazımıza…
hayatın nasırlı avuçlarında
eskitme mobilyalar gibi flu'laşırken
el emeği göz nuru aşklarımız
her ayrılıkta sararıp soluyor
bıyıkları terlememiş, o gencecik yıllarımız
II
baba yadigarı bir hırka gibi eprisede anılar
unutmak kimliğine bürünmüş, bu kıytırık zamana rağmen
ne hayalinden başka yurdum
nede gölgen den başka bir yerde otağım var
hâla ruhsatsız silah gibi saklıyorum seni
kalbimin süveydasında
seninle dağlıyor'um yaralarımı
ki hangi yaranın sargısını kaldırsam
ığıl ığıl sen akar'sın hâla
yüzülmesi yasak bir deniz
görülmesi günah bir rüya olsan da
ne kadar uzak'sam kendime
o kadar yakınım sana
senin yerine koyabileceğim başka sen
yok işte… yok bende
aşüfte takvim yapraklarına inat
bir seni sevap saydım
senden başka bir kadını haram kıldım kendime
III
adım kadar eminim kendimden
ben bu kitapsız ayrılığa iman etmem
ezberlenmiş şiirler gibi adın pelesenk olmuşken
çürük dudaklarımda
bu ahraz yıllara el pençe divan durup ta
sensizliğe biat etmem
kangren olsa da
elim varmaz bu yarayı dağlamaya
unut deme…
unutmanın gücüm yetmez, bu aşkın kalemini kırmaya
IV
demem o ki…
[ italik ]“yıllarr yıllarr önce[ /italik ]” diye başlayan bir film repliği gibi
karıştı isek müruru zamana
sen sil haritalardan izimizi
mutlu veya mutsuz
sen bitir dumanını yitirmiş bu dağın hikayesini
ıslığını kaybetmiş bir rüzgar gibi sustuysa şarkımız
Şehrazat'ın bin bir gece masalı gibi yalan olduysa sevdamız
benim dilim dönmez
sen yalanla bizi
yada aşk olmuşsak şiir gibi
şarkı gibi
inanmam
öp
inandır beni