[ italik ]
Bu yüz görümlüğü cennetin mi cehennemin mi
Kapısına kilit vurulmuş bir ömrün
Oysa görebildiğim en güzel şeydin
Gözlerimi feda etsem de
Göremediğin

Belki haddimi aştım
Haddim olmayan dünü bugüne taşımakla
Kendi yalnızlığımın şiiri yapmakla
Sen gizli öznem
Devrik gönlüm gibi cümlelerimle var olan
Sade ve sadece bir arzu
Cehennemi cennete çeviren
Sarmal misali yüreğimde izlerin
Gözlerin
En güzel bestesi olan nefesin, o sözlerin

Ah canım
Canım canım benim
Ne zaman el uzatsam mutluluğa
Otur der yerine yalnızlığım
Bende böyleyim işte
Belki de en büyük hatam
Hala bırakamıyorum rüyalarımı süsleyen o yalnızlığı
Aslında öyle güzel
Öyle umutlu ki
Rengarenk beni bekler
Sanki her an bulutların içinde
Yedi renk yağarken durmadan
Hazır ben gibi yanmaya, kavrulmaya
Bazen deli deli eser rüzgar gibi
Bazen suya hasret kalmış ateş gibi
Yana yana
Efil efil ...
Gerdanında bir kuytu
Sokulsam alev alacak bilirim
Dili, yüzü, gülüşü

Ah canım canım benim
Yürek nasıl nasıl kıyar
İçime atarım taşımaz
Benden ağır
Yalnızlığımın içindeki sen gibi
Şahidim olmuşken duvarlar
Rıza getirmişken suskun, suskun
İçinde sen olmayan tek dakikaya
Tahammül
Tahammül mü
Sen onu derim ki yüreğine sor
Seni dinler mi bilmem
Velhasıl ben dinletemedim bir türlü

Ve şunu unutma sakın
Bu dünyadaki sırtımı dayadığım tek duvarım
Sen ki en güzel yalnızlığım
...
Yılların götürdüğünü yollar getirmiyor