22.9.2018 09:27:33
ben en utangaç oğlunum, baba!
ben bünyamin
altı kardeşten dört numara
hani şu dört yaşına dek yürüyemeyen
hani şu peltek
tuhaflığı herkesi fazlasıyla şaşırtan
otomobilleri teneke tabut
beton tabut binâları
mobilyaları tahta tabut
diye tanımlayan oğlun
senin yolundan sapmadım baba
bütün ömrümde
dünyanın şatafatına tamah etmedim
ferahfezâ uyu sen
ışıklar içinde
şiirlerle yıkandım yankısız yazılarla
sevindikçe gül koydum gömleğimin cebine
üzüldükçe bile-isteye kayboldum
o gülün pür-mistik deneyiminde
boğdururlar arslanı kediye, oğlum
ve tutulan kısrak döver harmanı
deyişlerin hiç çıkmıyor aklımdan
heyhat ki bunlarmış hayatın yasası
olanca harâretimle yakındım sana
değişmedim, böyleyim, elimde değil
en hayırsız, en umarsız oğlunum, baba!