Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld

Web Zaman Damgası



"KAĞITTAN PERDELER" isimli şiir 8.11.2018 18:41:03 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

KAĞITTAN PERDELER
8.11.2018 18:41:03


Uykulara küskün ezgiler mırıldandığında gece,
bir yandan seni hatırlatır,
bir yandan unuttururdu
eski masallardan çıka gelen yalanlarının infilâkı.
Ve kendime seslenirdim
"aldırma,hepsi geçecek" diye...


Anlamsız kıldığın bu ayrılıkta,
çığlığı kesilen martılar kadar yorgundu oysa sesim.
Duymadın...


Sen;
sağa,sola koşturan lame topuklu kadınlara müptelâydın.
Kana bulanmış çilekli sakız çiğnerdi her biri, kör bıçağın ağzında.
ve bağırırlardı göbeği balkon bir puşt'a
-- Hey bu gece kimsem olurmusun?
Gergefine bir ilmik daha atardı ölüm.
Aniden
taze çile/k kokardı üç kuruşa yenilen nefs...



Sen her defasında ihanetin inkârını yazardın sulu gözlerime
Benimse,
dalga kıranla sevişirken köpükler,
intihara meylederdi masum, mavi düşlerim.



Yalnızlık kimsem olduğundan beri,
kağıttan perdelerini yırttım sahte tebessümlerin.
demiri eritecek kadar sıcak bir yüreğin
tepkimesiydi yıldız yıldız yüzümden dökülen iyimserliğim


Hani "insan insana" iyi gelirdi.
Hani anlaşılmaktan geçerdi tüm adımlar.
Söylermisin?
Külçesi kaç para, kördüğüm,palavra sözlerinin.




Şimdi soruyorum...!
Sen hiç yağmur suyu içtin mi ?bulutlara ağzını dayayıp.
Deniz kabuğundan dalgaların tınısını dinledi mi kulakların?
Hiç gözlerini yaktı mı ?kör bir ressamın tablosunda ki güneş.
Ağaçların düğününde,çiçeklerle raks etti mi parmakların?
Kaç çocukla sek sek oynadı ayakların?sokak ortasında.
Kaç umarsız hayvana pansuman yaptı narin ellerin?
Kimliğine saygı duydun mu bir eş cinselin?
Sahi,
sevgilini öptün mü? bir meydanda ayıbı hesaba katmadan.
İsimsiz bir mezara çiçek bıraktın mı? rahmet okuyarak.
Köhnemiş fikirlerle savaşıp, ağladın mı onuru ekmeğine katık yoksullara?
Halay'a durdun mu? ırkını ötekileştirdiğin renklerle.
Kilisede,Havrada dua ettin mi tüm insanlık için.
Kutsiyetini kavrayıp barışın,
Savaşlara lanet okudu mu dilin?



Anladın mı şimdi yalnızlığımı.
Kavraya bildin mi? sevgimizin tezatlığını
Görebildin mi?
sözde, gözün gibi baktığın sende ki beni.
Hiç sanmıyorum.

Şimdi başın ellerine bağdaş kurmuş ne fayda.
Gözlerin uzaktaki bir gölgeyi takip eder gibi durgun
Yüzünden düşen öfkenin bini bin parça.
Ve asıl komik olan ne biliyormusun !
tüm bunlardan kara bir kediyi sorumlu tutacak kadar sığ oluşun.

Bu saatten sonra
Sen anlamamaya
Ben konuşmamaya yeminliyim
Bitti...


Dilek USTA
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL