21.11.2018 12:40:10
sen denizden arınmış tuzum
ben tuzdan arınan suyun
sinene yaslandı bin yıllık uykum!
semah dönen aleviyim
sen içimdeki kavi tutuşturan alevim
ruhuma işleyen
deyiştir sesime karışan sesin
ah!
ocağının ateşine düştüm
tenimde yangın nefesin
gözükara(m),
Zülfikar keskinliğinde bakışların, döküldü kirpiklerim
dudaklarının kıvrımlarına büzülmüş
küçük adam çocukluğun
acıyı közle avutan umutsun
sarsıcı dikbaşlı duruşun
Derniz´in darağacına mıh gibi çakılan devrimci gülüşün!
içimi d´ağlayan
sen, bin şiirle serpildiğim soyağacım!
müebbet yalnızlığıma dağılan narım
kopup zirvelerin bağrından göğsüme sürgün veren
sana kuruldu otağım
üç noktayla başladığım
ve
bitirdiğim cümlelerime sığmayan yaramsın
kabuğuna dokunsun s´özüm
sana kuruldum zamanın kıskacında
akrebim zehir
yekovanım ağır, aksak
iki koldan seni sarmanın telaşıyla
avuç içlerine d´üş(ü)müşüm
ah suyuma yangın taşıyan siyah gözlerin
kora öykünür
ummanı gölgede bırakan kirpiklerin!
çatılmış kaşlarında Anadolum
dört yandan ateşe verilmiş
üç tarafı denizlerle çevrili ülkem
vatan kadar kutsalım!
canın canıma, ömrün ömrüme h´asır
kiraz ağacının olgun meyveleri gibi
al al serpilen şiirimsin
nar gibi kızarmış imgelerimin yüzü
öp, içim içini giysin
yüzünün gölgesine sığınır Derya-yi H´azar
öbek öbek
ben sana kurulu cümle
yazılan mektup
aşk ile oku
dilin dilime dolaşan yasaklı meyve
ısırdığım yarım elma
gözlerim sana vaad edilen iki dünya
alabildiğine ela
ve yeşil
ah!
Zülfikar bakışlarında kesildi nefesim!
vakitli vakitsiz göğe açılan yüreğimde duasın
arındım kendimen, kırklandı sana nefsim
ben sana helalhoş, su gibi aziz!
sensin kurduğum cümlem
kurgulu imgem
en iç´li susum
Elif geldim!
Pir Sultan Abdal aşkıyla oku!
-Ben sana turab geldim!-
sude nur haylazca