5.7.2018 01:44:43
sabah olur
uyanır içimin eşref saati
"[ italik ] Diri diri gömülen kız çocuğunun
hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğunda[ /italik ]"
sükut içinde yücelir sabırlı dua
ve esir bir hüzün tutunur servi dalıma
rüzgar eser
körpe şafaktır
üşür bir anne
vakit sabahtır
zaman göçer öyle bir gök yüzüne
yaşlanır dağ gibi o baba da
bütün hüzünleri biriktirip göğsümde
sığınırım kırk günün ladin yanıklarına
tükenmiş boğazımdaki cesaretim
sızılarından öpememki bir daha o çimeninde
son güzün kuruyan elleri gibi bil ölmeyi
nasılsa yemin etmiş o sabahda geri dönmeye
bekle işte
ve yeşil elbiseyi sev dedim kendime
sev pembe desenli pencereyi de
siyah
beyaz
tüm sarı renkleri sev
kavrulacak son eylülün zeytin gözlerini de öyle
şuramda şuramda şuramda niye
şuramda büyüyen bir yara sesi illa
nasıl kemirir içimi çıldırmış bir güneş ile
yıkılıyor işte içimin son kadim eseri de
yakıldı içimin son çocuk bahçesi
ve kana bulandı bütün orman örtüsü
ne alçak bir gavursun sen böyle
mahluk denilen adi müsvedde
kırılgan bir gürültüdür umut denilen
kanatlı mevsimler gibi gezinir durur sevinçler
zamana yenilmiş bir ihanet değirmeninde
öğütülüp durur o dönme dolap çığlıkları
bir nefesin en son demi gibi sever ellerim yine
ateş böceklerini artık salıver kader
ölmesin diyorum son güzde çiçekler
ellerim nisyan ellerim umut ellerim ki kirli bir keder
bu ne tükenmez bir çile ki böyle
seyretmek dünyayı ölümden beter
yıkılıyor gözümde tüm köy-şehirler
Lut Harun ve Yahya adına
çökecek sanki kıyametin ahı üstüme
dili yok koparılmış yağmur çiçeğinin de
kurudu işte mavi tepeli yeşil vadi
ve çöle döndü gelincik yaylası
ve kül oldu eylül kokusu
su vermiyor diye küsemem ki gök yüzüne
toprak bağrımda bir öksüz vatan misali
sardı saracak en küçük sıcak bedeni
tutunun içime tutunun ey çimenler
yaşasın leylanın suçsuz gözleri
ve susun artık şiirler
hükmü adil bir kutluyu dinliyor kalbim
kalbimde uyanmış bir beyaz mevsim
kanatlanmış bir dünya çocuktur gördüğüm
ve onların gül yüzlerinde
yalnızca Allah var bildiğim
my