dil müzevir
yürek ketum
prizler de hep elektrik kaçakları
kimden söz etsek ahu
kimi sussak ilenç
ne çokta çektik
yeğin lerden
ebleh lerden
tıslayarak acımızı ayartan



tuhaf ama tuhaf
bin bir cezadan muaf
ateş böceklerinden
geçmişe güle güle demişiz
geleceğimiz ustura ağzında
her adım atışta zokayı yeriz



ah yüreğim ah
bilmem ki neyim sevap neyim günah
eğrim-doğrum
varım-yoğum
beyanım-sorgum
hadi anlat



ay nazlandı volta atmaya
ne lüzum var caka atmaya
anla beni artık
düşüme düştün düşüme
itirazım yok vurulduğum kurşune
külünde ateşle beni
geceler şimşek ışıltısı
kalmadı ne eskisi nede yenisi



avuçla sam torağın izi
olur mu muhalefet eden
beyazın üstünde kırmızı leke gibi görünür
ama her kırmızı ışıkta durulur
bilmem ki hangisi daha erken duyulur
vuslata erme muştularımı
hicran uğultularımı



sizdiniz evet siz
suyu bulanık seversiniz
havayı puslu
az da değilsiniz
size baş rol yakışır
bize figuranlık



edep vardır
haya vardır
birde iyi maya
yoksa rast mı geldiniz sert kayaya
adınız okunduğunda
suratınızı parmaklarınızla niye örtünüz
yorganımızı yürüten sizmiydiniz
apoletler imiz i siz mi söktünüz
ne yazık ki aynı ürünü kaldırırız
hamsi Hopa
çay Rize
fındıkGiresun
elma Amasya
Karadenizliyiz hulasa
ama yok farkımız birbirinden
keşke birlik beraberliğimiz olsa